Okuyorum (Görsel Başlık)

Yani sıkılan arkadaşları da anlıyorum tabi ama benim zaman çarkının tümünde aşırı sıkıldım öldüm bayıldım diyeceğim 100 sayfalık bir bölümü yok ya :joy: Neyse böyle denile denile beklentini iyice düşürmüşler bence daha iyi olmuş, okurken hızlıca akar gider bence.

4 Beğeni

Valla dediğiniz gibi şuan beklentim yerlerde :grinning: ama 100 sayfa okudum şimdilik problem yok. Yorum olarak bayağı yerin dibine koymuşlar bu 3 kitabı o yüzden bir ara özetini okuyup atlamayı bile düşündüm ama sonra “7 kitaplık emeğim var” dedim devam :grinning::grinning:

1 Beğeni

30 Beğeni

Hey gidi. Eskiden üçüncü kata çıkan demirleri, ne bileyim usta başı Suat a giden avansları okurduk. Şimdi Ata Tanrı K’rull’u okuyoruz. :smiley:

5 Beğeni

Ayıpsın ben yine yazarım sana günlük çok meraklıysan :smile:

27 Beğeni

36 Beğeni

Bu seriden başka kitap okudunuz mu, okuduysanız bu kitap dahil nasıl buldunuz? Fiyatları yüzünden uzağım şimdilik.

1 Beğeni

Zihinde Bir Dalga - Ursula K. Le Guin (Metis)

Paylaşmayacaktım ama söylemeden geçmek istemedim. Kurgudışı bir eser olduğu ve bölümlerden oluştuğu için çevirmen sayısı fazla. Bunda bir sorun yok. Gayet olabilir bir durum bu tarz kitaplar için fakat beş çevirmenden birisi kesin olarak Türkçe bilmiyor. Yine aynı çevirmenin çevirisinde de sorun olduğuna eminim ama ispatlamakla vakit harcamak istemiyorum. Cümlenin başı başka sonu başka. Yüklem, özne ve anlam arasında uçurumlar var. Yazarın ne demek istediğini anlayamıyorum bazen bu saçma sapan durumdan dolayı. Keşke hangi bölüm kime ait bilebilseydim. En azından yine o çevirmenin adını görünce koşarak uzaklaşırdım.

24 Beğeni

23 Beğeni

27 Beğeni

Bunu ben de bazı kitaplarda gözlemliyorum. Anlamsız cümlelerin, özne-yüklem uyumsuzluğun dışında bir de deyimleri yanlış kullanan çevirmenlere rastlamak gerçekten üzücü. Örneğin; çark etmek yerine çark yapmak, yakayı sıyırmak yerine paçayı sıyırmak vs. Okurken bu nasıl Türkçe diyorum. Başka bir başlıkta da belirtmiştim, ne yazık ki bazı çevirmenler Türkçeye hakim değil. Bazı kişiler bunun okumayı baltalamadığını söylüyor, tamam okumayı engellemiyor ama bu gibi şeyler dikkatli okuyucuyu rahatsız ediyor.

6 Beğeni

İşte bu da var bu kitapta. Üstelik kelimeleri de doğru yazamamış. Halüsinasyon yerine halüsilasyon gibi kulaktan dolma kelimeler var. Okumaya engel mi yoksa değil mi tartışılabilir fakat dili örselediği konusunda net bir görüşüm var. Böyle şeyleri okuya okuya okuyucu da örseleniyor. Doğru bildiğimi teyit etmek zorunda kalıyorum sürekli. Sonra Türkçe bilmiyor dediğimizde biz kaba oluyoruz. Gerçeği daha duru nasıl ifade edebiliriz, bilmiyorum. İlla eğip bükmek mi lazım? Manav amca halüsilasyon dese veya halısülasyon yazsa umursamam hatta solüsyon bile diyebilir ama senin işin bu değil mi? Ben mi yanlış bakıyorum acaba?

2 Beğeni

Hayır, doğru düşünüyorsun, düşünüyoruz. Kabalıkla da bir ilgisi yok. Bir tespitte bulunuyoruz. Kötü niyetli de değiliz. İstediğimiz şey doğru Türkçe kullanımı. Aşırı olmamak kaydıyla yazım hatalarına da katlanabiliriz ancak Türkçenin yanlış kullanımı kabul edilebilecek bir şey değil.

1 Beğeni

Seriden elimde iki kitap var. İkisininde bugün okudum. Çeviri için bir şey diyemem ama editörlük klasik 6:45 standartlarında.

15 Beğeni

Bence de biraz abartılıyor. Arada Perrin bölümleri hafif sıkıcı sadece.

3 Beğeni

At Çalmaya Gidiyoruz’da Petterson o kadar çok Dickens ve kitaplarına değindi ki canım çekti. Yazardan yedinci kitabıma başlıyorum.

31 Beğeni

Peki kitapları beğendiniz mi? Tavsiyeniz için soruyorum.

23 Beğeni

Her kitapta birden fazla öykü var. Güneş sisteminde geçen, yakın gezegenlerin keşfedildiği, fethedildiği öyküler.

William Oberfield öykülerini beğendim, tavsiye ederim.

James R. Adams öyküleri ise eh işte.

7 Beğeni