Murat Menteş hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Evet arkadaşlar, ben bu yazarı Antika Titanik adlı eseriyle tanıdım. Kitabı post apokaliptik polisiye sanıp almıştım ama beklediğimden çok farklı çıktı. Tanıtım bültenlerini okuma gibi bir alışkanlığım olmadığı için kitabı okurken “Ne okuyorum lan ben?!?!” diye şaşırdım. İnternetten biraz araştırdıktan sonra yazarın Emrah Serbes tarzında(nasıl tanımlayacağımı bilemedim) biri olduğunu öğrendim. Değişik bir kalemi var, esprili bir şekilde yazıyor ve çok farklı kafalar yaşıyor. Bana sorsanız Antika Titanik’i beğendin mi diye, ne diyeceğimi şaşırırım. Kitabı ne beğendim ne de beğenmedim. O kadar farklı duygular yaşadım ki yazarın yeni çıkan kitabını hemen sipariş ettim, bunu neden yaptığımı anlayamadım.

Merak ettiğim şey rıhtım ahalisi olarak sizin bu yazar hakkında ne düşündüğünüz. Murat Menteş’i okudunuz mu, okuduysanız görüşleriniz nelerdir? Benimle paylaşırsanız sevinirim.

Son çıkan kitabı dışında, bütün kitaplarını okudum. Dublörün Dilemması ve özellikle Korkma Ben Varım’ı çok beğendim. Bildiğim kadarıyla edebiyat dünyasında da ses getirdi. Bahsettiğiniz gibi, dili kullanışı ve olay örgüleri, ilk iki romanını yazmış bir yazar için sonraki eserlerini heyecanla beklemeye neden oluyordu. Potansiyeli olduğu barizdi, ancak aynı tarz kitaplar yazmaya devam etti. Tuhaf karakterler, tuhaf kelime oyunları, eğlenceli bir dil. Şu an geldiği noktadan sonrasını takip etmeyi pek düşünmüyorum. Bir yere varmış ve orada kalmaya karar vermiş gibi.

Bir yazarı böyle bir sebepten eleştirmenin ne kadar doğru olduğunu tartışabiliriz ama bana, Murat Menteş hep aynı kitabı yazıyormuş gibi geliyor.

4 Beğeni

Ben sadece Antika Titanik’i okuduğum için bir şey diyemeyeceğim ama tüm eserlerini okuyan arkadaşım Antika Titanik’in diğer eserlerinin tekrarı olduğunu söyledi. Sürekli kendini tekrarlıyor dedi.

1 Beğeni

Bir kitabını okuyarak bu söylemin doğruluğunu test edebilirsiniz. Murat Menteş’in romanları belirli bir kalıba sahip; benzerlikler bulmak güç değil. Bildiğim kadarıyla, yanlışsam düzeltin, son kitabında bir karakter sevdiği kadına aşk mektupları yazıyor. Bu mektup fikri, Korkma Ben Varım’da da vardı.

1 Beğeni

Evet hocam, yanlış hatırlamıyorsam mektubu yazan Ruhi Mücerret adlı karakterdi, o karaktere ait de bir kitap vardı galiba.

1 Beğeni

Ruhi Mücerret’i okuyorum. Geçen hafta da İlk Sayfası podcast’indeki sohbetine denk geldim.

Farklı bir tarzı, eğlenceli bir dili ve geniş bir hayal gücü olduğu ortada. Fakat kitap beni inanılmaz yoruyor. On-on beş sayfa okuduktan sonra 5 km depar yapmış gibi hissediyorum. Kitabının ve üslubunun temposu çok hızlı ve yorucu geldi bana. Genel bir yorum olarak söylenen kendini tekrar etme konusu da bir soru işareti benim için. Bu üslupta yazılmış kaç eser okuyabilirim bilmiyorum. Ruhi Mücerret sonrası başka bir kitaba yöneleceğim ve Murat Menteş’e bir süre ara vereceğim gibi görünüyor. Kitaplıkta beni bekleyen Antika Titanik’e geçebilmem için uzun bir araya ihtiyacım olacak.

Fakat esprili anlatımı ve dil oyunları gerçekten muazzam. Altını çize çize gidiyorum, bayağı malzeme çıkıyor bana…

Yaklaşık 10 yıl önce lise dönemimde Murat Menteş ile tanıştığımda epey heyecanlanmıştım. Yerli edebiyatla pek haşır neşir değildim ve açıkçası o sıralar Menteş ve Alper Canıgüz çok farklı şeyler yapmakla meşguldü. İşlerin eğlenceli bir boyuta gelebileceğini ilk o zaman fark etmiştim.

Kullandığı karakter isimleri, yazısındaki ritim, Korkma Ben Varım’ın içinde bölüm olarak yer alan çizgi roman… derken her şey tam keyfime göreydi.

Sonra aradan yıllar geçti. Kelime oyunları, metinlerarasılık, ona buna yersiz selam durma ve hatta selam durmaktan kendi hikâyesini anlatmayı unutma gibi meseleler edebiyatımıza öyle bir yapıştı ki tüm bunların suçlusu Menteş’miş gibi gelmeye başladı.

Geçen yıllarla birlikte Menteş de yazmaya devam etti. Sanırım epey uzun bir aradan sonra Ruhi Mücerret çıktı. Eski günlerin hatırına kitabı memnuniyetle aldım. Ama aynı memnuniyetle okumak ne yazık ki kısmet olmadı.

Artık havalı isimler de, renkli tasvirler de canımı sıkmaya başlamıştı. Bence metni bu kadar formülize ederek yazmak doğru değil.

Tamamen uydurarak bir Murat Menteş benzetmesi yapalım:

“Yemyeşil kumların üzerinden fırlamış pembe kanatlı bir hipopotam kadar neşesizdi adamın geceye bakışı.”

Yani… Şimdi. Alakası olmayan bir avuç kelimeyi bir şekilde bağlayıp anlatıma yerleştirmek ve bunu tüm kitap boyunca yapmak… Artık beni yoruyor. Eskisi gibi keyif de vermiyor.

Belki benim edebiyata baktığım nokta değişti. Belki bu tipte çok fazla metin üretildi ve artık sıkıldım. Belki bir yazarı, neden hâlâ ilk kitabındaki gibi konuşuyorsun, diye eleştirmek mantıklı değil. Ama aynı cümleleri en fazla 3 kitap okuyabileceğimi düşünüyorum.

Bildiğim kadarıyla Antika Titanik ilk baskısını 100,000 adet yaptı. Hayırlısı olsun. Ama zaman içerisinde bu kitaptan sekip de üretilen metinler ileride yüzümü pek güldürmeyecekmiş gibi geliyor.

6 Beğeni

Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Üç aşağı beş yukarı çoğumuz hemfikiriz, Murat Menteş’in tarzı hepimizi yormuş. Aynı tarzdaki yazarlarla ilişkilerini incelediğimde de altından çok farklı şeyler çıkıyor, internette kendileriyle ilgili çok garip iddialar var. Sanırım tek dertleri edebiyat değil.

Dublörün Dilemması ve Korkma Ben Varım kitaplarını okudum. Ağır kitaplar veya kötü bir dönem geçirdikten sonra kafa dağıtmak adına okunabilecek güzel kitaplar. Kelimeleri kullanım şekli ve kendine has üslubu ilgimi çekti. Bence okunabilecek iyi yazarlardan.

Ruhi Müerret’i askerde yazıcıyken boş vakitlerde okurdum. O da benim üst devrem olan hatta 5 yıllık sosyal platformdaki arkadaşıma aitti. Eğlenceli ve kelime oyununun bol olduğu bir kitaptı. Çok fazla bilimkurgu okuduktan sonra farklı bir tarz okumak beni mutlu etmişti. Ne yazik ki arkadaşım terhis olunca kitabı da götürdü. Dolayısıyla bitiremedim.

Üstteki yorumlara bakılırsa şunu söyleyebilirim; Murat Menteş ilk defaya mahsus okunulacak bir yazar gibi görünüyor. Sadece bir kitabını oku ve diğerleriyle zaman kaybedip aynı yolu dönüp dolaşma.

Alper Canıgüz hakkında düşünceleriniz neler? Ben kendisini Murat Menteş’ten daha farklı bir yere koyuyorum. Her ne kadar son kitabı, Murat Menteş romanlarını anımsatsa da kendine has bir tarzı var.

Alper Canıgüz kendisini Menteş kadar eskitmedi gibi. Hem isim hem kalem olarak. Kesiştikleri noktalar da genelde iki taraf için popülerliklerini artırmaya yönelik meseleler oluyor. Görmezden gelmeye çalışıyorum.

En son Cehennem Çiçeği’ni okudum. Orta karar bir kitaptı ne çok sevdim ne nefret ettim. Kan ve Gül’ü okuyasım gelmemişti ama. En azından yakın zaman için.

Ben Canıgüz’ün daha iyi bir hikâye anlatıcısı olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar hak ettiği ilgiyi Alper Kamu kitaplarıyla yakalamış olsa da Tatlı Rüyalar bence Türk edebiyatı için müthiş bir çıkıştı.

Sanırım bir Alper Kamu kitabı daha geliyor. Sevilen karakterlerin maceralarının devam etmesi güzel. Ama yazacağı diğer kitapları daha çok merak ediyorum.

4 Beğeni