Okuduğunuz En İyi Bilimkurgu Hangisi?

Bu kadar gizem yeterli gibi. :slight_smile:

diye yazmıştım.

1 Beğeni

Tabi ki Kaplan Kaplan, Alfred Bester.

Tabiri caizse Bester’ın bir sürü fikri tek kitaba sıkıştırıp “harcadığı” roman. Bunu kötü anlamda demiyorum, her şey mükemmel bu kitapta ama başka yazar olsa bu fikirlerden en az 5 kitap çıkarırdı.

Çok yoğun, çok hareketli, çok şaşırtıcı, çok yenilikçi. Benim için her zaman zirvede olacak.

14 Beğeni

Aslında tür çeşitliliği olarak yaklaşırsak, en başarılı bilim kurgu kitabı olduğuna katılıyorum. İçerisinde süper insan var, ışınlanma türevi var, zaman yolculuğu gibi bir durum var, cyberpunk teması var diyebiliriz, biopunk içeriyor, uzay yolculuğu var, hafif askeri tema var, yani var da var. Ve bunları bir kargaşa halinde değil, oldukça güzel bir şekilde işliyor. Belki daha fazla sevdiklerim vardır ama Kaplan Kaplan adeta bu iş böyle yapılır diyen bir eser.

6 Beğeni

Sonsuzluğun sonu, Vakıf serisi. İsaac Asimovun gereksiz uzatmalar olmadan yazımı çok hoşuma gidiyor. Sonrasında Maymunlar Gezegeni, Zaman Makinesi. Bilim kurgudan ilk okuduğum eserler olmaları da etkiliyor.

Bu soruya 40 yıl önce Denizler Altında 20000 Fersah, 35 yıl önce Dünyalar Savaşı, 30 yıl önce Vakıf, 25 yıl önce Dune, 20 yıl önce de sanırım Karanlığın Sol Eli diye cevap verirdim. Ama özellikle son on yılda o kadar çok kitap okudum ki listem biraz değişti. Yukarıdakilerin yeri elbette ayrı, ama yeni dünyaları keşfettikçe ufuk da genişliyor.

O yüzden bu maceraya ilk giriştiğimde okuduğum Alastair Reynolds’un Revelation Space (Keşif Uzayı) serisinin yeri ayrıdır. Ayrıca Peter F. Hamilton’un toplam 2000 küsur sayfalık Commonwealth ikilemesi epik kapsamıyla, oluşturduğu evrenle vb. beni bayağı şaşırtmıştı, artık favori yazarlarımdan birisi. Kim Stanley Robinson’un Aurora’sı gerçekçi bilimkurgunun (ki mundane science fiction diye bir türe dahil edilir) ve başka gezegenlerde koloni kurma işini gerçekçi anlatmanın üst noktasıdır. Ya da Allen Steele’in Coyote serisinde yarattığı vahşi dünya, Ben Bova’nın Grand Tour’daki gelecek tasviri, toplam 20 küsur kitabın her birinde güneş sisteminin başka bir yerine yaptırdığı yolculuklar, Jack Mc Devitt’in çok ama çok keyifle okuduğum iki serisi ve diğer kitapları, David Brin’in evrende yalnız olup olmadığımıza ilginç cevaplar barındıran Existence’ı, Elizabeth Moon’un okuyunca kendimi çok iyi hissettiren Remnant Population’ı, Greg Bear’ın Forge of God’ı, yine Alastair Reynolds’un Poseidon’s Children serisi, John Varley’in aydaki dev mağaralarda Brontozor yetiştirilen uçuk 8 Worlds’ü… Yani görüldüğü üzere tek bir isim veremem, yüzdüğüm okyanustan bir damla seçmek gibi olur.

20 Beğeni

Bu güzel cevabın ardından Alastair Reynolds’ın Türkçede heba oluşuna bir kez daha üzüldüm. Keşke telifi düzgün bir yayınevine geçse.

1 Beğeni

Okuyan arkadaşlarım okurken rahatsız olmadık dediler Keşif Uzayı için, siz kitapları okudunuz mu?

1 Beğeni

Uzun süredir takibimde olan serilerden ama akıbeti Revelation Space gibi olacak diye endişeleniyorum (Kitabı okumadım ama yorumlar ve çeviri örnekleri uzaklaştırdı). Yine de sizin yazınızdan sonra Revelation Space’in Türkçe çevirisine bir şans vereceğim. Sonuçta ben de ingilizce okusam, en fazla o çevirideki kadar hakim olabilirim diye düşünüyorum. :sweat_smile:

2 Beğeni

Etklendim hatta hayran oldum. Sizi tebrik ediyorum okuduklarınızdan dolayı

2 Beğeni

@Ozgur Bey okumuştu (okuyamamıştı). Çevirisi ile ilgili bilgi de vermişti.

1 Beğeni

Dostlar selam. Dilimize çevrilen bir çok kitabı ve seriyi çevrilmeden önce okumuş ve bir an önce çevrilmesini dilemiştim, Keşif Uzayı, 2312, Yaşlı Adamın Savaşı, Tanrının Gözündeki Zerre. Anladığım kadarıyla bir kısmının çevirisi hiç fena değil ve okuyanlar memnun kalmış.

Alastair Reynolds İngiliz bir yazar, aynı Peter F. Hamilton gibi, hatta ikisi arasında tatlı ve espirili bir çekişme de var. İngiliz olmaları sanırım yazım tarzlarını da biraz belirliyor, genel olarak Amerikan meslektaşlarından farkları hissediyorum, kullanılan sözcükler, cümle şekilleri, kurgu vb. Dediğiniz gibi Reynolds’un çevirisi zor, ağır demesek de dolambaçlı bir tarzı var. Bu maceraya ilk girişimde okuduğum yazar olduğu için bazı yerlerde de oldukça zorlamıştı, ama ödülümü aldım. Kabul ediyorum, çevrilmemiş kitap okuma serüvenine ilk başladığımda da İngilizcem vardı, ama ilk başlarda bayağı da zorlanıyordum, özellikle sözlüğü çok kullanıyordum. Kitaplardaki bir çok sözcüğün sözlükteki maddelerinde lit. ya da literature yazıyor, bu o sözcüğün edebi dilde kullanıldığını gösteriyor, yani günlük kullanımda yaygın ya da hiç kullanımı yok, dilimizde de olan bir durum tabii ki. Neyse, işte böyle zorlaya zorlaya artık çok daha rahatım, çok daha az sözlüğe başvuruyorum.

Şimdi bu ukalalık nerden çıktı diyeceksiniz. Birincisi özellikle Alastair Reynolds gibi yazarları çevirecek kişinin hem dile, hem çeviri işine, hem de kültüre hakim olması gerekiyor sanırım (ki zaten her kitap için gerekli değil mi bu?). Dilin, yazarın ve hatta yazarın kültürünün ve alışkanlıklarının nüansları, çevirmenin en ufak hatası, umarsızlığı ve bilgisizliği yüzünden güme gidebilir ki burada çok daha fazlası olmuş.

Sayfamda kitap tanıtım yazılarına ilk başladığımda yazıyı mutlaka “umarım bir gün çevrilir” cümlesi ile bitiriyordum, sonra "umarım bir gün düzgünce çevrilir"e dönüştürdüm, artık bir şey yazmıyorum. Çünkü “Keşif Uzayı” gibi örnekleri görünce çok üzülüyorum. Bir gün çevrilir de insanlarla üzerinde konuşma, görüş paylaşma imkanı bulurum diye ümit ederken böyle bir sonuçla karşılaşmak hayal yıkıcı. Umarım “Tanrının Gözündeki Zerre” de aynı akıbeti paylaşmamıştır.

Okuma maceramdan bahsetmemin ikinci nedeni ise, bilin ki yurt dışındaki kitapların yüzde biri bile çevrilmedi, ve çevrilmeyecek. Bu yüzlerce, binlerce kitabı keşfetmeye başladığımda (hep bu benzetmeyi yaparım) berrak ama sığ bir gölün içinde yüzerken biraz ötedeki okyanusu keşfetmiş gibi olmuştum. Dil bilen arkadaşlar zaten bu engeli çoktan aşmışlardır, ama benim sözüm o adımı atmaya çekinen dostlar ve kardeşlerime (50 yaşına gelmiş birisi olarak sanırım çoğunuzun abisi, geri kalanın da yaşıtı veya kardeşi yaşındayım sonuçta). Kimseyi suçlamıyorum, ülkedeki bilim kurgu ve kardeş edebiyat kütüphaneleri yerli ve yabancı katılımlarla her gün de gelişiyor, ama dediğim gibi orada bir okyanus var, ve o okyanusla bulunduğumuz göl arasında her gün daha da tıkanan ve suyu azalan bir boru var ne yazık ki. İlk başta elbette zorlanacaksınız, ama sonuçta inanın çok fazla şey kazanacaksınız, klişe ama bir dil bir insan sonuçta.

(Bu serüvene en büyük başlama nedenlerinden birisi yaklaşık on yıldır içinde bulunduğum, detayı önemli olmayan zor durumlardı, yani bir yerde akıl sağlığımı korumak için o dünyaları keşfediyorum. Bunu kendimi acındırmak filan için yazmadım, sadece online platformlarda bir şeyler yazmak ve insanları kırmak çok kolay olabiliyor, en azından ben o durumdan muaf tutulayım istedim, çünkü gereksiz ve anlamsız didişmeler artık çok ama çok yoruyor.)

10 Beğeni
2 Beğeni

Başka bir yorumunuzda beğendiğiniz serileri yazmıştınız ki haklarında hiç bir şey bilmiyorum. O zaman da dil bilmememin beni ne kadar geriye attığını düşünmüştüm. Şahsen yorumlarınız beni motive ediyor, okumak istediğim ama okuyamadığım o kadar kitap var ki… Örnek olarak, Malazanı başladım, 1/3 okuyup bıraktım, zorluk çektim ve baktım ki zevk alamıyorum. Tabi daha rahat kitaplarla başlayıp Malazanı başka bahara bırakıyorum şimdilik. Daha bir heveslendirdi bu yorumunuz, teşekkürler. :slight_smile:

2 Beğeni

Ben size çok teşekkür ederim, çok sevindim. Bir önerim, öykülerle başlayabilirsiniz. Sürüsüne bereket öykü derlemeleri var böyle her türden. Uzun romanlar gerçekten ilk başta zorlayıcı olabilir. Öyküler ile biraz rahatlayınca onlara geçilebilir. İyi yıllar bu arada.

2 Beğeni

Şimdi görünce hatırladım, bu yorumları okumuştum. Yazıklar olsun, önemli bir kitap daha güme gitti böylece. Larry Niven Halka Dünya ile biliniyor, hadi neyse de Jerry Pournelle ile bu şekilde tanışmamalıydı okurlar. Araştırırsanız çok ilginç bir adamdır, “polymath” denilen türden (2017’de vefat etmiş).

2 Beğeni

Teşekkürler, hepimiz için güzel bir yıl olur umarım. Şimdilik çocuk kitaplarıyla başladım, her kitaptan kendimi yormayacak kadar söz öğrenmeye çalışıyorum. Öykü de güzel fikir, onu da denerim mutlaka. :slight_smile:

2 Beğeni

kiyamete-bir-milyar-yil-ust

1 Beğeni