Seni hiç göremedim ben.
Empatilerini sezemedim, sempatilerini sevemedim.
Katlanırdın yalnızlığıma.
Yaslanırdın ya asosyal duvarlarıma…
Seni hiç bilemedim ben.
Öğrenemedim, şefkatli ve ürkek sevişlerini.
Ne zaman gülüşlerinin sımsıcaklığına bıraksam kendimi,
donuk bir gözyaşı sarmalar, geri çekerdi yalnızlığıma tekrar beni.
Seni hiç taşıyamadım ben.
Ellerimden düşürüverdim sıcacık sevgilerini. Ve sadece bana armağan ettiğin…
Hani cennet bahçelerini kucaklardık ya tarifi imkansız sevişmelerimizin…
Paramparçayım şimdi, tıpkı bir azap çiçeği…
Seni hiç silemedim ben.
Unutulmuşluklarıma hapsedilmiştim, yitirişlerimin fayda getirmediği pişmanlıklarımda.
Lapa lapaydı o gece gökyüzü, bembeyaz ayak izlerini izledim.
Mecalsiz ve çaresiz sana koşmak istedim.
Sessizliğin tahammülsüz haykırışlarını işitirdim.
Ve çırpınışların başıboş nidalarını.
Menekşelerin mavilerini fısıldardın ya bana,
Ben seni hiç dinleyemedim.