Okunduğu Halde Yorum Almayan Hikayeler?

İnternette herhangi bir içerik yayınlayan pek çok kişinin sorunu olan bir konudur. Kendin için yaz vs. denir fakat bir insan, yazdığı şeyi diğerlerine açıyorsa, doğal olarak onların fikrini de duymayı ister. Yazmak zaten bir nevi iletişim olduğu için, bir geri dönüşün en doğal beklenti olduğunu düşünüyorum.

Bununla beraber, internette, özellikle ülkemizde bir yorumsuzluk olduğunu görüyorum. Bir kısmınız biliyordur, iki yıla yakın bir süredir Kayıp Rıhtım’ın forumunda uzun soluklu bir hikaye yayınlıyorum ve -eski forumu da katınca- birikimli olarak 9000 civarı okunması oldu bugüne kadar. Bölüm başı, aşağı yukarı yüz elli etmesine rağmen, bu süre içinde tek bir yorum bile almadım. Bu yüzden, yakın zamanda hikayeyi bırakma kararı verdim.

Bunun sebebi nedir sizce? Ne kadarı yazar kaynaklı, ne kadarı okur kaynaklıdır? Elbette her hikaye okunacak diye bir kaide yok fakat okunan ve bu kadar zamandır süren bir tanesinde, böyle bir şey yaşanmasını, ilginç buluyorum.

Not: Ülkedeki genel yorumsuzluk dışında, Kayıp Rıhtım’daki kitlenin bu konuda daha da isteksiz olduğunu söyleyebilirim. Zamanında yayınladığım başka yerlerde, biraz da olsa bir geri dönüş alabiliyordum ve hatta yapıcı eleştiriler çok yardımcı oldu fakat burada iyi veya kötü herhangi bir geri dönüş alamadım. Elbette sadece buraya özel bir durum değil fakat Kayıp Rıhtım’da daha fazla olduğunu gördüm.

Not 2: Bu konu da yorum almazsa, oldukça ironik olur.

3 Beğeni

Merhaba. Okunma olarak paylaştığınız istatistik aslında başlığın görüntülenme sayısı. 9000 defa baştan sona okunup da hiç yorum almamak başarı olurdu gerçekten. Başlıklarınıza kazayla, rastgele ya da botlar tarafından tıklanılmış olabilir. Sayılar sizi yanıltmasın derim :slight_smile:. Özellikle bu devirde içeriğin okunması ile içeriğe tıklanılması çok fark ediyor. Bu yüzden konu başlığındaki soruyu pek sağlıklı bulmadım.

Diğer siteler hakkında pek fikrim yok ama Rıhtım bazında konuşabilirim belki. Özellikle başta Öykü Seçkisi’nde olmak üzere, Rıhtım’da yıllardır çok fazla hikâye yayınlandı, yayınlanıyor ve bence Rıhtım okuru öyküye doymuş olabilir. Buradaki doymaktan kastım, okur olarak daha seçici hâle gelinmesi gibi. Buralarda onlarca metin paylaşılıyor ve bu platformda vakit geçiren hiç kimsenin, bu metinlere reaksiyon göstermek gibi bir zorunluluğu yok. Haliyle yazarın, ortaya koyduğu ürünle okurun ilgisini çekmeyi başarması gerekiyor. Yani öne çıkması. Yani işini pazarlaması. Yoksa okur, alt alta duran sayısız başlıktan birisine tıklayıp orada yazılanları okuma motivasyonunu kendisinde bulamayabilir.

Ben yazdıklarınızı hiç okumadım. Ama insanlar ilk birkaç satırı okuyup da hikâyelerinize devam etmediyse bunun sebebi metinlerinizin, muhataplarının ilgisini yeterince cezbetmemiş olması olabilir.

7 Beğeni

Teşekkürler cevap için. Evet, tıklanma sayısıyla okunmanın aynı olmadığını biliyorum fakat elimde farklı bir istatistik olmadığı için, bunu kullanmak zorunda kaldım. Botların nasıl bir sistemle başlıklara girdiğini de aşağı yukarı biliyorum, ve bahsedilen sayıların büyük bir kısmını karşılamıyorlar. Kendi özeleştirimi yapıyorum bu konuda ve hikayemin sorunlu bir başlangıca sahip olduğunun farkındayım, ki zaten amacım da kendimi geliştirmek ve yeni şeyler denemekti. Buna rağmen, diğer ortamlardan bir fark olduğunu gördüm burasının. Sebebi dediğiniz olabilir veya Kurgu İskelesi’nden öte Öykü Seçkisi’ne yönelim olabilir. Bir de, yanılmıyorsam, benim kadar çok bölümlü ve uzun yazan görmedim. İnsanların gözünü korkutabildiğini biliyorum.

Kimsenin bir zorunluluğu olmadığının farkındayım, bu yüzden hikayeyi bırakma kararı alana kadar da bir şey demedim. Konuyu olaylar olup bittikten sonra açtım ve olan bitenin, sebebini anlamaya çalışıyorum.

Elbette, sırf kendimi eleştirmiyorum bu konuda ve okuyucunun da payı olduğunu düşünüyorum. Başkasını suçlamak kolaydır fakat zayıf görünmeyeceğim diye, sadece kendini eleştirmek de, başka bir zayıflık ve güvensizliktir. Ancak, şu an bu konuya bir şey katacak düşünceler değil bu eleştiriler. Asıl öğrenmek istediğim şey, bu ilgisizliğe sebep olan motivasyon(suzluk) kısmı.

Bence hikayenin en negatif yönü senin de dediğin gibi fazla bölüm sayısı. Göz korkutucu ölçüde çok fazla bölüm, insanlar senin benim hikayeme bu kadar zaman ayıramaz; çoğu insanın tercihi bu değil. Çalışan ya da okula giden biri olduğunu düşün günde kendine ayırabileceğin verimli 3-4 saati, sonunda ne ile karşılaşacağını bilmediğin, referansı olmayan bir hikaye için harcamayı tercih etmezsin.

Bende ilk yazmaya başladığımda 19 bölümlük bir hikaye yazmıştım ama sonra düştüğüm hatayı fark ettim ve kısa hikayeler yazmaya başladım. Öykü Seçkisi yeni formatıyla eskiye göre çok daha fazla etkileşim alıyor ve bu haliyle yazdıkları hakkında insanların düşüncelerini merak eden yeni yazarlar için çok iyi bir ortam. Ancak burada bile 2000-3000 kelimenin üzerindeki hikayeler eleştiri alıyor uzunluğundan dolayı.

1 Beğeni

İskele’de vakit geçirmeyi seven biri olarak bunun üzerine düşündüm. Başkalarına dair bir gözlemim yok, yazdıklarım kendi gerekçelerim olacak.

  • Uzun olması

Uzun öyküleri okumuyorum. Sizin öykünüzü okumamış olmamın sebebi de bu. Dürüst olayım, adı dışında hiçbir şey bilmiyorum öykünüze dair, çünkü birkaç satır dahi okumadım. Buna rağmen defalarca görüntülemişimdir ve bunlar da okundu olarak sayılmıştır. Meraktan (kaç bölüm olmuş, bölümler ne uzunlukta, bitmiş mi yoksa hala devam ediyor mu vb. sorular nedeniyle) bakıyorum bazen.

Bu durumun bir istisnası var elbette. Burada bölüm bölüm roman yayınlasa mutlulukla takip edeceğim, yorumlar yazacağım üyeler de mevcut. Çünkü kısa öykülerini okuyarak ne vadettiklerini, konu seçimlerinin ve üsluplarının bana uyup uymadığını öğrenme şansım oldu.

Yarım bırakma ihtimalimin yüksek olduğu metinlere ise başlamak istemiyorum.

Eski forumda kısa öyküler de paylaşmışsınız, burada da paylaşırsınız belki.

(Bundan sonra yazacaklarım sizin için geçerli değil.)

  • Merak uyandırmaması

Okumaya başladığım ama tamamlayamadığım öyküler de okundu olarak görünüyor. Oysa ilk birkaç satırda öykünün bana hitap etmediğini anladıysam devam etmiyorum, okumuyorum aslında.

  • Beğenmemek/Rahatsız olmak

Bazen merak baskın geliyor ve beğenmemiş olsam da bir öyküyü sonuna kadar okuyorum. Bazen de beğenerek okuduğum öyküde bana çok ters gelen, rahatsız olacağım bir şeyle karşılaşıyorum, kızıyorum vb. Zehir gibi bir yorum yazmaktansa hiçbir şey yazmamayı tercih ediyorum. Bir yorum yapıcı olmayacaksa hiç olmasın bence.

  • Yazan üyeye dair izlenimler

Tartışma eğilimi yüksek, kendini kavga ederek ifade eden üyelerle iletişim kurmaktan elimden geldiğince kaçınıyorum. Durup dururken bir tartışmanın içine çekilip gerilmek istemediğimden yorum yapmayıveriyorum böyle kişilerin öykülerine.

Tersi olarak da başka mesajlarından olumlu izlenim edindiğim kişilerin öykülerini hemen okumak ve yorumlamak, üzerine konuşmak istiyorum herkes gibi.

Bir de üyenin genel tutumu mühim. Başkalarına yorum yapanlar yorum da alıyor genelde. Mesela M.K.Immortal burada öykü paylaşsa asla okumadan ve yorum yapmadan geçmem, çünkü o başkalarının öykülerini hep yorumlardı. Karma işlesin derim.

  • Unutmak

Okuyup çok beğendiğim öyküler oluyor kimi zaman, ama o anda yazacak vaktim ve durumum olmayabiliyor. Bir kez erteleyince de kolay kolay aklıma gelmiyor, aklıma geldiğinde ise öykünün içeriğini unutmuş oluyorum büyük oranda. Burada da var böyle öyküler. Bir de önden yorum beklentisi yaratmayayım diye kalplemiyorum bile onları. Öylece kalıyorlar. Yazık oluyor.

  • Üşenmek

Bazen de sadece üşeniyorum.


Önceki yorumlara da katılıyorum. Daha kısa öyküler paylaşsanız, biraz da nasıl sunduğunuza dikkat etseniz daha farklı bir dönüş alabilirsiniz. @periyodiknesriyat bu konularda başarılıydı mesela. Yaratıcı isimler bulur, uygun ve güzel görseller paylaşır, ilgi çekici girişler yapardı. Ayrıca forum içinde daha aktif olmanız ve başka öykülere yorumlar yapmanız da işe yarayabilir.

Düşündüklerimi yumuşatmadan açık açık yazdım. Umarım yardımcı olabilmişimdir.

6 Beğeni

Kendi adıma konuşacak olursam sanırım bahsi geçen hikaye İnsan ve İblis ve ben onu tüm bölümlerini okuduktan sonra yorumlamayı düşünüyordum. Forum arşivinden her gün biraz okuyorum ama hala bölümleri bitiremedim. Uzun süre bitecekmiş gibi de görünmüyor çünkü yukarıdaki arkadaşların da söylediği gibi fazla bölümü var. Yine de söyleyebilirim ki roman olsa zevkle okunabilecek bir öykü yazmışsınız.

Bir de ilgimi çekmeyen öykülere bakmıyorum ve şimdi düşününce fark ediyorum ki sizinki dışında da az öykü okumuşum ve üşengeçlikten yorum yapmamışım evet burada biraz benim hatam var.

1 Beğeni

@Zaujas

Evet, referanssız bir yazara bu kadar zaman ayırmamak önemli bir nokta.

@Sayhh

Bu detaylı cevap için çok teşekkürler, gerçekten kafamda oturtmama yardımcı oldu. Kişisel olarak yapıcı eleştirilere kötü bir tepki verdiğimi düşünmüyorum. Hatta dediğim gibi, gelişmeme yardımcı oldukları için, zaman ayırıp da bunu yapmış kişilere oldukça değer veririm.

Uzun öyküler yazmam, yıllardır manga okuyan bir insan olmamdan kaynaklanıyor. Kısa bir öyküyle anlatılabilecek bir şey yerine, çok bölümlü bir hikayede oldukça fazla şey oluşturulabiliyor.

@Karahayalci

Okuduğunuz için teşekkürler :slight_smile: İnsanları suçlamak istemem böyle bir konuda, olumsuz bir tonum olduysa kusura bakmayın. Yorum insanın içinden gelince yapılan bir şeydir ve denildiği gibi, yapılması zorunlu olan bir şey de değil. Sadece, yazara motivasyon olması açısından güzel bir şey.

1 Beğeni

Rica ederim.

Haklısınız. Bunu sizin için asla düşünmedim. Bir yanlış anlama olmasın lütfen. Sadece ilk maddeyi size yönelik yazmıştım.:slightly_smiling_face: Yazdığınız öyküye dair de bir yorumum yok, onu da vurgulayayım yine. Belki de muhteşem bir öykü yazıyorsunuzdur ve ben bu tutumum nedeniyle çok şey kaçırıyorumdur. Bunu gerçekten bilmiyorum.

2 Beğeni

Kendi izlenimlerime göre yorum yapacağım.

1. Al gülüm ver gülüm meselesi:

Eğer siz Mustafa’ya yorum yapar, Ayşe ve Hüseyin ile etkileşimde bulunursanız, geri dönüş olur. Lakin bunlar aradaki arkadaşlıktan kaynaklı pek güzel olmuş tarzı yorumlar olacağı için bir faydası olacağını sanmam. İsminiz ne kadar az geçerse sizi merak edip okuyan da az olur. Hikayenizin girişi çarpıcı olmalı ki bakan kişi vay canına demeli. Bir roman veya uzun öykü giriş bölümüyle insanı çarpmalı diye düşünüyorum ben.

2. Bilgisayar ekranı okuması:

Önceki forumda da bu forumda da hikayenizi aşağı yukarı okumuştum. Başka hikayelerinizi de okudum ama bir de gözlerime sorun bu durumu. Uzun metinler bilgisayar ekranında okunması zor metinlerdir. Daha kısa bölümler tercih etmeli yada bölümleri bölseniz daha iyi olabilirdi.

3. Üşengeçlik:
Evet @Sayhh 'ın da dediği gibi üşeniyor insan. Bazen gerçekler çok üzücü olsa da bu böyle.

4. Hikaye içeriği:
İnsan ve iblis için konuşacak olursam çok fazla kişiye hitap edeceğini sanmıyorum. Genel anlamda merak unsuru bir parça zayıf veya çok fazla okuma yapan insanlar için düşük kalıyor. Konunuzun içeriğinin herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. Ağır okumayı sevenler için birebir. Bir çeşit klasik edebiyat diline benzetiyorum ama hikayeye bu dilin pek uygun olduğunu sanmıyorum. Şuan adını hatırlamadığım ama “A” ile başlayan bir hikayeniz daha vardı eski forumda onun daha ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. Hatta çok daha ilgi çekiciydi. Sanırım konu seçimi de bunda epey etkili.

5.Karar:
Vermiş olduğunuz kararı anlıyorum fakat anlamıyorum da. Hayal kırıklığı nedir bilirim. Bir değil, on değil, yüz defa hayal kırıklığı yaşamış biri olarak ben beklentisiz yazıyorum. Böylece üzülmüyorum. Amacım daha iyi olana dek kendimi geliştirmek. Yeni şeyler denemek. Bu sırada olur ya es kaza biri yorum yaparsa kendimi şanslı buluyorum. Bence insan ve iblis öykünüze devam etmeseniz bile öykü yazmaya devam etmelisiniz. Bazen aynı noktada saydığınızı düşündüğünüzde başka şeyler de denemelisiniz. Kısa öykülerin gelişim süreci bakımından daha iyi olacağını düşünüyorum. Belki 50-100 arası tek veya 2-3 bölümlük öykülerden sonra insan ve iblis üzerinde dikkatlice düşünebilirsiniz. Ve hatalarınızı da daha net görürsünüz.

Vazgeçmeyin. Vazgeçmek biz yazanlar için bir seçenek değildir. Bir çok yazar var ki zamanında kendileriyle dalga geçilmiş, aşağılanmış ama daha iyisi için yazmaya, yazmaya ve yazmaya kendilerini geliştirmeye devam etmiş. Bu yüzden kendinize yeni bir sayfa açın lütfen ve başka bir karakter yaratın ve onun hikayesini yazın. :blush:

4 Beğeni

Hikayenizi nasıl okutursunuz başlığına çok benzediği için buraya bir iki laf edeyim dedim.

Öncelikle sizin için konuşacak olursam hikayeleriniz çok uzun hatta paylaştığınız ilk kısa öyküyü hemen okuduğumu ve yorum attığımı hatırlıyorum bunun dışında bir sebebi yok. Benim arşiv forum arşiv olmadan önce son paylaştığım bir gönderi vardı, biraz moral bozukluğuyla yazılmış olsa da hala mantıklı gelir ve oradaki başlığın yeni gelenlere faydası olacağını düşündüğümden linkini bırakıyorum aşağıya.

http://www.kayiprihtim.org/forum/isteksikayet/hikayelerinizi-nasil-okutursunuz-oneriler-t15946.0.html;msg181675#msg181675

4 Beğeni