Uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü “arama” kısmından arayıp da bakamadığımdan üşengeçliğime yenik düşmüştü bu konu. Nihayet baktım ve bulamadım. (Varsa birleştirme yapılabilir.) Bazen bir konuyu okurken aklınıza güzel, komik, acıklı anılarınız geliyordur. Eğer anlatmayı düşünürsek diye böyle bir konu açmak istedim. Anılarımızı yazarak zaman zaman eğlenip zaman zaman da üzülebiliriz. Üstüne konuşur, sohbet ederiz. Çekinmeyin ama çıkın çıkın gelin.
Adettendir ben başlayayım. Çok süper bir anı olmasa da ufak bir giriş yapmış olayım.
Çocuk olduğum senelerde teyzemin oğlu benimle çok uğraşırdı. Hep başıma bir felaket gelmesine sebep olur ama her seferinde rüşvet olarak beni sinemaya götürürdü. Böyle bir felaketin hemen ardından (Minderlerin içinde kendi halimde, şirin mi şirin oyun oynarken üstüme atlaması ve benim tam altında kalacağımı hesap edememesi sebebiyle karın boşluğuna gelen darbeyle nefessiz kalmış ve dakikalarca kendime gelememiştim.) beni Çakmak Taşlar çizgi filmine götürdü. Götürdü ama o da pek fazla büyük olmadığı için bir şeyi hesap etmeyi unuttu. O dönemler filmler sanki biraz daha uzundu ya da bana öyle gelirdi. Neyse efendim oturduk güzel güzel. Bir de bana mısır almıştı. Keyfim yerinde filan derken o da ne? Film İngilizceydi ve Türkçe alt yazı vardı. Ben daha dört-beş yaşındayım. Okuma yok, yazma desen çocukça yazıyorum. Önce tek tek okumaya başladı mecburen sonra filme kendisi dalıp gitti ve okumayı da bıraktı. Hayatımın en sıkıcı filmi oldu haliyle.
Benden bu kadar.