"Öykü" "Roman"a Karşı: Düşünceleriniz

Başlıkta ne yazıyorsa o. Hangi türü diğerinden fazla okursunuz, neden? Sizce hangi tür hangisine uygun? Aklınıza gelebilecek her türlü fikre açık burası.

Yazarlarımıza gelecek olursam: Aramızda “Tamamen öykücüyüm.” diyenlerimiz var mı yahut ileride bu yolda yürümek isteyenlerimiz var mı? Yoksa öyküyü "romancılık"a giden bir basamak olarak mı kullanıyorsunuz? Hangisiyle düşüncelerinizi rahatça ifade edebilirsiniz? Sizce yazdığınız tür ve stiliniz, ikisinden hangisine uygun?

Kalıplara sıkıştırmak gibi olmasın tabii ki. Teşekkürler, iyi günler dilerim.

4 Beğeni

Ben bilimkurgu seven bir okurum. Roman kitapları olarak önümde sayısız seçenek mevcutken daha çok öykü derlemelerini okumayı severim. Bunun arkasındaki sebeplerden birisi de romanın uzunluğu ve ondan alacağım keyfin bazı zamanlar düşük olmasıdır. Öykü öyle mi? Hayır. Kısa kısa ve değişik yazarlardan bilimkurgu öyküleri okumak çok hoş. Öykü beklentimi karşılamasa bile kısa olduğu için çok fazla vaktimi de almıyor.

5 Beğeni

Evet, ben de size katılıyorum. Benim için roman önce gelir. :blush:

1 Beğeni

Ben her iki türüde seviyorum.Ama öykü türü benim gözümde bir tık daha önemlidir.Roman yazan birisinin hareket alanı daha geniştir.Konuyu dallandırıp budaklandırabilir.Öykü de böyle bir durum mevcut değil.Hareket alanınız sınırlıdır.Anlatmak istediğinizi mümkün olduğunca az sözcük kullanarak anlatmak durumundasınız.Burada ki az sözcükten kastım düşüncelerinizi süzgeçten geçirmişcesine damıtıp yazmaktır.

Kendim de öyküler kaleme alıyorum.Ama öyküyü romancılığa giden bir basamak olarak görmediğimi belirtmek isterim.Şahsen ben elim kalem tuttuğu müddetçe öykü yazmayı düşünüyorum.Tabi ki bu benim düşüncem arkadaşlar farklı düşünüyor da olabilir.

6 Beğeni

Ben en çok öykünü seviyorum. Roman da okuyorum ama en çok öykünü seviyorum. :blush:Benim için öykü önce gelir.

1 Beğeni

Ben roman severim. Ayrıca romanın kalınlığı da korkutmaz beni. Yeter ki akıcı olsun :slight_smile:

3 Beğeni

Kitaplığıma bakınca sayıca romanlar ağır basıyor ama öyküyü tür olarak daha çok seviyorum.

Pek çok yazarla öykü antolojileri sayesinde tanıştım ve uzun yıllar aklımdan çıkmayan, etkilendiğim öyküler oldu. Sanırım bu yüzden öykünün kalbimdeki yeri ayrı bir özel.

Amatörce yazan biri olarak, öykü yazmayı hiç denememiş olsam da; öykü yazmak, roman yazmaktan daha zor geliyor gözüme. Açıkçası hiç kimsenin öyküyü romana geçiş için bir basamak olarak kullanacağını zannetmiyorum. Aksini düşünenler cevaplasa keşke belki de yanlış düşünüyorumdur.

5 Beğeni

Sadece roman …

3 Beğeni

Okur olarak öyküyü de romanı da seviyorum, roman belki biraz daha öndedir. Ama iş yazmaya gelince romanda daha rahatım ve benim için öykü, tam da dediğiniz gibi romancılığa giden bir basamak. Öyküyü tek oturuşta yazıp bitirmek istiyorum ve haliyle kısa kalıyor. Uzun öykü yazmayı beceremiyorum ama öykü bence zaten kısa olmalı :woman_shrugging:

Öykü benim için yazma hevesimi ve yeteneğimi canlı tutan, aklıma gelen bir fikri kısa sürede kağıda dökmemi sağlayan bir araç. İleride roman ya da novellaya evrilme potansiyelini seviyorum ki şu ana kadar yazdıklarım ve şimdilerde planladığım roman/novella türü yazılar hep yazdığım bazı öykülerden doğdu.

Kısacası öykü yazmayı seviyorum ama romandaki kadar rahat bir alanım yok. Verdiği tat da aynı olmuyor. Sanırım yazmak istenilen türe göre de değişir bu durum.

5 Beğeni

Katılıyorum. Öykünün romana giden bir basamak olarak görülmesi, niyet bu olmasa da öykücülüğü küçümseme durumu yaratıyor. Halbuki birbirinden çok farklı iki tür ve o kadar geniş başlıklardan bahsediyoruz ki ikisi de derya deniz.
Dolayısıyla ikisinin de keyfi ayrıdır, bana sorarsanız bu keyfi yaşayabilmek de her halükarda biraz emek ister. Ben kişisel olarak öyküye (belki şiire de) yeterli ilgi alakayı gösterdiğimi pek düşünmüyorum, bu sebepten de edebiyat ilgim roman ağırlıklı oluştu ve kaldı.

6 Beğeni

Bilim kurgu öykü tavsiyeleri alabilirim.

1 Beğeni

Öykü tavsiyelerim aslında çok olabilir ama şimdilik aklıma gelenleri yazabilirim. Philip K. Dick’ten İkinci Tür, Savaş Gazisi ve Alacakaranlıkta Kahvaltı öykülerini. Asimov’dan Ahmaklar, Güç Duygusu, Ayıklama ve Karanlık Bir Dünya şimdilik önerebileceğim öyküler. İsterseniz daha sonra bu listeyi genişletebilirim. :slight_smile:

4 Beğeni

Biraz tuhaflık yapıp hem bir Fankit hem de bir Türk yazar önereceğim. Biraz yavan, bazı yerlerde Amerikanvari olsa da bence ilginizi çekebilir. Uzun öykü tadında gibi.

Ha, çok daha iyileri elbette bulunur. Aklıma ilk bu geldi. PKD sonrasına ayırırsanız epey düşük seviyede gelecektir ama. Yine de siz bilirsiniz.

2 Beğeni

Başlığa reklamcılar çökmüş.

Öykü romandan daha zor bir alan, etkilisi çok etkili, mesela Witold Gombrawicz müthiş bir öykücü. Öte yandan sıradan bir öykü sıradan bir romana oranla çok daha az iz bırakıyor. Yine de her ikisinin yeri farklı.