Lotus ve Selvi - 6. Bölüm "YENİDEN"

“Ben ile yürüyüşe gelecek birisine ihtiyacım var. “

“Ne? Ben mi? Çocuklar senle gelebilir. “

“Hadi İzabel, kalk gidiyoruz.”

“Nereye gideceğiz?”

“Belki daha önce gördün ama benimle gitmedin. Buradaki yaratıkları daha iyi anlamanı sağlayacak bir yere gideceğiz. “

“Yalan söylemediğini nasıl anlayacağım?”

“Kendi gözünle göreceksin ve anlayacaksın. Benim anlatmama gerek kalmayacak. “

“Benim için bir önemi yok. Ne olursa olsunlar insan değiller. “

“Merak ettiğini ben de biliyorum, inat etmeyi bırak da gel artık.”

Ona karşı fikirlerim değişse de hala karşı koyamıyordum. Burada kaldığım süre içerisinde Malkon ailemden birisi gibi olmuştu. Yıllardır onunla yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Anılarında çocukluğundan itibaren her halini görmüştüm. Bazen pazardaki küçük hali bazen de karısının mezarının önündeki haliyle gözümün önüne geliyor. Bir film sahnesi gibi değil benim de içinde olduğum bur anı gibi hatırlıyorum. Çocukları ölürken masada ben de vardım ve nasıl öldüklerini ben de izledim.

“Sence geri dönmenin vakti geldi mi? “

“Onu senden başkası bilemez, İzabel. “

“Hiç hazır hissetmiyorum. “

“Zamanı geldiğinde anlayacaksın, burası seni gitmeye zorlayacak. “

“Burası nasıl öyle bir şey yapabilir ki? “

“Sence bu yaratıklar nasıl oluştu?”

“Hiç düşünmedim. “

“Bak, yaşadığımız gezegen canlı bir organizma ve düşünebiliyor. Bir şekilde büyü yapabiliyor ve dahası da var. Buradaki yaratıklar önceden büyü yapabiliyorlardı. Ama bir şekilde büyü gücü genlerinden yok oldu. Yani ben öyle olduğunu düşünüyorum.

“Nasıl yani, evrim mi geçirdiler? “

“Öyle olma olasılığı çok yüksek. Eliana ‘ya sorduğumda inkâr etmek istedi ama oda tam olarak bilmediğini söyledi. Eğer benimle gelirsen daha iyi anlayacaksın. “

Dikkatimi nasıl çekeceğini biliyordu. Orayı daha önce de görmüştüm. Meth ile oraya gitmeyi düşünüyorduk ama gidemedik.

“Yol biraz uzun ve konuşsan iyi olabilir.”

“Dediklerini düşünüyorum. Büyü güçleri kendi kendine yok olmadı. “

“Oraya varınca her şeyi daha iyi anlayacaksın.”

Yol boyunca düşünmeye devam ettim. Ama mantıklı bir yanıt bulamadım. Aslında pek umurumda da değil ama başka şeyler düşünmek zorundayım.

Çember şeklindeki dikili taşların olduğu bir yere geldik ve çemberin merkezinde bir tane büyük taş vardı. Bu taşın rengi diğerlerine göre daha koyuydu ve uzaktan bile üzerindeki el izleri belli oluyordu.

“Çevresindeki taşların arasından alana gireceğiz. “

“Tamam, hadi girelim. “

“Bekle …”

“Ne oldu?”

“Sana bir konuda yalan söyledim. Dünya’dan buraya geldiğim ilk zamanlarda büyü yapmayı denedim ama yaparken acı hissediyorum. O yüzden büyü yapmayı bıraktım ve giderek daha da sakinleştim. Ama bu alanda büyü yapabiliyorum ve biraz değişebilirim.”

“Dış görünüşün mü değişecek?”

“Sadece göz rengim değişebilir ama asıl değişim davranışlarım da olacak. Biraz sinirli ve gergin olabilirim. Eğer bir şey olursa alandan çık. “

“Senden korkmuyorum. “

“Ben korkuyorum ve orada şaka yapamayacağım. Hiç düşünmeden çık, anlaşıldı mı?”

“Tamam. Hadi girelim artık. “

Çember şeklinde dizilmiş taşların arasından yürümeye başladım.

“Dışardaki sesleri duyamıyorum, çok sessiz. Eee şimdi ne yapıyoruz?”

“Yanındaki herhangi bir taşa dokun. “

Dediğini yapınca insan sesleri duymaya başladım. Yüzlerce insan sesi. Hepsi farklı dillerde konuşuyorlardı. İnsanlar bağırıyorlar, ağlıyorlar ve boğuluyorlardı.

“Bunlar kimin sesleri?”

“Burada yaşayan eski yaratıkların. Şimdi gözlerini kapat. “

Seslerini duyduğum insanları görüyordum. Yanarak öldürülen bir kadın, asılan adamlar, kırbaçlanan o kadar insan. Hepsi gözümün önünden geçiyor.

“Bu kadarı fazla. Dayanamıyorum. “

Gözlerimi açtığım da Malkon çemberin merkezinde oturmuş ve kendi kendine bir şeyler fısıldıyordu. “Dur, yaklaşma. Uzak durman daha iyi.”

“Hepsi Eliana gibi mi?”

“Evet, büyü güçlerini dünyada kullanmayı denemişler ve insanlarda onlardan korkup öldürmüşler. Tahminimce bu belli bir süre devam etmiş ve o dönemdeki insanlar yaşadıklarını unutmamak için buraya gelip bu taşlara aktarmışlar. “

“Senin yaptığın gibi. “

“Evet, bunu bir şekilde taklit ettim sayılır. Bunun işe yaramadığını gördüklerinde birisi müdahale etmiş olmalı. Buradaki o kişide dünyanın ta kendisi. “

“Onları yok mu etmiş? “

“Bir şekilde yapılarını değiştirmiş herhalde. O kısmın nasıl olduğunu daha ben de çözemedim. “

“Sahip oldukları güç seninkine benzer miydi? “

“Benden daha güçlülerdi. Aslında benim güçlerimi kazanmamı sağlayan iksirde büyük ihtimalle büyüyle yapılmıştı. Yanımda çalışan kişide onlardandı ve iksiri yapmama yardım etmişti. Yaparken büyük ihtimalle büyü yaptı. Sonradan denediğimde aynısını yapamadım. “

“Karına verdiğin iksiri sonradan mı yaptın?”

“Kendisi de ölümsüz olmayı istemişti. Uyarmaya çalıştım ama … Biliyorsun ne olduğunu. “

“Yalnız kalmak istemiyordun. Buraya neden geldiğini anladım. Dünya, senin büyü yapmanı istemiyor. Seni de engellemek için buraya gelmene izin verdi.”

“O da büyü gücünün nasıl etkilediğini biliyordu. İnsanları daha hırslı ve öfkeli yapıyor. Buda büyü gücünü kontrolsüz bir şekilde kullanmalarına yol açıyor. Onları sende izledin. Hepsi öfkeleri sonucunda insanlar tarafından cezalandırılmış kişiler ve çocuklarımda onlara dönüşeceklerdi. Beni anlaman için buraya getirdim. Çocuklarını öldüren bir baba değilim. “

“Yanlarında durup engel olabilirdin. “

“Onlara güvenmek istedim ama onlar insan değil. Senin gibi değiller, seni çok kolay kandırabilirler. Yaptıklarından pişman olamazlar ve hep kendilerinin doğruyu bildiğini düşünürler. “

“Sende öyleydin değil mi? Yani buraya gelmeden önce. “

“Tam olarak değil.”

“Kendini düşündüğün için karına iksiri içirdin daha sonra da çocuklarına güvenmediğin için onları öldürdün. “

Malkon oturduğu yerden kafasını bana çevirdi ve gözlerini açtı. Gözleri kızarmıştı. Bana sinirlenmişti. Boynunu yana çevirdi ve çevirmesiyle birlikte göremediğim birisi tarafından boynumdan tutulup yukarı kaldırıldım. Engel olmaya çalıştım ama tek yapabildiğim havada asılı bir şekilde nefes almaya çalışmaktı.

“Sana bir kez daha söylüyorum ben çocuklarımı isteyerek öldürmedim. “

“Malkon, nefes alamıyorum. “

“Anladın mı? “

“Nefes…”

Yere düştüğümde ilk başın dönmeye başladı ve bayıldım. Gözlerimi açtığımda Malkon arkası dönük bir şekilde ortadaki taşa bakıyordu. Buradan çıkmam gerekiyor. Alanın dışına doğru emeklemeye başladım.

“Özür dilerim. Seni incitmek istemiyordum. “

Alanın dışına çıktığımda Malkon yerdeki önündeki taş parçasına bakıyordu ve bir şeyler fısıldıyordu.

“Çık artık oradan. Eve dönmek istiyorum. Dünyaya dönmek istiyorum. Hazırım. “