Kuyucaklı Yusuf: Muazzez mi Kübra mı?

Kuyucaklı Yusuf romanını yeni bitirdim. Kitapla ilgili yorumları, incelemeleri, tanıtım yazılarını vs. okurken “Yusuf ve Muazzez’in aşkı” gibi ifadeler gördüm. Fakat bu bana çok yanlış geldi. Bence Yusuf ile Muazzez arasında olan şey aşk değildi. Hele ki Yusuf için durumun hiçbir şekilde aşk olduğunu düşünmüyorum. Yusuf, Muazzez’le ona aşık olduğu için değil, onunla evlenmenin gerekli olduğunu düşündüğü için evlendi bana göre. Ona olan çekimi bir erkeğin bir kadına olan çekimi değildi. Karısını düşünürken kafasında beliren imgeler, düşünceler bile onu bir kadın gibi görmediğini gösteriyordu. Ben Yusuf’un Kübra karakterine karşı bir şeyler hissettiğini fakat bunu zihninde oturtamadığını düşünüyorum. Kübra giderken onunla tekrar buluşacağı hissini veren şey de ona karşı hissettiği çekimdi gibi geliyor. Yusuf, içinde bulunduğu toplumdan çıkmak istiyordu. Fakat hep ‘gereken’ şeyi yaptı; gereken şeylerin ne olduğunu ise çevredeki koşullar belirler ve o koşulları da toplum. Yani her ikisini de aynı anda yapmak mümkün değil gibi. Bu sebeple kendini bulunduğu yerden kurtarmak isteyen birinin kendi arzularını takip etmesidir doğru olan.

Bu konuya bu kadar takmamın sebebi kişisel hayatımda bazı şeylerle bağdaştırmam ve kitabı okuyanların da ne düşündüğünü merak ediyorum. Paylaşırsanız çok güzel olur :slight_smile:

2 Beğeni

Kitabı okuyalı yıllar oldu ve açıkçası pek bir şey hatırlamıyorum. Ama forumda kitapların sorduğu sorulara ilişkin, ortaya koyduğu düğümlere ilişkin pek fazla konu görmediğimden ve bu tür gönderileri görmek istediğimden en azından birkaç soru ile katkıda bulunmak isterim. Birkaç yıl önce SJack ile Vakıf üzerine sorular ve yorumlarda bulunmuştuk karşılıklı; romanlara ilişkin farklı bakış açıları görmek romanı da derinleştiren şeylerden birisi bana göre.

Öncelikle aşk nedir? Klişe bir soru ama bence cevabı fazlasıyla öznel. Ben ikna edici bir cevap veremiyorum kendime.

İkincisi bir insanı sevdiğimizi nereden anlarız? Yani o hissin kökenine mi inmek gerekir, inersek illaki bir çıkarımız vardır bu sevgiden; çıkarımızın olması onu sevgi olmaktan çıkarır mı? İçgüdüsel yönelimlerin bunda payı ne kadardır? Bu tür yönelimlerin olması sevgiyi ‘‘saf’’ olmaktan çıkarır mı? ‘‘Saf’’ olmasa ne çıkar? :smile:

Kendi arzularımızın kendi arzularımız olduğunu nasıl bilebiliriz? Kendimizin zannettiğimiz inançlar, düşünceler, idealler, yönelimler ve tercihlerin toplumun şekillendirdiği şeyler olmadığını nasıl anlayacağız? ‘‘Bunu ben istiyorum gibi ama gerçekten ben mi istiyorum?’’ Bunun ayırdını yapmak çok zor bence. Bunlar da benim kendime bazen sorduğum sorular. Biraz konuyu saptırmak gibi oldu sanırım :smile: ama yorumum bulunsun istedim.

2 Beğeni

Ben de kitaplar hakkında konuşulan konuların daha çok olmasını isterim. Bundan sonra aklıma takıldıkça açarım belki :smile:

Aşk konusu biraz hislerle alakalı, herkes farklı algılayacaktır. Zaten bu sebeple her aşık olduğumuzda karşılık bulmuyoruz bence :') Çünkü karşı tarafla bizim aşk algımız farklı oluyor, biz ondayız ama o bizde olmak zorunda değil. Benim için de aşk biraz bu olduğundan yorumum ona göre şekillendi. Ama daha çok da yazarın ifadeleri dolayısıyla bu yorumu yaptım. Neden Muazzez itiraf etmeden önce Yusuf’un iç dünyasından bu tip izlenimler almadık, ya da aldık mı? Zaten hayatta değer verdiği sadece iki kişi var; babası ve Muazzez. Dolayısıyla Muazzez ile ilgilenmesi, onun geleceğini düşünmesi garip değildi. Bunları aşk olarak yorumlamamıştım ben. Bir de burda sevgi ve aşk ayrımı var gibi. Sizin bahsettiğiniz ‘saf’ olan genelde sevgi olarak görülüyor sanki. Ben bu iki ayrımı hala pek çözebilmiş değilim. Çünkü sanki ‘saf’ değilse kötü niyetler taşıyormuş gibi geliyor ilk başta. Halbuki alakası yok. İnsanız, hırslarımızın olması da normal. Bunlar illahi birilerine zarar vermek ya da duygularımızı daha az değerli yapmak zorunda değil bence.

Arzular konusunu da Yusuf’un eserin başından beri kalmakla gitmek arasındaki çelişkisini düşünerek yorumlamıştım. Kendini gittiği her yerde yabancı gibi hissetti, karışamadı insanların arasına. Bu Edremit’e gitmeden önce kaymakamın evinde bile böyleydi. Muazzez ile çocukken de ilgilenmeyi seviyordu ama o bile Yusuf’un içini tam anlamıyla rahatlatamıyor gibiydi. Belki burada psikolojik tahlili daha iyi yapabilecek, bu konuda yetkili okuyucular vardır. Daha çocukluk yaşlarından itibaren hayatını bu hisler şekillendirdiğinden arzuların toplumdan bağımsız bir yerinin de olabileceğini düşünüyorum. Fakat bu noktada küçükken yaşadığı trajik olaya da toplum içinden birileri sebep oldu tabi ki. O olay kitapta sonrasında çok nadir zikredilse de Yusuf’u derinden yaraladı diye düşünüyorum. O sebeple toplumun arzularımızı da şekillendirdiği yorumunuz üzerine daha çok düşünebilirim :slight_smile:

2 Beğeni

Sabahattin Ali’yi çok severim. Bu kitabı uzun zaman önce okumuştum. 10 sene evvel filan… Maalesef içeriğinden çok bir şey hatırlamıyorum, o yüzden yorum da yapamıyorum.

Başlığı görünce tekrar okumak istedim… Bir de Kübra kimdi yahu? O karakteri hatırlayamadım.

3 Beğeni

Kübra ve annesi Yusuf’un kurtardığı anne kız. Onların zeytinliğinde çalışmaya başlamışlardı, sonrasında Şakir’in onlara yaptığı kötülükleri anlatmışlardı. Belki bu hatırlamanıza yardımcı olur.

2 Beğeni

20 sene falan oldu ben de okuyalı, ilk cümleyi okuduktan sonra “Muazzez kimdi ya?” diye düşündüğüme göre bir ara tekrar okuyayım bari :joy: Yapıkredinin ciltli baskısını almıştım, okuma listeme koyayım önümüzdeki aylara.

2 Beğeni

Şu an fark ettim de sanki forumca okumuşuz da herkes her şeyi hatırlıyormuş gibi sormuşum :smiley:

2 Beğeni

Yok hatırlayamadım. Aklımdan tamamen gitmiş. Zaten ancak kaymakam, Muazzez, Yusuf’u hatırlıyordum. Ben yeniden başladım okumaya. Bitirince düşüncelerimi yazacağım. :smile:

2 Beğeni

Romanı bitirince bu başlığa da yorum yapmaya geldim. :grin:

Yusuf Muazzez’e daha çok saf, masum bir çocuk gözüyle bakıyor ve öyle seviyordu. Romantik bir sevgi değildi. Kızı kaçırması da aslında Muazzez’in yönlendirmesiyle olmadı mı? Sonra ona kötülükleri de konduramadı, suçlu bulamadı, o çocuktur deyip duruyordu. Gerçekten 15 yaşında bir çocuktu Muazzez. Kübra ise ondan da gençti…

Yusuf Kübra’ya dair ne hissettiğinin adını koyamadı, kadınlara karşı tamamen yabancı bir delikanlı olduğu zaten belirtiliyordu romanda. Daha önce aşık olmamış bir delikanlı ve daha çok kendi içinde yaşıyor. Çevresine yabancıydı. Kendisi daha ne aradığını bilemiyordu. Yusuf, Kübra’yla gerçekten karşılaşacaktı eğer ki yazar yaşasaydı. Yani bitmemiş bir hikayeleri vardı. Kitapta da bunun işaretleri boşuna verilmemişti. Zaten romanı üç ciltlik bir dizi olarak düşünmüş Sabahattin Ali. İkinci romanın adı “Çineli Kübra” olacakmış.

3 Beğeni

Evet ben de Muazzez konusunda böyle düşünüyorum. Kübra ile de ileride bir şeyler olacak gibiydi ama maalesef bilemeyeceğiz. Bu arada ben hep Kübra’yı daha büyük olarak düşündüm, bir yerde yaş karşılaştırması mı vardı, ben mi kaçırdım?

Bir de Yusuf kendisi ad koymasa da biz okuyucu olarak tepkilerinden, düşüncelerinden çıkarım yapıyoruz. Aslında Muazzez’e aşık değildi dememin sebebi de buydu; sizin saydıklarınız gibi. Kübra ile ilgili içinde düşündüğü şeyler bana kendisinin anlamlandıramadığı bir çekilme gibi geldi okurken.

Başlıktan sonra tekrar okuyup, yorum yapmanız da beni çok sevindirdi ayrıca :slight_smile:

2 Beğeni

Yusuf, Kübra’yı ilk gördüğünde 12 yaşlarında diye tarif ediliyordu. Öyle aklımda kalmış. Şimdi baktım 35. sayfada yazıyor. Muazzez de kızın kendisinden küçük olduğunu belirtmişti. İki kız da küçük yaşlarda diye özellikle dikkat etmişim ben. Rahatsız edici buldum yaşlarını. Ayrıca kitabı okurken, Şahinde’nin 15 yaşında, 30 yaşındaki Kaymakam ile evlenmiş olması da beni çok rahatsız etmişti…

Haklısınız, Yusuf’un Kübra’ya dair bilemediği hisleri yazar açıkça belirtmese de hissediliyordu.

Ben de tekrar okuduğuma sevindim, yazarın anlatım gücü müthiş, şimdi seneler sonra okuyunca daha farklı geldi. :smiley:

2 Beğeni

Yaş kısmını kaçırmışım ben, söylediğiniz için teşekkürler :slight_smile: Evet kadınların hepsinin yaşları çok gençti ama dönem romanı olduğu için normal buldum. Geçmişte maalesef durum böyleymiş :confused:

2 Beğeni