Oldies But Goldies - Yaşayan En Yaşlı Sanatçılar

Sanat ne kadar ölümsüzleştirse de, hâlen aramızdalarken anmak istediğim yüzler var, ancak yitip gittiklerinde “yaşıyor muydu” denmesini bir nebze azaltmak ve akıllarda bir an olsun tekrar yer etmelerini sağlamak üzere.

Yaş sınırını da 80 olarak koyuyorum. Herkese sağlıklı ve uzun ömürler dileyerek, ilk konuğumla başlıyorum.

Eva Marie Saint (4 Temmuz 1924- ∞)

50’lerde rol aldığı iki filmle -ki biri ilk perde deneyimidir- sinema tarihine geçti: On the Waterfront (Rıhtımlar Üzerinde, 1954); North by Northwest (Gizli Teşkilat, 1959). Bu yıllarda Fred Zinnemann, Otto Preminger gibi yönetmenlerle çalıştı, son yıllarda Superman Returns’te Martha Kent olarak yeni izleyiciyle buluştu. TV dizilerde de boy gösteren aktris, The Love Boat, Moonlighting (Mavi Ay, 6 bölüm), Frasier gibi dizilerde göründü, Willa Cather uyarlaması My Antonia’da Jason Robards ve Neil Patrick Harris ile iki nesli buluşturan isim oldu (1995).

İlk sinema rolünde aday gösterildiği Oscar’ı Rıhtımlar Üzerinde ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aldı, son büyük ödülünü ise 1990 yılında Emmy ile kazanacaktı.

27. Akademi Ödülleri kazananları: Sağda The Country Girl ile Grace Kelly.

Geçtiğimiz sene 100 yaşını deviren oyuncunun, eşinin vefatına değin (1951-2016) 65 yıl süren evliliğinden bir kızı ve bir oğlu ile dört de torunu bulunuyor (Wikipedia’ya göre, ilk çocuğunu Oscar kazanmasından iki gün sonra doğurmuş).

“I may have baby right here!”

Eva Marie Saint 100 yaşında.

Üstte: Marlon Brando ile (On the Waterfront, 1954; Elia Kazan)
Altta: Cary Grant ile (North by Northwest, 1959; Alfred Hitchcock)

Alfredhitchcock-Eva-Marie-Saint-Cary-Grant-North-By-Northwest-571509

Hitchcock ve Eva Marie Saint.

1 Beğeni

İkinci konuğumuzu da Hitchcock sarışınlarından alıyoruz. Evet, doğru bildiniz:

Kim Novak (13 Şubat 1933- ∞)

Novak, daha kariyerli bir oyuncu olarak pek çok türde ve yapımda rol aldı. Henüz ikinci filminde Pushover ile kara film akımının yüz aklarından birinde başrol oynadı. Ertesi yıl William Holden ile Picnic’teki eşleşmeleri kült dans sahnesiyle ölümsüzleşecekti. Bu filmle “en iyi yabancı aktris” dalında BAFTA’ya aday gösterildi (ödülü Anna Magnani kazanacaktı).

Aynı sene, daha sonra yine bir araya geleceği Frank Sinatra ile, Saul Bass imzalı afişi ve Elmer Bernstein’in tema müziğiyle akıllarda yer etmiş, uyuşturucu temasını işleyen ilk filmlerden "The Man with the Golden Arm"da oynadı. İki sene sonra, Pal Joey ile, ikiliye Rita Hayworth eşlik edecekti.

Ertesi sene patlama yılı oldu: Hitchcock ile Vertigo, Richard Quine ile Bell, Book and Candle filmlerini çevirdi, bu filmlerde başrolü Jimmy Stewart ile paylaştı. Quine ile Strangers When We Meet, The Notorious Landlady gibi yapımlarda da buluştu, Middle of the Night 50’lerin sonunda Fredric March ile birlikte rol aldığı son önemli filmdi. 60’larda Billy Wilder ile buluştu (Kiss Me Stupid), Moll Flanders ve Of Human Bondage uyarlamalarında başrol aldı. The Mirror Crack’d (1980) onu Elizabeth Taylor ile buluşturdu. 37 yıllık kariyerine yarısı hatırlanacak 25-30 kadar film sığdırdıktan sonra geçtiğimiz on yılda kötü sonuçlanan estetik operasyonu nedeniyle sosyal medyadan ABD Başkanı’na (Trump), Oscar gecesine değin dedikodu malzemesi oldu (2014).

Novak bugün en çok Hitchcock’un Vertigo’su ile hatırlanıyor.

Altta: Cary Grant ile Cannes Film Festivali’nde (1956)



Foto Galeri

Üstte: Hitchcock ile.
Altta: Cannes’dan gövdeyi götürürken.

Hitchcock’un uğurundan mıdır, "sarışınları"ndan çoğu hâlen hayatta. Onlarla başlamışken bari bu seriyi bitireyim.

Göze en az batan, en çok fırsat kaçıran ve bu fırsatları da üst düzey performansıyla kazanan isimde sıra:

Vera Miles (23 Ağustos 1929- ∞)

Miles, Hitchcock’un The Wrong Man, Psycho filmleri ile serinin 20 yıl sonra çekilen ilk devam filminde ve yanı sıra John Ford başyapıtları The Searchers, The Man Who Shot Liberty Valance westernlerinde oynayarak 60’larda iyi bir kariyer yaptı: Vertigo’da kendisine teklif edilen başrolü hamile olduğu için Kim Novak’a kaptırdı. Sonrasında, Hitchcock’un TV için yaptığı dizilerde yine beraber çalıştılar. Bonanza, Columbo, Wagon Train, Rawhide, The Fugitive, The Man from U.N.C.L.E., The Virginian, Gunsmoke, The Twilight Zone, Hawaii Five-O, The Streets of San Francisco, Ellery Queen, Magnum, P.I., The Love Boat, Murder, She Wrote gibi dizilerde; Tarzan’s Hidden Jungle, The FBI Story, Follow Me Boys gibi filmlerde göründü. Anthony Hopkins’in büyük ustayı canlandırdığı Hitchcock filminde kendisini Jessica Biel canlandırdı.



6b12d925-bf01-4886-9504-dd1c7c569ee8_570

Elliott Erwitt’in kamerasından Hitchcock ve Vera Miles (1957)

Hitchcock sarışınları serimizde sıra, kendisini kazığa oturtma girişiminde bulunan, Melanie Griffith’in annesi, Dakota Johnson’un büyükannesi, Don Johnson ve Antonio Banderas’ın kayınvalidesi,

Tippi Hedren (19 Ocak 1930-)

Tippi Hedren’in Hitchcock’un üçüncü dönemindeki The Birds ve Marnie başrolleri dışında bir başarısı bulunmuyor.


29906170001_5192479073001_5192462781001-vs

Geçtiğimiz yıllarda “me too” akımına kapılıp ileri sürdüğü iddialar doğrultusunda The Girl adlı bir TV filmi çekildi, kendisini Sienna Miller canlandırdı.

Mary Poppins de başrol oyuncularına şans getirdi.

Dick Van Dyke (13 Aralık 1925- ∞)

Her şeyden çok, kendi adıyla yürüttüğü şov programıyla hatırlanan Dyke, Emmy, Grammy, Tony Ödülleri sığdırdığı kariyerinde müzikallerde ve komedilerde oynadı: Bye Bye Birdie (sahneden aynı rolle), What a Way to Go, The Art of Love, Divorce American Style, Chitty Chitty Bang Bang gibi erken dönem filmleriyle ikonlaştı. Geç dönemde Dick Tracy (1990), Night at the Museum 1-2 (2006, 2014), Mary Poppins Returns (cameo, 2018) gibi yapımlarda gözüktü. TV ekranında Hitchcock, Carol Burnett, Columbo, Days of Our Lives, The Golden Girls, Matlock, Sabrina, The Simpsons şovlarında rol aldı; Diagnosis: Murder dizisinde 178 bölüm başrolde oynadı (1993-2001).

Mary Poppins kaydı ile Grammy, Bye Bye Birdie sahne performansıyla Tony Ödüllerini kazandı.

Julie Andrews (1 Ekim 1935- ∞)

Andrews, Mary Poppins’teki rol arkadaşı Dyke gibi, sahne ve sinema oyunculuğu yanı sıra, sesini de ustaca kullanabiliyordu. Kariyerinde Oscar, BAFTA, Grammy, Altın Küre, Emmy ödülleri bulunmasına karşın (3 Tony adaylığı) daha çok Audrey Hepburn ve Blake Edwards ile birlikte anıldı.


1956’dan 1959’a kadar, 4 yıl boyunca sahnelenen Pygmalion uyarlaması My Fair Lady’de Rex Harrison ile başrol oynadı. Harrison’un aksine, 1964’teki film uyarlamasına seçilmedi. Yapımcılar Audrey Hepburn’u tercih etmişti. Hepburn filmde şarkıları kendisi seslendirmedi, üstelik o yıl Oscar Ödülleri’nde ikili karşı karşıya geldi. Hepburn’un My Fair Lady’si 12 adaylığından 8’ini kazanırken, Mary Poppins 13 adaylığından 5’ini kazandı ve kadın oyuncu ödülü de Julie Andrews’e gitti.

Peter Sellers ile işbirliğiyle hatırlanan yönetmen Blake Edwards ile 41 sene evli kaldılar, Edwards 2010 yılında ölmesine karşın, arkalarında birçok hazine bıraktılar.

Andrews’in diğer başlıca filmleri arasında The Sound of Music, Hitchcock ile Torn Curtain, Edwards ile Darling Lili, S.O.B., Victor/Victoria, That’s Life, son dönemde Anne Hathaway ile The Princess Diaries serisi bulunmakta. Netflix hiti Bridgerton’un dış anlatımı da kendisine ait (Lady Whistledown).

Yukarıda: Richard Burton ile Camelot’ta (1960),
Aşağıda: Kraliyet için milli marş performansı (1948).