Soru-cevap niteliğinde hoş bir konu olabilir diye düşündüm. Herkesin düşüncesinin çok farklı olduğu bir başlık sanırım. Amaçlar ve hayaller birbirinden farklı. Rengarenk ortam. O zaman cevaplarınızı almak isterim…
Soru 1: Okumak istediğiniz kitabın pdf’si varsa basılı kitabı mı yoksa pdf halini mi okursunuz (normal şartlarda)? Neden?
Soru 2: Varsayalım ki kütüphane yakınınızda ve okumak istediğiniz kitap/lar orada mevcut. O kitap/ları satın almak mı istersiniz yoksa kütüphaneden ödünç alıp okumak mı? Elbette neden?
Soru 3: Kitapları neden kütüphane yoluyla okuyup paranızı başka hobilere harcamıyorsunuz?
(ilgi ve alakaya göre eklemeler yapılabilir tabi ki. Sizden gelen sorular da eklenebilir)
PDF okumayı hiç sevmem. Aslında keşke okuyabilsem çünkü İngilizce olarak her şey internette mevcut, etik açısından tartışılsa da… Ama bilgisayar, telefon vb. teknolojik bir şey elimdeyken kitap okuyormuş gibi hissedemiyorum, okuduğumu anlamıyormuşum gibi sanki. Bir de aşırı gözümü yoruyor. Zevk alamıyorum kısaca o kağıdı hissedip kendim çevirmeden.
Kesinlikle satın alıp kendi küçük kütüphaneme eklemek isterim. Sonuçta o kitap bana ait olmalı ve benim tarafımdan özenli bir şekilde bakılmalı. Kütüphaneye baktığınızda bildiğiniz bilmediğiniz bir sürü kitap yığını görmek tabii ki başta hoş bir şey ama evde büyütmeye çalıştığınız, hepsini bildiğiniz ve tamamen size ait olan kütüphaneye baktığınızdaki tat bambaşka. Bir de zaten evde olan şeye istediğin an, kafana bir şey takıldığında vs. ulaşabilirsin, herhangi bir kısıtlama da yok. O an herhangi bir sebepten dolayı okuyamadığın kitabı sonraya ayırıp başkasını çıkarabilirsin. Yani maneviyatın yanında kütüphaneye gidip gelme ve ödünç süresi gibi şeyler ciddi sıkıntı yaratır. Baskı altında kitap okumayı hiç sevmem zaten.
Kitaba vereceğim aynı parayla yapabileceğim başka bir hobim yok.
Seveceğimden emin değilsem pdf okurum. Pdf okuyup da beğenirsem zaten satın da alırım. Etik olup olmamasına takılmıyorum şahsen, istediğim kitap çok pahalıysa da pdf olarak okurum.
Burada da aynı mantık. Bir daha okumak istemeyeceğim bir kitaba para vermek istemem. Kütüphaneyi böyle bir durumda kullanırdım.
Paramı canım nasıl isterse öyle kullanırım. Sevdiğim şeylerin bana ait olması iyi hissettiriyor.
1: Pdf okumayı sevmiyorum. Basılı okuyorum. Pdf haliyle kitap okumaya nedensiz bir şekilde ısınamadım.
2: Satın alırım. Sevdiğim tarz kitapların çoğu kütüphanelerde bulunmuyor.
3: Her ne kadar kitabı satın almamak kısa vadede tüketiciye yararlı gelse de uzun vadede tüketicinin zararına olur. Firma yeterli ekonomik kazancı sağlayamazsa kepengi kapatır, gider. Bu yüzden de bütçem el verdiğince kitap almaya özen gösteririm ki okumayı sevdiğim kitaplar çevrilebilsin, güzel bir editörlükten geçebilsin. Aksi takdirde kimse bu ürünlere para ödemezse bırakın düzgün bir editörlüğü, çevirecek çevirmen bile bulamazsınız. Durumu iyi olan okurların kütüphaneye pek yönelmemesini tavsiye ederim.
Genel olarak kitap almaya başlayınca duramıyorsunuz. Hastalık. Herkes buna başka isimler verip açıklamalar yapıyor. Ancak sonuç aynı. Okumasa da alıyor. Sadece almak, sahip olmak için. İrade önemli. Satın almayı kontrol etmek önemli. Sonuç tamamen al sakla al sakla al sakla… 10 al 3 oku, 20 al 3 oku…
Okumak istediğim kitabın baskısı yoksa pdf okurum elbette. Diğer türlü kitabı alıp okumak daha keyif verici.
Zor soru. Ne diyeceğimi bilemedim. Ama kısaca şöyle diyebilirim; eğer kendi kitaplarımı alamayacak bir durumum olsaydı muhakkak kütüphaneden alıp okurdum. Ama imkanlarım el verdiği için kendi sevdiğim türdeki kitaplığımı oluşturmak daha iyi benim için.
Kitaplarla olan ilişkimiz ne kadar soyut olsa da -barındırdıkları öyküler vs- benim onlardan aldığım haz biraz somutlaşıyor. Onlara dokunmak, sayfalarını koklamak ve daima yanımda olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Yakın zamanda birisi çıksa herhangi bir birikiminiz var mı dese para yerine kitaplarımı gösteririm açıkçası.
PDF zorunda kalmadıkça okumam, çünkü PDF bir kitap formatı değildir. Kitap için uygun olan format e-pub’dur. Belki de yüzlerce e-kitap okumuşumdur ama bu aralar e-kitaptan kütüphaneye kaydı tercihim. Yine de baskısı olmayan kitapları 2. el almak yerine e-kitap okuyorum. Bazen ilk defa okuyacağım bir yazarın bir kitabını kütüphanede bulamazsam e-kitap olarak okuduğum oluyor. Bir de bazen elimde kitabın baskısı olmasına rağmen; kitabı taşımak istemediğim zaman, toplu taşımada ayakta yolculuk ettiğim zaman ve yatakta uzanarak okumak istediğim zamanlarda varsa epub hali hemen e-kitaptan kaldığım yerden devam ediyorum.
Son 1-2 yıldır önceliğim kütüphaneden okumak oldu. Bir kitabı okumak istediğimde ilk olarak kullandığım kütüphanelerin veritabanlarında aratıyorum, eğer istediğim baskı ve çeviri varsa kütüphaneden alıp okuyorum. Geçen Eylül ayından üniversiteler ara verene kadar sadece üniversite kütüphanesinden 65 tane kitap alıp okumuşum. Karantina yüzünden şimdilik kütüphaneleri kullanamıyorum.
Favori yazarlarımın kitaplarını genelde satın alıp okuyorum. Ayrıca kampanyalara denk geldikçe daha önce kütüphaneden veya e-kitap olarak okuduğum kitapları satın alıp kitaplığıma yerleştirdiğim de oluyor.
Kitap satın almak yerine para harcayabileceğim bir hobim yok diyebilirim. Tiyatroya gitmeyi filan seviyorum ama bir ayda en fazla 2-3 kere gidebiliyordum karantinadan önce, yani kitabın yerini tutacak bir hobi değil benim için.
1: Basılı halini okurum. Sırf o kağıdın kokusu için bile alınıp, okunur. PDF’ye de karşı değilim, e-reader ile daha çok satın almaya gücümün yetmediği büyük serileri okuyorum/okuyacağım.
2: Kendi kitaplığımı oluşturmak istediğim için önceliğim hep satın almak. Kendi kütüphanemin olması fikri daha cezbedici.
3: Çünkü işte. Önceki iki cevapta bu sorunun da cevabını verdim.
Eskiler, kitap satın alma husûsunda iki kavramdan bahsediyorlar: Birincisi, “muhibbân-ı kütüb” yani bibliyofiller, kitapseverler. Bu grup daha çok incelemek ve ihtisas etmek (bilgi sahibi olmak) için kitap edinirlermiş.
İkincisi ise “mecânîn-i kütüb” yani bibliyomanlar, kitap mecnûnları. Bu grup ise sadece toplamak, sahip olmanın hazzını yaşamak için kitap satın alırlarmış.
Kitap okumaktan çok kitap satın almak haz veriyor insana bu bir gerçek.
Başkalarına gösterebilmek de ayrı bir keyif. Aldıklarımı başkalarına göstererek kendimi tatmin edebiliyorum, iyi hissetmemi sağlıyor.
Raflar dolusu kitaba sahip olunca entellektüel ve aydın görünüyor insan bir nevi seviye atlamış oluyorsun. Ne kadar çok kitap o kadar elitlik.
Bu sorulara verecek yanıtlar oldukça fazla, nitekim güzel yanıtlar da verilmiş. Aşağı yukarı hepimiz benzer görüşlerdeyiz. Çocukluktan itibaren kitap; ele alınan, sayfaları olan, kağıda basılmış bir madde olduğu için, elektronik ortamda okunabilen kitaplar aynı hissi vermiyor, aynı derecede ciddiyetle okunamıyor(en azından bende durum bu). “Neden kitap alıyorsunuz da pdf okumuyorsunuz?” bana bir miktar “dizisi filmi varken neden kitap okuyorsunuz?” sorusunu hatırlatıyor(aynı seviyede değil tabiki, dizi film mevzusunu yıllardır anlatamadık kitap okumayanlara). Ayrıca e-kitap beni çok yoruyor, normal kitabı saatlerce okuyabilirken, e-kitap bir saat sonra internet kafede saatlerce oyun oynamışım etkisi yaratıyor(sorun bende olabilir )
Öte yandan o kadar saçma şeylere para ‘akıtılırken’ kitaplara verdiğim para hiç canımı acıtmıyor. Daha mantıklı ne yapılabilir ki? Evet, doğru düzgün okunmadığı halde başka şeylerden kısıp, hayat kalitesini düşürecek, zarar verecek, evi barkı yıkacak kadar kitaplara para veriliyorsa; bunu başka bir konu olarak, bağımlılık olarak değerlendirmemiz gerekir ve tedavisi de alkol, sigara, kumar bağımlılığı gibi yaklaşarak yapılmalıdır.
Evet düşününce okumak için, ilgimizi çektiği için pek çok kitap alıyoruz(mesela yeni çıkan iyi ve ilgi çekici bir seriyi hepimiz almak isteriz) ama aynı zamanda sırf güzel görünüyor diye de bazı kitapları, elimizde olsa bile, alıyoruz(mesela dune serisi özel basım yapsa okumuş olanlardan kaç kişi “elimde var, ben okudum” deyip almayacak? Çoğumuz alacağız). Bu da biraz koleksiyonerlik yönümüz. Ama bunun da çok zararlı olsuğunu düşünmüyorum. Önemli olan kantarın dozu.
Dozu tutturamayanlar için kitap almak, bazen bir bağımlılığa dönüşebiliyor ve dikkatli de olmak lazım. Ama bütçe durumu elveriyorsa ve iyi bir okuma oranımız varsa, çok da sıkıntı olmayabilir. Kendini turamayıp devamlı alanlar için de önerim, mümkün olduğunca okumaya çalışıp, elindekiler azalınca almak üzere listeler oluşturmaları. Bir süre sonra hemen almak yerine, ilerde almak üzere listelenmiş kitaplar oluyor. Onların içerisinde zamanla değişen görüşlerinizle liste düzenlemeye, eksiltmeye, eklemeye başlıyorsunuz. Kitap okumak iyidir, kitaplık dizmek bazen sırf karşısına geçip izlemek için bile olsa güzeldir. Kafelerde laklaka servet gömenlerin yanında, alınan kitaplara verilen paranın izahına lüzum yoktur. Herkese keyifli okumalar dilerim.
1- D&R gibi kitap evleri yok çevremde, birkaç ayda bir yolum düşerse bir iki ilginç kitap bulup alırım. Normalde epub indiriyorum. Dolar olmuş 7, gümrük vergisi desen fiyatı ikiye katlıyor, Amazon Kindle servisi de Türkiye’de yok…
Cevap 1: Basılı, sürekli bilgisayar başındayım gözlerimi dinlendirmiş oluyorum kitap okurken hem de kitabı kapatıp baktığımda ayracın katettiği yolu görmek haz veriyor.
Cevap 2: Varsaymaya gerek yok koşulları sağlıyorum, sürekli kitaplara dönüp içlerinde bir şeyler bakarım. Olmadık zamanda aklıma bir kitapla ilgili bir şeyler geliyor ve gelen kısım eksikse hemen gidermek hoş.
Kütüphaneden alıp okuduğunda bir iki tane sevmediğim kitap geldiğinde gidip geri vermek bir değilse de üçüncü de zor geliyor. Üşeniyor insan, kitaplığın olunca böyle bir derdin de yok.
Size ait olanı hediye edebilir, çöpe atabilir, sergileyebilir, satabilirsiniz. Özgürlük getirdiğini de düşünüyorum.
Manzara izlemek kadar güzel bir kitaplığı izlemek, hem okuduğum, hemde güzel bir manzara oluşturmak istediğim için kitap alıyorum.
Bir yanda Rus edebiyatı, diğer yanda Fransız, Amerikan, yanında İngiliz başlıyor. Dostoyevski ‘ler, Hemingway’ ler, Hugo’ lar, Shakespeare’ ler… var mı böyle bir zenginlik? Daha filozoflara geçmedim, kendini kaybedersin, yepyeni dünyalar, fikirler …
Sorular varmış
C1- Kitap ama ekitap okuyuca alışmak lazım, maalesef hem ekitapların fiyatları, hemde istediğin kitabı bulamıyor olmak geçişi yavaşlatıyor.
C2- Kütüphane, kitap satın almanın sonu yok, koyacağın yer olmayacak ve en pahalı hobilerden birisi.
C3- Kütüphane alışkanlığını kazanmak şart yada iyi bir ekitap okuyucu almak lazım. Şu an 4-5 bin liralık drone almış olabilirdim pekala.
Şu an aldığım kitapları satmak istemedim değil.Birde iki siparişim var yolda olan.
1- Herkesle aynı cevap olacak ama elinle kitabı tutmak, hissetmek varken pdf halini okumak hiç güzel gelmiyor bana da. Tabii kitabını bulamazsam mecburen pdf halinden okurum.
2- Kitabın önemli yerlerinin altını çizmek, aklına takıldığı zaman kitaplıktan alıp bakmak için kitaba sahip olmak lazım. Kütüphaneden aldığın kitap ile bunu yapamazsın. Ayrıca süre sınırı olması, hemen bitirmeliyim baskısı ile okumak da hoşuma gitmiyor.
3- Kitapların pahalı olduğunu düşünmüyorum. O kadar gereksiz harcamalar varken o kadar kitaba kaç para verdin diyenlere sinir oluyorum. En basit örnek, sigara içenlerin sigara parasıyla kocaman bir kitaplık yapılır.
Son olarak okuduğumdan fazla kitap alıyorum diye kendime kızardım ama ilk defa işe yaradı sanırım. Sürekli evde kaldığımız ve kitap teminlerinin uzadığı şu zamanda ‘‘kitapsız’’ kalma tehlikesi yaşamadığım için mutluyum.
1.soru: Basılı halini okurum. Basılı olmayan kitaplar pek kitap okuyormuşum hissi vermiyor, sıkılıyorum.
2.soru: Kütüphaneden alıp okusam bile daha sonra o kitapları satın alırdım. Kitaplığıma koymak hoşuma gidiyor.
3.soru: Sanırım zevk aldığım tek hobim kitaplar
e-kitap okuyuculardaki vurgulama özelliği ve tüm vurgulama yaptığın metinlere kolayca erişebilme özelliği çok güzel, kitapta bunu yapmak çok güç, hatta imkansız.
taşıma olarak da rakipsizler.
ekranları çok iyi, kağıt gibi olmaz ama e-ink teknolojisi çok iyi.
Kitapların özel serilerine sahip olmak dışında okuyucular her şeye yetiyor.
Tek sorun kitap bulunabilirliği ve yüksek fiyatlar, belki 5 yıl sonra hepimiz okuyucu kullanacağız.