Eylül ayına göre ılık bir geceydi. Genç kız kendini en mutlu hissettiği zamanlardan birindeydi, havanın soğuk olmaması daha da memnun ediyordu onu. Nedenini bilmediği bir şekilde her zaman geceleri dışarıda olmayı çok severdi. Denizin dalgaları kızın dışarıdan göründüğü kadar sakin değildi, kıyıya usul denemeyecek bir medcezir vuruyordu. Hayır, deniz beni sakinleştiriyor, deniz kenarında dolaşmayı çok seviyorum insanlarından değildi. Sakin mizaçlı ama ruhunda kasırgalar kopan kızın en büyük fetişi karanlıktı. Yüzü masum göründüğü için insanlar sık sık onun gerçek karakteri hakkında yanılırlardı. Sakin ve ağırbaşlı olduğunu herkes bilirdi ama çok çabuk öfkelenebildiğini bilmezlerdi. Son yıllardaki sahte arkadaşlarından hiçbiri ona gram duygu hissettiremediği için bir anda parladığını ve adeta kendini kaybettiğini düşünemezlerdi. Belki de onun için akıllarından vur ensesine al ekmeğini diye geçiriyor bile olabilirlerdi. Keşke deneseler diye düşündü kız zevkle. Ne kadar yanıldıklarını anlarlar ve biraz eğlendirebilirler. Tıpkı üvey babamın öğrettiği gibi burunlarından getiririm. Sonra derler ki Beril bu sen misin?
Hikaye yazımına 4 yıl sonra geri dönüyorum. Gözleriniz kanadıysa affola ama şimdilik daha iyisini yazamacağım. Kısa olduğunun ve fazla tasvir yapamadığımın farkındayım diğer gönderimlerde Beril karakterini daha iyi tanıyacaksınız. Gerçi belli olmaz başka karaktere de geçebilirim.
Öncelikle geri dönüş aldığım için çok mutlu oldum. Ayrıca beğenmenize de sevindim ben bu kısacık öyküm için daha karamsar düşüncelerdeydim. Cümlenin hatalı olmasına hiç şaşırmadım insan uzun süre yazmayınca zar zor olay resmedebiliyor cümlelerle öykünün çabuk bitmesinin sebebi de budur daha fazla mantıklı cümle yazamadım. Diğer yazacağım hikayelerde de yorumlarını görmek isterim, ödevlerim azaldığı zaman yazacağım vazgeçmedim.
Ben de öyle umuyorum. Beril’in potansiyelini bilemem ama anlaşılmazlığı uzun süre devam edecek. Karakteri daha fazla tanıtabileceğim öyküleri yazmak için sabırsızlanıyorum ama bana öykü fikri kolay kolay gelmez. Mesela bu ay öykü seçkisine katılmak istiyordum ama tazmanya canavarıyla ilgili fikir bulamadım ve bu yazdığın mesajın cevabı değildi çenem düştü.
Aslında cevap açıklayıcı oldu benim adıma. Evet bu ayki seçkiye ben de katılmıyorum. Tazmanya Canavarı temasına uygun bir fikrim yok şu anda. Bir sonraki temada umarım öykünüze rastlarım. Belki de Beril’in demek istediklerini buluruz orada.
Etkileyici bir giriş olmuş. Devamı aklınızda var ama kelimelere nasıl dökeceğinizi bilemediğiniz için erken bir noktada kesmişsiniz gibi geldi. Beril’i biraz daha tanıyıp üvey babasından neler “öğrendiğini” de okumak isterdim. Anlatım tarzınız da merak uyandırıcı.
Devamı ne zaman gelir bilemem ama tahminleriniz üç aşağı beş yukarı doğrudur. Anlatım tarzım burada biraz kasıntı gibi geldi bana ama takdir sizin tabii. Olumlu düşünmenize sevindim.