Obbu'nun Çocukları

Dört gözlüyüz dört kolluyuz,
Şanlı ve şendir ordumuz.
Vurur kırar yıkar döker,
Sonra yine dikeriz.

Azdır çoktur vardır yoktur,
Bizde öfke ve keder.
Altıncı parmağını bükmüş,
Tüttüren dağlarda gezeler.

O mağara senin bu mağara benim,
Kavgası var başta gecenin.
Işık bitti otlar tükendi,
Ağaç kalmadı kökleri gitti.

Yokuş aşağı koştur koştur,
Göremezsin takılır ayağına bir kavuk,
Dağın sisi parlak pusu derin,
Viran oldu kadim toprak eskilerin.

Kır kemiği sök ciğeri,
Bertaraf et düşmanı.
Kandır hepsini paldır küldür,
Saldır hışımla ve esnek.

Kayanın ucu keskin uçurum yüksek,
Ama kaymaz ayağın nede aksar.
Sürgünü biz seçtik savaşın buğusundan kaçtık,
Korkak sanmayın geceden kaçtık.

Onlar bilmez eski sırrı,
Biz Obbu’nun çocuklarını!