Lotus ve Selvi - 5. Bölüm "HATA" 3. kısım

Hepsini izlemek istiyorum ama her seferinde yeni bir drama şahit oluyordum. Artarda izlemek yerine parça parça izlemek daha az etkiliyor ve daha iyi anlıyorum. Öğleden sonra izleme zamanı gelmişti ve çocuklarının büyüdüğü zamanda geçiyordu. Bir dükkânın içinde başlıyor. Doktorluktan yorulduktan sonra kendine bir aktar açmış ve çocuklarıyla birlikte işletiyormuş. Anısında oğullarını ondan habersiz yaptığı iksirleri sattığını görüyor. Fark edilmeden üst kattan onları dinliyor ve duyduklarıyla giderek sinirlenmeye başlıyor. Gelen adama büyüyle hazırladıkları ilaçları satmaya çalışıyorlar. Malkon, bunu yapmalarını yasakladığını söylüyor. Büyüyle hazırlanan ilaçların insanlar üzerindeki yan etkileri ölümcül düzeyde oluyordu. Ona rağmen bu ilaçları satmaları onu çılgına çevirmişti. Müşteri çıktıktan sonra onların yanına gitti ve ne sattıklarını sordu. Ne sattıklarını çok iyi biliyorlardı ama ikisi de cevap veremedi. Birbirlerine bakıp babalarından çekinerek,

“Baba, senin yaptığın iksiri ihtiyacı olan insanlara satıyoruz. “

“Size nasıl yapacağınızı öğretmedim ki, nasıl yaptınız?”

“Kitabını bulduk ve …”

“Sonuna kadar okudunuz mu?”

“Bütün bölümlerini okumadık.”

“Sonuna kadar okusaydınız anlardınız! Sonradan yaptığım iksirde eksik bir şeyler vardı ve ne olduğunu hiç bulamadım. Şimdide siz o iksiri insanlara satıyorsunuz? “

“Baba iksir işe yarıyor. “

“Annenizin nasıl öldüğünü hatırlıyorsunuz değil mi? Kendini asmıştı. “

“Annemle ne ilgisi var bunun?”

“Aynı iksiri annen de içti ve sonra delirmeye başladı. Size söylemedim ama anneniz beni başka insanlarla görüyordu. Sonunda da dayanamayıp intihar etti. Şimdi anladın mı? “

“Ne yani, annem bu iksir yüzünden mi intihar etti?”

“İksirin yan etkisi sonucunda oldu ve evet …”

Kızı, yandaki girişte onları dinliyordu. Malkon’nun söyledikleri üzerine oda tartışmaya dahil oldu.

“Annem senin yaptığın iksir yüzünden mi öldü? “

“Böyle olacağını bilmiyordum. Sadece onunla yaşamak istiyordum. “

“Her zamanki gibi sadece kendini düşündün ve bunu bizden yıllarca sakladın. Onları yaptıkları konusunda uyardım, sonuçta sen yasaklamıştın. Ama şimdi yalnızsın, Malkon Bey.

Malkon bana dönüp,

“Haklıydı. “dedi. Bu bittikten sonra bir süre çıkıp hava aldım ve geri döndüm. Bu sefer ikimiz de gergindik.

“Hazır mısın?”

“Değilim. Hiçbir zaman olmadım ki ama yine denedim. Şimdi de deneyeceğim. “

“Rahatla biraz, sadece izleyeceksin. “

“Biliyorum, ben istedim ama bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Daha önceden de ölü insanlar gördüm ama asılı olarak görmek çok daha farklı. Karını asılı bir şekilde görünce içime bir karanlık çöktü. Oradaki soğukluğu ve çaresizliği hissetmek, izlemek ve bir şey yapamamak …”

“Tamam bu son anımız olacak. Bunu sana göstermek istiyorum. “

Böyle deyince biraz şaşırmıştım. Genelde anılarını göstermekten pek mutlu olmaz ama bu sefer kendisi istiyordu.

Diğerlerine göre biraz daha farklıydı. Mutlu bir akşam yemeği. Üç çocuğu ve Malkon, evlerinde büyük bir masanın etrafında oturup yemeklerini yiyip bir yan da sohbet ediyorlardı.

“Yarın şehir merkezine uğramamız gerekiyor, oradaki bir müşterimize bir paket teslim edeceğim. “

“Bana niye söylüyorsun ki bunu, artık dükkân size ait bana değil. “

“Söylemezsem beni yine takip edeceksin. “

“Ne?”

“Baba, biz de büyü yapabiliyoruz. “

“Ablan da büyü yapabiliyor ve ayrıca senden daha yetenekli ama benim iksirimi gizlice yapıp parayla satmıyor. Hiç öyle bakma uyarmama rağmen devam ettiğini biliyorum. “

“Bunu yapmak zorundayım. İnsanların yardıma ihtiyacı var. Sen de bir zamanlar doktordun, beni anlamını bekliyorum. “

“Yeter, akşam yemeğine sizin tartışmanızı dinlemek için gelmedim. “

Maria da babası gibi öfkesini direkt gösteriyor ve bunu da kullanıyor. Ama asıl dikkatimi çeken şey Malkon’nun davranışları. Genelde kendisini uzaktan incelerdi ama bu sefer kendine çok yakın duruyordu. Herkesi detaylı bir şekilde inceliyordu.

“Yemekleri sen mi yaptın? “

“Sayılır, hepsi annenizin tarifiyle yaptım. Beğendin mi?”

“Fena değil ama biliyorsun işte …”

“Onun yaptığı gibi değil. “

Oğullarından birisinin gözleri kanamaya başladı. Ne olduğunu anlamıyordum. Kanı yüzüne sürüp ağzını açtı ama konuşamıyordu.

“Baba, ne yaptın!”

“Sadece yemeğin tadını çıkar. “

Çok geçmeden kızının da burnu kanamaya başladı. Çocukları konuşmak hatta bağırmak istiyordu ama bağıramıyordu. Acı çekiyorlardı. Birileri ruhlarını çekiyordu ve onlar hiçbir şey yapamıyorlardı.

“Ne yaptığını biliyorum. Gerçekten bu kadar ileri gideceğinizi hiç düşünmemiştim. Güçlerinizle yasaklı büyüleri yapmaya devam ettiniz. Bunu yapmaya mecburdum. Doğal dengeyi bozacaktınız ve bunu da bilerek yapacaktınız. Dediğin gibi oğlum, ben doktorum ve şu an görevimi yapıyorum.”

Çocukları artık nefes bile alamıyorlardı. Kızının açık gözleri yaşarmış ve kafası geriye düşmüştü ama hala ölmemişti. Ayağa kalktı ve onun yanına gitti. Elleriyle yüzünü okşadı. Onun da gözleri yaşarmıştı.

“Her şey benim hatam. Sen de buna dahilsin. “

“Malkon, ne yaptın? Öldürmek zorunda mıydın?”

“Değildim. Ama sonunda ne olacağını bilmediğim şeyleri olmasına izin veremezdim. “

Onu tanıdığımı düşünüyordum ama tek bildiğim şey adıymış. Adam kendi çocuklarını öldürmüş ve bunu yaptığına pişman değil.

“Uzak dur. Korkuyorum senden. “

“Beni anlaman gerekiyor. Asıl korkman gereken kişi ben değilim onlardı. Güçlerini kontrol edemiyorlardı. Önlem almasaydım bütün insanlar etkilenebilirdi. Bana öyle bakma. Yanlış bir şey yapmadım. “

“Eliana ne yaptığını biliyor mu?”

“Sormadı, ben de anlatmadım. “

“Çok güzel, kendine yalanlardan oluşan bir dünya kurmuşsun. Seni tanımıyorlar, Malkon. “

“Ne beni mi tanımıyorlar? Yıllar önce yaptığım şeyler yüzünden mi? İnsanların bir dakikada bile düşünceleri değişebiliyor, bugün kötü olarak gördüğün insanlar taptığın birisine dönüşüyor. Biraz daha düşün istersen? “

“Çocuklarını öldürdün. “

Konuşmak istemiyordu. Köşeye sıkışmış gibi değildi sadece pes etmişti. Gördüklerime tepkim çok normaldi. Birisi ona bunları söylemesi gerekiyordu. İstediğin zaman insan öldüremezsin. Ama biraz fazla üstüne gitmiştim. Tepkimden dolayı biraz dalgın bir halde etrafına bakıyordu. Geri döndüğümüzde evin içinde yürürken gözünü kaçırmaya başladı. Ben de ondan kaçmaya başladım. Bir süre aramızdaki bu durum devam etti.