İzleyecek bir şey bulmakta zorlanmamızın Netflix’ten kaynaklanan nedenleri var elbette (bunları yukarıda konuştuk) ama biz izleyicilerden kaynaklanan nedenleri de var. O da eskiye kıyasla, kötü bir film veya diziye denk gelmekten korkar hâle gelmemiz. Netflix’te binlerce içerik vardır ama biz büyük çoğunluğunu “kesin kalitesiz bir şeydir” diyerek en baştan eliyoruz. Kalitesine güvendiklerimiz de zaten izlediğimiz şeyler.
Eskiden sinemaya giderken, CD veya DVD satın alırken, dijital platformlarda ya da TV kanallarında yeni bir diziye başlarken çok fazla seçici değildik. En azından ben öyleydim. 15-20 yıl önceki benim bir şans verdiğim dizi ve filmlerin büyük çoğunluğuna bugünkü ben, afişine bir bakıp bir dakikasını bile ayırmazdı.
Eskiden rastgele film ve dizi izler, kimini beğenirdik ve kimini beğenmezdik. Bir şeyi beğenmemek son derece normal bir şeydi. İzlediğimiz her şeyin iyi bir kalitede olmasını beklemez, kötü şeylere de denk gelmenin normal bir şey olduğunu kabul ederdik.
Şimdiyse her filme, diziye tereddütle yaklaşır olduk. Ya kötüdür diye baştan kestirip atıyoruz ya da IMDB puanına bakıyoruz, spoiler yeme pahasına inceleme ve yorumları okuyoruz. Tesadüfen bile olsa beğenmeyeceğimiz bir şeye bir kez bile olsa denk gelmekten korkuyoruz.
Bunun neden böyle olduğu ise daha karmaşık bir konu. Birden fazla nedeni var. Eskisine kıyasla zamanımızın daha kısıtlı olması, beğenilerimizin değişmesi ve genel kalitenin düşüşünün bizi rahatsız etmesi gibi nedenleri var.