Netflix Film İzleme Partisi #3 The Shining

Etkinliğimizin 3. filmi Jack Nicholsun’ın başrolündeki 1980 yapımlı The Shining oldu. Hep beraber saat 23.00’da izleyeceğiz. Linki saat 22.50’de bu konuda ve rıhtım kamarasında paylaşacağım.

LİNK: https://www.netflix.com/watch/959008?npSessionId=b771adc59ad0d6df&npServerId=s10

6 Beğeni

Link paylaşılmıştır arkadaşlar. İzlemek isteyen herkes gelebilir. Linke tıkladıktan sonra sağ üst köşedeki Netflix Party eklentisine tıklamayı unutmayınız. :slight_smile:

3 Beğeni

Özür dilerim, ama ben filmi izlemedim. :pensive: Söylediğim gibi, korkuyorum ve eğer bakarsam korkum artacak. Gelecek filmi izleyeceğim. :slightly_smiling_face:

3 Beğeni

Hiç sorun değil. İzleyip izlememek size kalmış. :slight_smile: Mesela anket kısmında 8 kişi oy vermesine karşın oradan kimse bizimle filmi izlemeye gelmemişti. Gelmek zorundalar diye de bir şey yok. :slight_smile: Her neyse ben filmi geçenki filmlerde olduğu gibi @Mert ve @SALAZAR ile izledim.

2001: Bir Uzay Macerası ve Full Metal Jacket filmlerinin yönetmeni olan Stanley Kubrick’ten izlediğim ilk film diyebilirim The Shining için. Fragman’ını izlemesem de gördüğüm fotoğraflar üzerinden acaba nasıl bir korku filmi merakına kapıldım. Çünkü görseller diğer korku filmlerine göre tam zıttı bir renk içeriyordu. Yani çok parlaktı.

Sonuç olarak izlediğimde ortaya iki yorum koyabilirim. İlki sıradan bir izleyici olarak diğeri de filmin nasıl bu kadar iyi olabileceğini gösteren şeylerin farkına varan bir izleyici olarak. Evet itiraf ediyorum. Ben filmi kesinlikle bir sıradan izleyici olarak izlemişim. O kadar şey var ki filmde bir tanesini bile fark edememem beni çok üzdü.

Sıradan izleyici yorumum; güzel ve gerilim dolu bir dram-korku filmi. Korku teması çok çok işlenmese de psikolojik dram yönü de çok etkili filmin. Karakterlerin ismi bana bir yerden tanıdık gelmişti. Daha sonra okuduğum Doktor Uyku adlı kitabın Medyum kitabı ile bağlantılı olduğunu öğrendim.

Bazı şeylerin farkına varan izleyici yorumum; mükemmel diyebilirim. Yönetmen resmen bir şaheser koymuş ortaya. Sıradan bir korku filminin içine nasıl böyle bir anlam katmış bilemiyorum. Filmden sonra mutlaka Room 237 belgeselini de izlemenizi öneriyorum.

Bundan sonra Kubrick filmlerinde daha dikkatli olacağıma inanıyorum. Sadece Kubrick mi? Kesinlikle hayır…

5 Beğeni

Öncelikle @SJack gibi bende filmin arka planında bulunan ayrıntıları kaçırdığımı itiraf etmeliyim.Room 237 belgeselini izledikten sonra filmin tıpkı bir soğan gibi katman katman olduğunu farkettim ve Kubrick’in yönetmenliğinin şapka çıkartılacak kadar iyi olduğunu filmden sonra belgesel sayesinde bir kez daha anladım.
Medyum kitabını henüz okumadığım için filmle kitabı karşılaştıramayacağım ve yorumumu film üzerinden yapacağım.
Filmde oyunculuklar çok başarılıydı.Her bir oyuncu rolünün hakkını vermiş.Özellikle Jack Nicholson muhteşem bir oyunculuk sergilemiş.Filmi izlerken bende bıraktığı izlenim korkudan çok gerilim oldu.Birde merak duygusu ön plandaydı.Bu merak duygusu filmin son dakikasına kadar diri tutulmuştu.Filmin uzunluğu da bence idealdi.Filmde şu sahnede gereksiz olmuş dediğim bir sahne yoktu.Sonuç olarak ben filmi sevdim.Filmi merak eden arkadaşlara filme bir şans verip izlemelerini öneririm.

5 Beğeni

Room 237 belgeselini şimdi bitirdim, ve hayret içinde izlediğimi söyleyebilirim. Özellikle filmin normal hâlini ve geriye sarılmış hâlini üst üste oynattıkları yer çok hoşuma gitti. Onun dışında filmi 2. kez izlememe rağmen kaçırdığım birçok şey olduğunu fark ettim ve bu bilgilerle filmi bir kez daha izlemenin çok zevkli olacağını düşünüyorum. :slight_smile:
Ayrıca her kubrick filminde olduğu gibi yine her şey çok simetrikti. her şey kadrajın tam ortasında duruyor. Bu hem çok hoş hem de sinir bozucu bir durum bence. :slight_smile:
Ben de kubrick’in 2001: bir uzay macerası filmini izlemedim ve haftaya beraber izlemeyi isterim açıkçası. eğer siz de isterseniz. :innocent:

6 Beğeni

Ben muhtemelen yine katılamayacağım ama bu filmi izlemenizi kesinlikle desteklerim. Birden fazla film hakkında hiç fikri olmayan kişinin beraber izlemesi çok ilginç olur gibi duruyor.

4 Beğeni

Filmin doğaüstüne yaklaşımı hakkındaki yorumlarınız neler? Zamanında King, kitap ile filmi kıyaslarken, Kubrick’in ana metindeki doğaüstü unsurları çıkarmasından yakınmış.

Şahsen buna katılmıyorum. Otel adamı kendi tarihçesinden bir figüre dönüştürebilmek için uğraşıyor. Adam otelin labirentinde dolanırken bazen bam teline dokunan korkulara bazense otelle huzur ilişkisini pekiştirenlerle karşılaşıyor. Filmin sonlarına doğru otelin adama ufak çapta yardım ettiği bile oluyor.

Bir de, filmdeki adam hem tipik Kubrick karakteri hem de değil gibi.

Kubrick filmlerinde kötücül eylemlerde bulunan karakterlerin gerekçeleri ve neden o hale geldikleri belirsizdir. Kitaplardaki karakterler ile Kubrick uyarlamasındaki karakterler arasındaki en büyük fark bu. Lolita, Otomatik Portakal ve 2001 kitaplarında ana karakterlerin eylemlerinin arka planı ya da bahaneleri belirgindi. Kubrick kitapları uyarlarken bu neden ve sonuç ilişkisine bağlı bahaneleri/gerekçeleri almıyor. Kubrick’in bu “sebebi meçhulleştirme” eğilimini insan doğasındaki kestirilemezliğe, eylemlerinin arkasındaki belirsizliğe yönelik duyduğu inanca bağlayanlar var.

Kubrick’in The Shining’de adam otelce ele geçirilirken kötülük potansiyeli günyüzüne çıkıyor; giderek daha kararlı hale geliyor. Ancak bu filmde otelin kışkırtmaları ile karakterin yoldan çıkma duraklarını anlamlandırmak daha kolay gibi. Adamın sahip olduğu hayal kırıklıkları (arzuladığı kadar başarılı bir yazar olamamak gibi), korkuları (giden gençlik ve yaklaşan ölüm), bıkkınlıkları (ailesinden arzuladığı takdiri görememek) vs. onu öfkelendiriyor. Otel de bunların üzerine giderek adamın öfkesine oynuyor. Öyle öyle adam ailesini hedef alıyor.

Filmi akılda kalıcı ürkütücülüğe büründüren de bu sanırım. İşin içinde doğaüstü olsa da tehdidin sebebi ve patlak verme biçimi doğaüstü değil. İdealde seni kollayıp korumasını beklediğin tarafından hayatının tehdit edilmesi. Ya da tam tersi, idealde koruyup kollaman gerekenlere kişisel sorunlarının yarattığı öfke gerekçesiyle zarar vermek. Bu, gündelik hayatta da yaşanabilen bir şey. Bu da filmdeki dehşeti ayakları yere basan korkularla ilişkilendiriyor. Film bitse de hatırlattığı şeyler asla bitmez, hissiyatı gibi bir şey.

5 Beğeni

Ben öyle çok dikkatli bir izleyici olmamam dışında sevdiğim türün dışındaki filmlerden pek bir çıkarım yapamam ama söylediklerinize tamamen katılıyorum. 237 Room belgeselini izlemeyen birçok kişi söylediklerinizi filmden alacaktır eminim. Bahsi geçen diğer filmleri de hiç izlemedim açıkçası. Belki de izlemememden kaynaklanan bir eksiklik var bende.

4 Beğeni

İzler veya okurken her şeye o an, sıcağı sıcağına çözümlemelerde bulunmak zor. Bitirdikten çok sonra bazı şeyler oturuyor, anlamlı gelebiliyor.

Kubrick’in önceki uyarlamalarını referans vermemin sebebi, bu film açısından karakterin hikâyedeki konumuna ve işlenişine dikkat çekmek içindi. Aynı yönetmenin elinden çıksalar da sonuçta farklı yazarların eserlerinden uyarlanan, farklı odaklara sahip, farklı filmler. Eksikliği hissettirecek her hangi bir durum yok bence.

4 Beğeni