Martin’in fantastik edebiyata yeni bir boyut kattığını söylemek daha doğru olur. Şirinler köyünden hallice bir külliyata (yadırgamıyorum, onun da tadı ayrı) hayatın buz gibi soğuk gerçekliğini giydirmiştir kendisi. Bu yönüyle klasik fantastik yazarlardan kesinlikle ayrılır. İyiki de ayrılır
2 Beğeni
Şunu da eklemek gerekir ki, bunun böyle olması da bir bakıma türün yazarlarının ayıbıdır. Çoğu, taş üstüne taş koymadan Tolkien’den bu zamana kadar tutan bir formulü tekrar tekrar kullanıp durmuştur. Yarısını toplasak Martin’in tek başına türe yaptığı katkıyı yapmamışlardır. Martin, türe gerçekçilik katarak daha geniş kitlelere de ulaşmasını sağlamıştır aynı zamanda
4 Beğeni
Martin’den önce de ‘‘hayatın buz gibi soğuk gerçekliğini’’ giydiren yazarlar vardı. Stephen Donaldson, dilmize de kazandırılmış ‘‘İnançsız Thomas Covenant’’ serisinde ‘‘tecavüz’’ gibi hassas bir konuyu karakter gelişiminin merkezine koymuştur ve gayet de derin ve kompleks bir şekilde işlemiştir. Glen Cook, ‘‘Black Company’’ serisinde merkezine askerleri yerleştirerek karanlık ve gerçekçi fantastiği Martin’den çok önce yapmıştır, hatta Black Company’de eksik olan politik ögeleri ‘‘Dread Empire’’ serisinde de görebilirsiniz (Söylemeye gerek yok ama Dread Empire da ASOIAF’tan 20 yıl önce yayımlanmaya başlandı.). Yine GRRM’in en çok esinlendiği serilerden '‘Memory Sorrow and Thorn’'da dünyanın kaderniden ziyade taht kavgaları kitapların asıl konusu olmuştur.
Geldik bu ve benzeri tartışmaların asla eksik olmayan argümanına, daha doğrusu yanılgısına. Bir hafta kadar önce bunun doğru olmadığnı belirtmeme rağmen umursanmadı veya görülmedi. Bu yüzden şimdi daha net konuşacağım: Lotr 1954’te, GoT 1995’te yayımlandı. Arada neredeyse yarım asır var. Gerçekten de 50 yıl boyunca hatta ondan da önce fantezi yazarlarının Tolkien’i taklit etmekten başka bir şey yapmadığını mı düşünüyorsunuz? Önce bahsettiğim yazarlara ek olarak; Gene Wolfe başyapıtını tamamladı, Patricia Mckillip; fantastik ve büyülü gerçeklik arasındaki duvarı kaldırdı, Moorcock klişeleri yıkarak 90’ların ve modern fantastiğin zeminini oluşturdu.
Yahu, GRRM’in esin kaynaklarının büyük çoğunluğu yine spekülatif kurgu eserleri. Bu yazarlara ve onların nezdinde türe birazcık saygısızlık etmiyor musunuz?
Biz de sizler kadar spekülatif kurguyu seviyoruz. Ama inanın sevginizi dile getirirken fanatikleşmeniz ne sağlıklı bir tartışma ortamı sunuyor ne de karşınızdakine ve tartışmayı takip eden üçüncül kişilere bir fayda sağlıyor.
14 Beğeni
Fanatikliğin de bir sınırı var. Bu yazdıklarınıza ve sizin gibi düşünen fanlara gelsin
1 Beğeni
Kısaca anlatır mısın ne dediğini. İngilizcem kötü de 
“Yüksek fantazi bugün daha fakirleşti” demiş.
Kişiliğini övmüş. Modern fantaziye katkılarından bahsetmiş, Zaman çarkı serisinin bu türü tanimlamaya yardim ettiğini ve sonradan gelen yazarlara birçok kapı açtığını yazmış. Diğer fantazilere her zaman destek olduğunu kendisinin serisinin de Jordan’ın kapak alıntısı ile tanınıp ünlü olduğunu demiş.
Çok iyi arkadaşı olduğunu birlikte okur toplantılarında şakalaşmalarına örnek vermiş.
1 Beğeni
Peki senin üstte dediğin fanatiklik ne alaka tam anlamadım
@HamdemitAbi bahsi geçen arkadasın son derece şahsi ve bence oldukca yanliş argumanlarına gereken cevabı vermiş yukarıda. Ben sadece GRRM, fanatiklerinin aksine karşılaştırıldığı yazar hakkında kendisi ne düşünüyor onu ekledim.
1 Beğeni
Arkadaşlar ben hiçbir şeyin fanatiği olamayacak kadar yaşlıyım. Selamlar, sevgiler hepinize =)
Hocam yazdıklarınız pek öyle demiyor ama olsun. Size de sevgiler.
1 Beğeni
Çekiçlik yapmak isteyen herkesi çivi olarak görür. Normal sana böyle görünmesi.
Martin iyi güzel yazmış da hepsini topladığınızda “elde var sıfır” durumu yaşıyoruz çünkü ortada bir sonuç yok. Ayrıca “evreni çok geniş” denmiş, katılmıyorum. İsimleri zikretmek ile onlara bir kimlik kazandırmak apayrı şeyler. Jordan’ın da eserinde bahsettiği fakat tanımlamadığı çok şey var mesela. Bunun yanında Tolkien yine hepsinin üstünde bir noktaya konumlanıyor çünkü zibilyon tane unsur var ve büyük çoğunluğunun ne, kim ya da neresi olduğunu biliyoruz.
7 Beğeni
Jordan’ın ömrü yetseydi o yerlerin hepsini kullanırdı bence. Tolkien’in mekanları kullanım şekli Jordan’dan daha farklı. Örnek vermek gerekirse Tolkien’in mekanları bölümlü oyun haritaları gibi, bölüm bitince harita da değişiyor. Ancak Jordan’ın mekanları biraz daha açık dünya oyunlardaki gibi; karakterler haritanın bir çok yerine dağıldığı için evrendeki işleyişi bir bütün olarak okuyabiliyoruz.
3 Beğeni