Okuma Etkinliği - İşkencecinin Gölgesi (Spoiler İçerir)

Merhaba arkadaşlar,

Mart ayı içerisinde Gene Wolfe’un İşkencecinin Gölgesi (The Shadow of the Torturer) isimli kitabını okuyacağız. Bu bilim kurgu kitabını siz de merak ediyorsanız kulübümüze katılabilirsiniz.

Bu nasıl bir Mart listesidir hocam. Resmen beni Zaman Çarkı’ndan uzak tutmaya çalışıyorsunuz diye hissetmeye başladım. Kaplan Kaplan’ı da bu seriyi de okumak istiyorum aslında ama karar vermem lazım sanırım. :smiley:

Ben ZÇ’yi okuduğum için biraz daha rahatım sanırım. :slight_smile: Aslında her ikisi de görece kısa kitaplar, bence hem ZÇ’nin bir cildi hem de bu iki kitabı okuyabilirsiniz rahatlıkla.

1 Beğeni

Görür görmez katıldım. Etkinliklere katılmayı seviyorum elimdeki okunmamış kitapları okumama, daha da olmazsa bir düzen takip etmeme yarıyor :relieved: Benzer zevklere sahip olup birlikte okuduğumuz için daha güzel oluyor bence. Bu arada aklıma takıldı bu kitabın devamı bkk dahilinde çıkacak mı? 2.kitap çıktı en son devamı hakkında bilgim yok.

1 Beğeni

Etkinliğimiz başlamıştır. Herkese keyifli okumalar dilerim. :slight_smile:

Eğer okuduğumuz kitap bir seriye aitse, lütfen sadece o kitap ile ilgili yorum yazınız. Sonraki kitaplarla ilgili bilgi veya spoiler vermeyiniz. Okunan kitapla ilgili her şeyi konuşabilirsiniz.

Önemli not: Bu giriden sonraki giriler spoiler içerir.

Merhaba!
Okumalarınız nasıl gidiyor? İtiraf etmeliyim benimki gitmiyor :rofl: Hatta mart ayını beklemeden başlamıştım, üstüne martı yarıladık ama ben 100 sayfa civarı okuyabildim ancak.

1 Beğeni

Ben bu kitaba birinde İngilizce diğer ikisinde Türkçe olmak üzere 3 kere en baştan başladım ama bir türlü 33. sayfayı geçemiyorum. Nedenini anlamadığım şekilde giremedim kitaba.

Ama kararlıyım, bugün 50. sayfayı geçeceğim. :slight_smile:

100 sayfa okudum. Başlarda biraz sabır istiyor. Dili biraz ağır. Okudukça açılıyor. Merak ettiriyor. Edebi açıdan zengin. Fikir ağırlığı da olunca benim hoşuma gitti. Bu tür eserler biraz nasıl desem “iyi okur” istiyor, biraz entelektüel okur. Bu sayede aldığınız zevk katlanır. Öteki türlü müthiş sıkıcı bir esere de dönüşebilir.

2 Beğeni

75’teyim ben de. Hiç bu kadar ağır ilerlememiştim bir kitapta. Biraz da akşamları sesli kitap dinlediğim için ikinci planda kaldı sanırım. Biraz daha şefkat göstersem iyi olacak. :slight_smile:

1 Beğeni

@isos81 demese böyle bir başlıktan haberim olmayacaktı :frowning: . (gerçi olsa da muhtemelen katılamayacaktım da)
Bakıyorum da İşkencecinin Gölgesi ‘‘İşkencecinin Etkinliğine’’ dönmüş :smiley:. Kitabın bir fanı olarak yardımcı olmaya çalışayım dedim.

Seriyi iki kere okudum, ve ilk deneyimim aşağı yukarı sizinki gibiydi. Yazar çözülme(me)yi bekleyen edebi bir labirent yaratma amacıyla yazmaya koyulmuş. İnsafsız olsa da kesinlikle kibirli değil bence. Beni ilk okumamda rahatsız eden şeyler: antik yunanca kelimeler, betimlemelerin muğlaklığı ve olayların alakasızlığı oldu. Bunlara rağmen, ölmekte olan bir güneşin melankolik evrenini,yazarın barok dili sağ olsun, tuhaf bir şekilde sevmiştim. İkinci okumamı da tamamladığımdan söyleyebilirim: BotNS ne muğlak olma pahasına muğlak ne de kusurlarını obsküriteyle ve ağdalı bir dille kapatmaya çalışan gösterişçi bir kitap. Aksine, dikkatli okuyucuyu mükafatlandıran, ilmek ilmek örülü sinsi mi sinsi. Bu ilmeği çözmek veya en azından kitabı daha katlanılabilir bir seviyeye çekmek için şu sorulara odaklanabiliriz:

  • Kitap ‘‘Bilim-kurgu’’ klasiklerinde olmasına rağmen neden fantastik ögeler içeriyor, daha doğrusu içeriyor mu?
  • Severian nasıl biri? Hafızası dediği kadar güçlü mü? Güvenilir bir anlatıcı mı?
  • Hikaye neden ‘‘barok’’ bir dilde anlatılıyor? Severian’ın günlüğünü dinliyorsak bunu ne zaman yazdı?
  • Ön-plandaki ve arka-plandaki taraflar kimler? Ne istiyorlar? Hikaye hangi zamanda geçiyor?

Ne kadar fanı olsam da kitabın herkese göre olmadığının farkındayım. Bu soruların da kitaptan zevk almanın ön-koşulu olarak değil okuma deneyimini kolaylaştırmanın bir yolu olarak görülmesini isterim. Bir yapbozu tamamlamak kadar onla uğraşmak da eğlencelidir. Yoksa neden bozup bozup yapıyoruz ki?

5 Beğeni

Bu yorumu okuyunca gaza geldim. :smiley:

Bu kitabı bir başka grup arkadaş da zamanında birlikte okumuş. Çoğu başta zorlanmış, üstelik ana dilleri İngilizce olmasına rağmen. O okumada birisi şöyle bir şey yazmış hocam, senin yazdıklarına paralel gibi görünüyor:

Initially this almost feels like reading Name of the Wind by Patrick Rothfuss. The troubled older narrator recalling his youth, and the lessons he learned as a young man from various mentors, but with various foretelling of what is to come. “It was in this fashion that I began the long journey by which I backed into the throne.”

But along the way we have hints that something more clever and extraordinary is happening, read carefully the description of the painting Rudesind the Curator was cleaning:

“The picture he was cleaning showed an armored figure in a desolate landscape. It had no weapon but a staff bearing a strange, stiff banner. The visor of this figure was entirely of gold, without eye slips or ventilation; in its polished surface the deathly desert lay in reflection and nothing more.”

Could it be describing this?

Bir de kullanılan garip kelimelerin açıklandığı şu rehberi buldum, onun da faydası olacaktır sanırım (minör spoiler olabilir, read at your own risk :slight_smile:).

1 Beğeni

15 gün gecikmeli bildiriyorum hala bitmedi kitap yaklaşık 100 sayfam var… Çok değişen birşey yok malesef ki hala gitmiyor… Bkk içinde olmasa almayacağım, etkinlik olmasa muhtemelen okumayacağım bir kitap oldu :face_with_head_bandage:

1 Beğeni

Ben de bıraktım 150. sayfada ama daha dinç bir zihinle, daha fazla emek harcayarak okumak için. Sanırım biraz emek isteyen, çerezlik olmayan bir kitap bu.

1 Beğeni

Gitmiyorsa zorlamayın hocam okuma şevkiniz düşmesin. Sevdiğiniz türden devam edin.

1 Beğeni

Selamlar, ben kitabı hala okuyorum ve açıkçası bayıldığımı söylemek istedim. İnanılmaz derecede hoşuma gitti ve resmen bitmesin diye azar azar okuyorum. Aynı Malazan’ı da çoğunlukla chapter chapter okumam gibi.

Bir şey soracağım okumuş olanlara. Kitabın 200’lerde bir yerindeyim. Acaba bizim Severian’ın yaşadığı yer Dünya’nın (Earth)'ün alternatif bir versiyonu (Urth) falan olabilir mi? Şu Peder’le ilgili anlatılanlarda ayna ve balık olayı vardı. Orada da farklı evrenlere göz kırpılmıştı. RAFO mu yoksa? :slight_smile: Bence olur gibi. Ben inandım. Bundan sonra böyle olduğunu düşünerek okuyacağım, bakalım ne çıkacak? :smiley:

1 Beğeni

Demek botanik bahçelerde kitabı bir kenara fırlatmadınız hatta üzerine teori dahi ürettiniz. İmrendim doğrusu :smiley: . Şakası bir yana spoiler’daki sorunuzla ilgili en güzel cevabı da kendiniz vermişsiniz. Teorinizin aklınızın bir köşesinde bulunmasında fayda var.

Aksine bayağı da hoşuma gitti. Ara ara böyle hikayeler, masallar anlatıyor bize Severian. Botanik bahçelerde acayip şeyler oluyor falan. Ben çok lezzetli buldum oraları. :smiley:

Bende kitabı 2.gunde bitirdim. Boş vaktim vardı ve Severianin anlatımına bayıldım. Hisar kısımları çok daha hoşuma gitti ama Hisardan sonra hikaye akışı, karakterlerin olaya girişi, önceki bazı olayların hikaye akışındaki yeri ve konumuzun ne olduğu. Bu kısımlar ki özellikle Botanik Bahçesi çok kafa karıştırıcı oldu. Bazı kısımları tekrar tekrar okudum. Severian çok garip bir anlatıcı. Sanki bazı kısımlarda hikayenin ilerisi için spoiler veriyor bize. Bir kısımda hükümdar olduğundan bahsetmişti galiba. Botanik bahçesi kısmını tekrar okuyacağım ama dikkatli okumama rağmen sanki çok boş hikayeler anlatılıyor gibi geldi. Muhtemelen ileriki hikayeleri için alt yapı oluşturuyor. Bu merak ve yorumlarınız acele ile seriye devam ettirme duygusu oluşturdu bende. Köyden döndükten sonra hemen devam kitabına başlayacağım. Kitabı kendi özelinde çok beğendim.

1 Beğeni

Nihayet etkinliği tamamlayan biri :rofl:!

Botanik bahçeler beni de bayağı bir affallatmıştı. Bir arladaşa bakıp çıkacağım misali başlayan sekans bitmek bilmediğinden kafanızın karışması normal. Hikayelerin bir kısmı Wolfe’nin edebi, mitolojik, tarihsel bilgisiyle okuyucuya hava atmasındna ibaret olsa da alakasız gibi görünen hatta laf arasında geçen bazı yerlerin ilerleyen kitaplarda önem teşkil ettiğini düşünüyorum.Father Inire’nin ayna deneyi, botanik bahçelerdeki kumlu kısımlar ve Dr. Talos ve Jonas’ın duvar hakkında söyledikleri aklıma gelen ilk kısımlar.
Etkinliği görünce kitaba tekrar başlamıştım. Daha ilk bölümde Severian’ı ve eseri özetleyen çok güzel bir detay yakaldığımı düşünüyorum:
İlk bölüm spoiler

Drotte oğlanı, hızla geri çekti. Yolun aşağısına baktım. Ayak sesleri ve boğuk konuşmalar eşliğinde sislerin arasından sallana sallana yaklaşan fenerler vardı. Saklanacaktım ama Roche beni tutup,
“Bekle, mızraklar görüyorum,” dedi.

Fenerlerin cılız sarı ışığında görebildiğim kadarıyla adamların zırhı yoktu fakat Drotte’nin dediği gibi mızrakları vardı

Önemli kısmın altını çizdim.

Bakalım Uzlaştırıcının Pençesiyle ulaşabilecek misiniz? Umarım tiyatro oyunlarını seviyorsunuzdur,

1 Beğeni

Ben daha çok dikkatimi yazarın bize dayattığı Vodalus karakterini ve chtelaine Thea idi galiba onları arayarak geçirdim, ayrıca o botanik bahçelerinde gelen kız da kafamı çok bocaladi. Daha kitabı yeni bitirdiğim için halen tam sindiremedim. Ama tekrar aklımda kalan bazı yerleri var, oraları kontrol edeceğim. Çok ilginç bir kitap ama. Yazar odak noktamızı belirliyor ama sonra kafa karıştırıyor. Sonra biraz daha oyalıyor, yine kafa karıştırıyor. :joy: Kitabın önsözünde Neil Gaimanin bahsettiği gibi yazara güveniyorum.

1 Beğeni