Kronik Kitap

Yayınevi hakkında görüş ve önerilerinizi, yayınevinden çıkmasını beklediğiniz/istediğiniz kitaplar hakkında görüşlerinizi, çıkan kitaplar hakkında fikirlerinizi/eleştirilerinizi uygun bir dille belirtebilir ve ilgili yayınevinin açıklamalarını/haberlerini bu başlık altında belirtebilir veya tartışabilirsiniz.


Dikkat: Başlıkta genel forum kuralları geçerli olup itham eden, hakaret içeren, alay veya küçümseyici mesajlar uyarılmaksızın silinecek ve tekrar etmesi halinde cezalandırılmalar olacaktır. Ayrıca başlığın amacından sapması durumunda da mesajlar silinecektir. Lütfen başka konularda konuşmak için forum içerisinde belirlenmiş ilgili konuları tercih ediniz.

Konu içerisinde kişisel tartışmalar sürdürmek veya konuyu kişiselleştirmek başlığı amacı dışında kullanmak olarak değerlendirilecektir.

1 Beğeni

Kronik şu videolar ile insanı çok heveslendiriyor. İşi gücü bırakıp bunları satın alıp okuyasım var. :slight_smile:

5 Beğeni

Devletler Tarihi Serisi’nden Kitaplar:

  1. Doğu Avrupa Türk Tarihi
  2. Habsburglar
  3. Moğol İmparatorluğu
  4. Asya İmparatorlukları
  5. Haçlı Devletleri Tarihi
  6. Fâtımî İmparatorluğu
  7. Bâbürlüler
  8. Hititler
  9. Büyük Selçuklular
  10. Germenler
2 Beğeni
2 Beğeni

“Dakikalar İçinde” adı ile yeni bir dizisi başlamış Kronik’in @fortknoxt

Kitap ebatları normalden biraz farklı ve liste fiyatları 40 TL

Boyutlar: 12,7x12,7 cm

5 Beğeni

“In Minutes” serisine başlamışlar. Çok sevindim, fiyatları da baya uygun.

5 Beğeni

Alper Bey zaten babil.com üzerindeki Kronik kampanyasını duyurdunuz, evdekilerle beraber neredeyse yayınevinin bastığı kitapların yarısını satın aldım ve battım.
Şimdi de bu kitaplarla direk kayyuma atıyorsunuz bizi. Teessüf ediyorum.

Şakası bir yana Kronik çok güzel kitaplar basıyor.

2 Beğeni

:slight_smile:

Ben de KY sepetime ekledim.

Bu kitabı kesin alacağım.
“Konstantinopolis’in Zaptı - Bir Keşişin Kaleminden IV. Haçlı Seferi”

“Dakikalar İçinde” dizisi için @Leingrad yazana kadar bir karar vermemiştim ama o diziyi de takip ederim gibi.

2 Beğeni

@fortknoxt durur mu yapıştırmış konuyu :joy: :joy: :joy: :joy:

Dakikalar İçinde Serisi (Kronik Kitap)

2 Beğeni

Bu ne zaman çıkmış yav. Kronik %50 indirimi var mı :grinning_face_with_smiling_eyes:

1 Beğeni
4 Beğeni

Nerede soracağımı bilemedim buraya yazayım dedim. Kronik kitap çok farklı kategorilerde çok güzel kitaplar basıyor. Okumayı çok istiyorum. O yüzden okuyup sevdiğiniz kitaplar var mı? Seçenekleri azaltmada bana yardımcı olabilir misiniz? :relaxed:

Şu kitaba yeni başladım. Çok iyiymiş. Özellikle yazı dili belgesel izler hissiyatı ile geçiyor okura. İçeriği de canlı. Bir kaç fotoğraf ekleyeyim.




8 Beğeni

Çok teşekkür ederim fotoğraflar ve öneri için, çok beğendim baskısını.

İlginizi çekerse kurtuluş savaşını anlatan Selim Erdoğan’ın üç kitabı var. Haritalı şekilde gün gün anlatıyor. Emrah Safa Gürkan’ın Bunu Herkes Bilir ve Ezbere Yaşayanlar kitapları bilgilendirici ve eğlencelidir. Yayınevi dakikalar içinde diye yeni mini kitap serisi çıkardı. Onlar da özet şekilde konusuna göre yeterli gelmişti incelediğimde.

2 Beğeni

Napoléon Bonaparte askeri tarihin de diplomasi tarihinin de tartışılmakla bitmeyen konu ve portresi. Şüphesiz ki onun diktatör idaresi Fransa’yı derledi topladı. Bütün tatsız yanlarına rağmen Avrupa kıtasını da eski dünyadan yeniye sürükledi.

Henüz 27 yaşında İtalya’daki Direktuvar ordularının Başkomutanı, Mısır’da Büyük İskender’in hedeflerini izleyen, Fransa’da ihtilalin yatıştığını iddia eden Direktuvar’ın (ülkenin yönetici kurulu) içine girdiği girdabı durduran, Cumhuriyetçiliğine rağmen yakın dostlarıyla bile (Madame Germaine de Staël) çatışmaya düşen, resmi unvanıyla Fransa’nın değil Fransızların imparatoru!

YENİ BİR ROMA İMPARATORU

Monarşinin bütün âdetlerini kaldırdığı gibi kendini yeni bir Roma imparatoru gibi öne süren, Fransız yaşamına, zevkine ve mimarisine Roma taklidi ampir üslubu getirilmesine ön ayak olan, monarşinin belirlediği birtakım kanunları (medeni kanunu) yeni bir veçheyle ileri süren, İtalya’da kazandığı zaferlerle aynı ülkede onun ardından yenilenlerin kaybını telafi eden, ailesini yeni Fransa İmparatorluğu’nun kralları olarak tahtalara çıkaran ama bir yandan da ihtilalci Cumhuriyet’in bazı hedeflerini tereddütsüz gerçekleştiren, Yahudilerin emansipasyonu, vatandaşlık hukukunun geliştirilmesine çalışan, 1812’deki Rusya mağlubiyetinden, daha doğrusu Rusya’nın gerilla savaşı ve “general kış”tan dolayı, mağlup ve perişan bir halde dönen, Mısır’da İngiliz tarihinin büyük amirali Horatio Nelson’a yenilen (Abukir 1799), 1815 Viyana Kongresi Fransa’yı yeniden düzenlerken aniden Waterloo’da karşısına çıkanlara karşı daha mağlup olan bedbaht ve hüzün içinde St. Helena’ya giden İmparator…

Aslında İspanya Seferi ve işgalin ardından gelen yenilgisi Bonaparte’ın talih gemisinin çarptığı ilk kayalıktı. Ardından da başarıya ulaşamayan kıta ablukası (blocus continental) yani İngiltere’nin sözde ekonomik kuşatma altına alınması bir vodvil olarak bitti.

Napoléon Bonaparte hâlâ Fransa’da Fransız demokrasinin çıkmaz sokaklarına ve kraliyetin yani Bourbonların Fransa tarihinden çekilmesini isteyen monarşi taraftarlarına önderlik eden bir siluet. Kralcılar hâlâ Bonaparte’den nefret ederler, hatta ‘Kırmızı Külahlılar’ın başı dedikleri Maximilien Robespierre kadar…

Napoléon askeri tarihin de diplomasi tarihinin de tartışılmakla bitmeyen konu ve portresi. Hakkında kaynaklar çok, yorumlar çok ters. “İstanbul’u geleceğin Doğu ve Batı medeniyetinin kaynaştığı başkent olarak” nitelemiş. Ama şunu da söylemek lazım gelir ki Osmanlı İmparatorluğu Napoléon’un Avrupa’daki neredeyse tek müttefikiydi. Onun düşmanlığını kazandığı Mısır Seferi’den sonra Rusya ile Osmanlı’nın bir araya gelerek ittifak yapmasına neden olan tek kuvvet de oydu. 1800-1801 ittifakı Yunanistan’a gelecekteki Adriyatik’teki İyon Adalarının hediyesini sağladı. İki kuvvet burada bir Cumhuriyet kurmuştu. (Bunun adı: Cezayir-i Seb’a-i Muctemi’a Cumhuri idi.)

2014’TE YAYIMLANDI

İtalya, Napoléon’dan önce ve sonra onun izlerini taşır. Zira Napoléon bir Korsikalıdır. İtalya onun içindedir. Ama İtalya hâkimiyeti Korsikalıları ve İtalyanları yaralamıştır. İtalya kültürü Fransa’ya daha çok ve yeniden girmiştir. Bunun yanında İtalya’da da Fransa yerleşmiştir.

Andrew Roberts’in “Napoléon” adlı eseri ilk olarak 2014’te yayımlandı. 33 bin mektup ve evrak inceleyen yazar 21. yüzyılın Britanya tarihçiliğine, dünyaya ve Avrupa’ya yeni yorumlar getiren verilerle katılıyor. Bu yorumlar Fransa’nın Anales ekolü kadar çarpıcı gelmese bile her şeyden evvel çalışkanlık ve üslubla okuyucu sürüklüyor. Andrew Roberts’in bu çok okunan “Napoléon” eseri 1000 sayfayı aşkın bir tercüme ve metinle (Tercüme: Barbaros Uzunköprü) geçtiğimiz ay Türk tarih okuyucularının önüne çıktı. Bunu birlikte çalıştığım Kronik Kitap’ı iftiharla tebrik ederek belirtiyorum; bu reklamın ötesinde bir takdirdir. Gençliğimizde Avrupa veya dünya tarihinden böyle bir tercüme yapılıp basılması hayal edilemezdi. Napoléon üzerine ilk değil ama şu ana kadar neşredilen en ağır çalışma.

AVRUPA’YI DEĞİŞTİRDİ
18. asrın sonunda genç generalin İtalya mağlubiyeti, Direktuvar’ın yolsuzlukları ve başarısızlıklarıyla gölgelendi. Maalesef çağımızın Cumhuriyetleri denen; yani Fransa Cumhuriyetlerin bütün güzellikleri yanında bütün hastalıklarını da öncü olarak taşıyordu. Şüphesiz ki onun diktatör idaresi ve bir Romalı diktatör gibi (diktatör ifadesi Roma’da bir hakaret, küçümseme değil gerçek bir devlet adamı vasfıydı) Fransa’yı derledi topladı. Bütün tatsız yanlarına rağmen Avrupa kıtasını da eski dünyadan yeniye sürükledi. Arkasından Viyana Kongresi (1815) ile gelen monarşist restorasyon artık başarılı olamayacaktı. Modern Avrupa’ya çehresini kazandıran bir politikacının ve askerin mahiyetindeki dürüst veya oportünist, komplocu veya sadık bütün mensuplarına rağmen Bonapartist başarılı kadronun hikâyesini burada görmek mümkün. Sıkılmadan, yavaş yavaş okunacak bir kitap ve iyi bir tercüme.

Fransa’nın değil Fransızların imparatoru Napoléon Bonaparte|770x100%

Özellikle Napoléon’un Mısır macerası bu kitapta ele alınmış. Herhangi bir Avrupa tarihçisinde karşılaşılacak bazı eksiklikler burada da söz konusu. Batılı tarihçiler için Osmanlı ve Mısır kaynaklarını incelemek zor, kitabın dipnotlarına baktığımız zaman bunu farkediyoruz. Şunu söylemek gerekir ki Avrupa arşivlerindeki kaynaklar bu konuya da bir katkı sunuyor. Hiç şüphesiz ki okuyucumuzun bu bölümü okuması Osmanlı modernleşme tarihini anlaması bakımından da yardımcı olacaktır.

1 Beğeni