Maurice Leblanc (11 Aralık 1864 - 6 Kasım 1941) Fransız öykü ve roman yazarı; Arsen Lüpen karakterinin yaratıcısı.
Maurice Leblanc Rouen, Normandiya’da doğdu. Farklı ülkelerdeki eğitim yaşamından sonra hukuk fakültesinden ayrıldı. Daha sonra Paris’e yerleşti ve birçok roman ve hikâye kaleme aldı. Verdiği eserlerde genel olarak Gustave Flaubert ve Guy de Maupassant’dan etkilendi. Asıl üne kavuşmasında 15 Temmuz 1905’te Je Sais Tout’da tefrika edilmeye başlanan “Kibar Hırsız” Arsen Lüpen karakteri ve onun maceraları sayesinde oldu.
Yaşadığı edebiyat dünyasında etkili olan polisiye roman furyasına katılarak bu türde birçok eser verdi. Farklı karakterler yaratmaya çalışmışsa da tekrar Arsen Lüpen’e geri döndü ve bu tutumunu 1930’lu yıllara kadar sürdürdü. Fransa’nın yüksek dereceli sivil nişanlarından olan Légion d’honneur’a da layık görülen Lablanc, 6 Kasım 1941’de Perpignan’da hayatını kaybetti. 813, Kristal Tıpa, Herlock Sholmes’e Karşı, Kibar Hırsız, Oyuk İğne’nin Esrarı, Kontes Cagliostro ve Saat Sekizi Çaldı adlı eserler kendisinin başlıca eserleridir.
Türk edebiyatında özellikle Peyami Safa Maurice Leblanc’tan etkilenen isimlerin başında gelmektedir. Safa 1924 yılında Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek Cingöz Recai tiplemesini yaratmış ve oldukça ilgi görmüştür.
Şimdilik sadece Arsen Lüpen Serisini koyuyorum bibliyografiye, çok fazla yayınevine dağıldığı ve hiçbiri de tamamını basmadığı için yayınevi ve baskı bilgisi de koymadım.
Birkaç yayınevi her nedense orijinalde olan yeşili mavi gözlü olarak çevirmişler. ↩︎
Aslında İtimat bile basmış zamanında birkaç kitabını. Ama alıp tüm kitaplarını basayım diyen kimse çıkmamış. Telifi de yok ama muhtemelen satmaz diye büyük yayınevleri girmiyor. Tam martı yayınlarının gireceği türden bir seri. Neden girmiyorlar bilmiyorum.
Güncelde bir tek Ren basıyor sanırım. O da muhtemelen dizinin hypeı sebebiyle. Devam eder mi bilmiyorum.
İnkilap ve Aka Yayınları (2 yayın evi değil, yayın evinin ismi bu), Selek Yayınları çoğu eserini basmış zamanında. İyi bir düzenleme ile bütün külliyatı görebilir miyiz bilmiyorum.
Selek baskısı çok eski 60’lı yıllardan kalma. 60 yıllık kitaplar, çevirileri de bir o denli kelime olarak yabancı olacaktır muhtemelen. Hoş ben İlya’dan alıp okudum bir kitabını çeviri evlerden ıraktı… Keşke işte İş bankası ya da benzer bir yayınevinden görsek. Neden bilmiyorum fransız asıllı kitapları bulmakta hem zorlanıyorum hem de genelde çok sahiplenilmemiş oluyor yayınevleri tarafından. En basitinden mesela Operadaki Hayalet’i bile iki üç tane yayınevi basıyor sadece.
45’li ve 60’lı yıllardan kalma bazı polisiye serileri mevcut bende. Dediğiniz gibi çevirilerde eski Türkçe kelimeler ve imla kuralları farklılığı var ama ben o eski kitapları daha çok seviyorum. Yakın zamanda 64 basımı Gümüş Katır’ı okudum ve çok beğendim. Yazarın da başka çevrilen kitabı yok sanırım. Ben en çok İngiliz polisiyesini beğenmekle birlikte Arsen Lupen karakterini de çok severim. Cingöz Recai karakterine boş yere ilham kaynağı olmadı.
Arsen lüpenlerin bazı kitaplarında bütün kitap boyunca kimin lüpen olduğunu bilmiyordun. Dizide geçen o isimler kitaplarda Lüpenin kullandığı takma isimler. @Ozgur hem seri çok uzun hem de uzun vadede satar. Martı yayınları çok önceden çevirdiği baskıları tekrar düzenleyip eskileri tamamlayarak seri yaptı. Ama Arsen’de hem sıfırdan başlayacan hem fransızca bilen birini çalıştıracan ve geri dönmesini bekliyecen.
Kitapları okumadan, çevirilere ve editörlüklere bakmadan kaliteli bir yayınevinden çıktığını nereden anladınız? İsmi İthaki diye çekinmeden alayım diyeceğiniz kitaplar olmayabilir belki de. Belki Portakal Kitap yayınlarının çıkardığı eserler daha kaliteli. Lafın kısası yayın evlerine böyle sorgusuz sualsiz güvendiğiniz için çevirileri, editörlükleri rezalet olan kitaplar daha çok görürsünüz.
Not 1: Bu kitaplar belki çok kaliteli bir süreçten geçmiştir. Ben genel olarak İthaki’ye olan güvenimin azalması nedeniyle temkinli yaklaşıyorum. Sizlere de kitapları inceledikten sonra karar vermenizi tavsiye ederim.
Not 2: Yaptığım yorumu olumsuz bir yorum olarak görüyorsanız lütfen tartışma veya kavgaya çevirmeyin. Yöneticilere rapor edebilirsiniz.
Kibar Hırsız kitabında Dokuz Yayınları’nın sayfası diğerlerinden daha fazla neden öyle olduğunu biliyor musunuz?
813 kitabı
Portakal Kitap’ta çeviren: Saffet Günersel
Dokuz Yayınları’nda çeviren: Alp Aydın
Hangi çevirmen daha iyidir?
Hangi yayınevini tavsiye edersiniz?