Ne Okumalı, Ne Okumamalı?

Dediğim anlaşılmamış. Okumadan yorumladım evet. Bana göre okumasam da bu kitap güzel değil çünkü dram tarzını hiç sevmiyorum. Göreceli kavramını burada anlamışsınızdır diye düşünüyorum.

Bir de kitap şöyle düşündürüyor bunu genel kanı olarak sunuyorum, Aşk-ı Memnu’nun kitap olduğunu bilmeyenler bu kitabı okuyor ve okumayanlar daha çoğunlukta. Kitap sanki instagram’a kahveyle fotoğraf atmak için basılmış gibi. Yani bu kafa yapısında insanların ellerindeki kitapları okumak bana absürd geliyor.

Umarım neden okumadan beğenmediğimi anlamışsınızdır.

1 Beğeni

Aslında anlatmak istediğim şu; dram türünü sevmiyorum, okuyunca kendimi Müslüm Gürses gibi hissediyorum. Dram izlemeyi de sevmiyorum. Bu yüzden de Türk edebiyatındaki klişe dram, (kanser olan kız ona destek olan erkek, aldatılan ama ses çıkarmayan kadın, alkolik baba ile başa çıkmaya çalışan çocuklar gibi) şeyler bana çok basit gibi geliyor.

Ancak siz beni sırf ‘‘Kürk mantolu madonna’’ okumadım diye gerçek okur olarak nitelemediğiniz için bu yazıyı yazmak zorunluluğu hissettim.

Gerçek okur nasıl olur diye bir konu açılmalı bence. Kriterler belirlenmeli. ‘‘Kürk Mantolu Madonna’’ okumayanlar ve okuyanlar karşılaştırılmalı ki gerçek okur nedir, nasıl olmalıdır belirlenebilsin.

Dikkat ederseniz ben sadece kendi düşüncelerimi, fikirlerimi yazdım. Okuyan, okumayan, okumak istemeyen beni ilgilendirmez. Ancak bir gerçeği de ayyuka çıkarmalıyız ki ülkemizde ‘‘Kürk Mantolu Madonna’’ kitabını anlatan şu karikatür o kadar gerçekçi ki…

2 Beğeni

Kürk Mantolu Madonna bu yazdıklarınızın hiçbirini içermiyor. :thinking: Yukarıdaki örneklerinizi de içermiyor. Bir insanı gerçekten sevmek ve kaybetmenin verdiği ruhtaki o ağırlıktan, yoksunluktan bahsediyor.

Popülerlik kısmına gelince; Sabahattin Ali’nin bu sene telif hakları serbest oldu. Olmadan önce de yayınevi bundan kazanç sağlamak için fiyatları aşağıya çekti. Ucuz olan şey toplumda her kesime iyi kötü ulaşır. Yayınevleri popüler hesapları kullanarak güzel bir reklam yapıp para kazandı. Bunlar ticari durumlar. Herkes kendi kasasını düşünür. Bu normal fakat bunun kitabın içeriği vb. gibi durumlarla bağlanması bana doğru gelmiyor. İşin ticari boyutuyla edebiyat boyutunu aynı kefeye koymamak gerekir. Bugün Kürk Mantolu Madonna olur yarın sizin delicesine sevdiğiniz bir yazar olur. Bugün kaçındığınız şeyin yarın -onlardan da önce- temsilcisi olup çıkarsınız. Sonuçta sevdiğiniz eser artık popülerdir. Bu durumda o eserden de nefret edecek misiniz? Bu düşünce şekliyle etmelisiniz bana kalırsa.

Gerçek okur bana kalırsa mantıklı düşünen ve okuyan okurdur. X kitabı okumadı diye kimse sahte okur olmaz. :slight_smile:

Bunlar da benim kendi görüşlerimdir. Görüşlerimiz ortak paydada birleşmeyebilir elbette. Göreceli durumlar bunlar. Siz bu tip durumlara uyuz olan birisiniz anladığım kadarıyla ve bu yüzden de önyargı oluşturmuşsunuz. Saygı duymak gerekir.

Keşke Ende, Saki gibi yazarlar kahveyle, kahvesiz, kahvenin içinde, dışında, havuzun yanında, içinde filan paylaşılsa… Sırf bu popüler akıma ayak uydurmak için alınacak bile olsa bir tek kişinin bile açıp okuma ihtimaline sevinirdim.

Kürk Mantolu Madonna ile de ufak bir yorum yapayım. Bana sevginin kıymetini bir kez daha gösteren ve bu sevgiye nasıl sahip çıkmamız gerektiğinin önemini, insanı derinden yaralayan bir şekilde anlattığı için seviyorum. Sevdiklerinizin kıymetini bilin. Hayat bir anlıktır. :blush:

1 Beğeni

İnsanlar bu kitabın fotoğraflarını alelade bir parkta, göze batmayacak kadar orta kesimin bulunduğu yerlerde değil, alabildiğine lüks, tam olarak masa ‘‘Kürk Mantolu madonna okuyorum ben ya’’ havasında hazırlanmış yerlerde okuyorlar.

Bir yerde paradoks oluyor o halde. Bunu okumak için değil kahve ile fotoğraf çekip instagram’a atmak için kullanıyorlar genelde. Konusunu sorsan ‘‘Bilmiyorum sadece fotoğraf attım’’ diyecek binlerce insan vardır eminim.

Asla genelleme yapmıyorum ancak gördüklerim bu dediklerimi destekler nitelikte. Bu kitabın (gerçek okuyucuları (nasıl oluyorsa) tenzih ederek söylüyorum) sadece kahve ile fotoğraf çekmek için basıldığına inanan insanlar var. Yaşadığım şehirdeki cafelerin çoğunda ‘‘Kürk mantolu madonna’’ satılıyor :smiley:

Şimdi bu düşünce yapısına sahip insanların ellerinde bu kitabı görseniz siz ne düşünürdünüz? İki kelimeyi bir araya getiremeyen (yine gerçek okuyucuları tenzih ederek) bütün gün cafelerde filtre kahve-kürk mantolu madonna paylaşan insanları görünce genel kanı olarak siz ne düşünürdünüz?

Ancak benim kitabı beğenmemem bu insanlar yüzünden değil, dramın hiç bir türlüsünü sevmemem yüzündendir.

1 Beğeni

Popülariterlik beni de herhangi bir eserden soğutur ama sırf bu yüzden daha okumadan kitaba değer biçmek sizin o beğenmedeğiniz kişilerle aynı kefeye koyar. Ha onlar popüler olduğu için kitabı almış ha siz dram var diye küçümsemişsiniz. Aynı şey.

Kitabı küçümsemedim. Bana hitap etmediği için beğenmeyeceğimi ve okumayacağımı söyledim.

Eğer insanları küçümsediğimi söylüyorsanız okuyanları değil, (yazdıklarımı dikkatli okuyunuz lütfen) belli bir grubu kastediyorum.

Herkes belli başlı şeyler okumak zorunda değildir. Kürk Mantolu Madonna okumayan kültürsüz, Dostoyevski okumayan cahil, Zweig okumayan bilgisiz, Çalıkuşu okumayan edebiyattan nasibini almamış olmuyor.

1 Beğeni

Sadece dram olduğu için okumam beğenmem desen tartışacak bir şey yok, zevk ve tercih meselesi sonuçta.

Her dönemin öne çıkan, çok satan kitapları var. Millet buna özenip almışsa banane. Bunu kriter olarak almanız hata.

Zaten ilk iletimden beri bunu söylüyorum ancak bunu okuyan (pardon fotoğraf için satın alan) kitleye de bir bakmak lazım. Dediğim gibi yine gerçek okurları tenzih ederek söylüyorum bu 7’den 77’ye, ünlüsünden ünsüzüne, gencinden yaşlısına entelektüel görünme dürtüsü yüzünden ortaya çıkmış bir furyadır.

Ayrıca bu kitleyi gördükçe genelleme ve yerme yapmak daha kolaylaşır. Hele bu kitabı okumadığın için sana gereksiz bir suçluluk hissettiren, okumadığın için ‘‘cahil, kültürsüz’’ olduğunu deklare eden insanlar olunca işler böyle oluyor.

Kimisi de ‘‘Kürk Mantolu Madonna’’ yerine ‘‘Kürk Mantıklı Madonna’’ okumayı tercih etmiş. Bende Kürk mantıklı madonna okuyacağım anlaşılan.

1 Beğeni

Kitabı sevmenin öznel olduğunda hemfikiriz. Belki bir kitabı 8 milyar arasında bir sen seveceksin ya da tam tersi.

O belli grubun elinde görüp kitabı alan birisiyle aynı nedenden almayan arasında bir fark yok.

Misal ben de booktuber olayını hiç sevmiyorum hatta beğendiğim yayınevleri sosyal medyada onlardan gelen saçma sapan yorumları ve fotoğrafları paylaşıyor. Sırf bundan dolayı kitaptan ve yayınevinden soğumamaya çalışıyorum.

Bu ülkede kitap okuma çoğunlukla göstermelik oluyor, bireysel olarak bunu değistirmemiz imkansız.

Zaten ülkemizde kitap satışları az bari yayınevleri biraz ticari zekayla bunlara da kitap aldırıp yolunu bulsun maddi olanaksızlıktan kapanmasın.

Daha fenasını göstereyim. Şimdi bu şahsın elinde bulunan Kürk Mantolu Madonna kitabını almak absürd değil bence. Cahillik kişiyi küçültür eseri değil.

Bence, kitap okurken kendimizi içinde hiss etmeliyiz. Eğer kitabı sadece bitirmek için okuyorsanız, bence, boşuna yorulmayın. Bana göre, kitap okumanın en güzel yanı sıkıntılarımızdan uzaklaşıp yanlız kendimize ait bir dünyaya giriş yapmakdır.
Elbette ki, bu benim fikrim. :slightly_smiling_face:

4 Beğeni

Kişiden kişiye değişir. Benim ölçüm sadece hayal gücü. Hayal gücü ne kadar yüksekse o kadar okumaya değerdir benim için. Bu nedenle klasikler bir anlam ifade etmiyor benim için. Kimisi edebi hazzı önemser. Kimisi sadece keyif almaya bakar. Hayal gücü yüksekse zorlansam bile okurum.

( Not: Bu kritere uyan kitap önerilerinizi özelden yazarsanız çok mutlu olurum.)

2 Beğeni

Ben şahsen bizzat Kafka denen adamı kimseye tavsiye etmiyorum.
Fenomenlerin ve o yoldaki insanların KMM gibi bu adamın kitaplarını da okumadan sadece özetini okuyarak Instagramda paylaşıp beğeni kasmaya çalışması… Amaç popi olmak. Başka hiçbir şey değil…
Ama Allah kitap aşkına Kafka demeyin.

1 Beğeni

@Vector Acımak romanı bu soruyu aklınıza olumsuz olarak mı getirdi yoksa olumlu olarak mı? Yani Acımak romanını gereksiz olarak mı gördünüz? Kitabı okumadım merakımdan soruyorum.

Kafkanın Dönüşüm, Aforizmalar, Akbaba öykü kitabını okuduğumda , işte yine bir balon yazar demiştim. Son derece ağlak ve içli yazdığı için beğenildiğini sanıyordum.
Geçen hafta Şato’yu bitirdim.
Muazzam bir romancı. Şimdiye dek okuduklarımdan çok farklı bir yapısı var. Diyalogların birbirleri içine geçişi ve uyumları, tasvirlerin sade ama vurucu olması, ruh tahlillerindeki o tutarlı mantık beni benden aldı. Bence Kafka’ya bu eserden başlamalıydım.

1 Beğeni

Okumakla, hatta hayata dair tüm seçimlerle ilgili en temel düstur yeniliğe açık olmak. Bu da önyargısız olmayı gerektirir. Tek bir türe, yazara, biçime takılıp kalınca kişi kendi doğrusunu bile bulamıyor.

Çeşitlilik karşılaştırmayı, karşılaştırma ölçmeyi, ölçme niteliği görmeyi getirir. Nitelikli eserler okudukça birikim artar, bu sonraki seçimlere yansır, gerisi gelir.

6 Beğeni

Ben kitap okumaya film ve dizi izlemek gibi bakıyorum. Genelde ruh halime bırakıyorum. O an üzgünsem ya da ağır içerikli bir kitap bitirmişsem eğlenceli dili olan, çok bir şey katmasa bile iyi vakit geçirebiliceğim kitapları tercih ediyorum. Sonrasında yine kendimi geliştirebileceğim kitaplara geçiş yapıyorum. Okuma listeme göre kafamda dağılım yapıyorum ay içinde. Bence ikisini de dengelemek önemli. Hem bir şeyler öğrenmek ve gelişmek, hem de eğlenmek. Tür konusunda çok takılmıyorum ben. Ne merak ediyorsam onu okuyorum. Önyargılı olmamak bence de çok önemli. Bir kitap hakkında yorum okuyacaksam bunu okuma sonrasına, kitabı pekiştirmek maksatlı bakıyorum. Onun dışında insanlara okuduğum kitabı eleştirme hakkı vermiyorum. Ne isterse okur insan, o anki ruhsal ihtiyacını karşılıyorsa kimseye laf düşmez. Her zaman sağlıklı beslenemiyoruz misal, arada kaçamak da yapmak lazım.

1 Beğeni

Roman okumalı şiir okumamalı (bence,şiir sevmiyorum)

İnsanların şu gereksiz bu gereksiz demesine bakmadan keyif aldığın her şeyi oku.

Çoğu troll ya da saçmalıyor zaten, o sebeple umursama.

2 Beğeni

Herkes istediğini okumalı ve sevdiği/sevmediği şeylere kendi karar vermeli.

3 Beğeni