Bu arkadaşı yeni gördüm, epeydir de aktifmiş, yakın dönem için güzel öneriler sunmuş. Netflix ağırlıklı.
Hem modacı hem yönetmen Tom Ford uzun süren aradan sonra yeni çekeceği filmi duyurmuş. Vampirle Görüşme ile tanıdığımız Anne Rice’ın Cry to Heaven eserini uyarlayacakmış. Nocturnal Animals ile pek çok kişinin ilgisini kazanmasına rağmen ben tesadüf eseri ‘‘Yeni film çekmiyor mu bu adam!’’ diye aratırken karşılaştım. IMDB sayfası dahi yok henüz.
Diğer iki filmi gibi roman uyarlaması olacak olan film ilginç bir şekilde iki eserin dışında fantastik öğeler içermekte. Eser hakkında detaylı bilgi edinmek istemedim açıkçası. Özellikle Nocturnal Animals’ı ne anlattığını bilmeden izlemiş ve daha sonra okuyup izlediğim A Single Man’e göre daha fazla keyif aldığım için.
‘‘Moda gençlerin işi önümdeki 20 yılı yönetmenliğe ayırmak istiyorum.’’ da demiş ayrıca. Umarım daha çok film çeker daha az aralar vererek. Duyguları anlatış biçimini başka hiç bir yönetmende bu derece keskin görmüyorum ve bu nedenle filmlerine bayılıyorum. Umarım diğer iki filmi gibi enfes bir film görürüz.
https://www.criterion.com/shop/browse?popular=new-releases
Criterion’a Last Summer ve Anora’yı eklemek için 15 sene bekleyememişler. Temmuz’da da All We Imagine as Light’ı ekleyecekler.
The Assassination of Jesse James and the Coward Robert Ford’dan beri bu kadar uzun film adı görmemiştim, “Steve Buscemi mi lan o?” merakım sağolsun:
Şöyle çevrilmiş:
Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikayesi.
Edit: Yazar/Yönetmen Türkmüş. Oyuncu kadrosunda kendi eşi de yer almakta (Tuğçe Altuğ). Bir de Cihan Yıldız ve Nadir Sarıbacak isimleri görünüyor. Buscemi’nin karşısında oynayan aktris Britt Lower, Severance kadrosundaymış. Özetle, Buscemi bir Türk yönetmenin filminde oynamış. Abidik gubidik uluslararası ödüllerden çok daha önemli bence, eğer film iyi ise.
Bu yapay zeka ile yapılmış bir fan trailer’ı. 2 3 sene önceye göre daha gerçekçi yapabilmeye başladılar
Ben düştüğüme göre demek ki gerçekten iyi iş çıkarmışlar.
Off, bu nedir ya…
Neyse, en azından “son 1 haftasında hiç bilmediğiniz bir trans sevgilisi vardı” gibi bir şey sunmamışlar. Eh, kabul görmüş, garantili format ona dönüştükçe bu eski hikayeleri de kaybedeceğiz yavaş yavaş. Belki de tadını çıkarmak lazım.
Filmin adına “Kafka” ekleyen de bizimkiler bu arada, site üst barında görünce of çektim, yoksa İngilizce/Almanca sunumda herhangi bir sebeplenme olmamış.