Okumayı çok seven, kitaplarla haşır neşir birçok insanın kırtasiye merakı olduğu hepimizin malumu. Çeşit çeşit ayraçlar, renkli fosforlu kalemler olmadan okumalarımız dahi yarım kalıyor. Hele o defterler… Renkli kapaklılardan tutun da kraft olanlara kadar tümü göz doldurup cep boşaltıyorlar.
Peki sahip olduğumuz bütün o malzemeleri ne kadar kullanıyoruz? Aldığımız defterlerin kaçını dolduracak kadar yaşanmışlığımız var? Sahip olduğumuz bu eşyalar kendimizi daha entellektüel göstermek için mi yoksa işlevleri var mı?
Velhasıl kelam sizden olmazsa olmaz kırtasiye malzemelerinizi yazmanızı (isterseniz fotoğraflamanızı) rica ediyor ve konu hakkındaki düşüncelerinizi merakla bekliyorum.
Tıpkı uyuşturucu bağımlılığı gibi, gençler arasında hızla yayılan bu ölümcül illete değinme cesaretini gösterdiğin için cesaretini tebrik ediyorum Uygar.
Ayraç kullanmıyorum. Fosforlu kalemim var altını çizmek için alıntıların. Onu da bir arkadaşım çok güzel dediği için ona verip yenisini aldıpım için değiştirdim. Ama çokça defter alırım. Lakin onları da boş bırakmam. 2 3 tane çizim defterim var karalamalarla dolu ve 2 tane şiir defterim var. Bir de düz içimden geldiği gibi yazdığım defterim var. Elimde boşta 2 3 defter daha var. Defterler konusunda belki müsriflik ediyor olabilirim şimdi yazınca bi emin olamadım
Konuda bahsi geçen şeylerle hiçbir bağımlılığım yok. Fakat orta okula giderken bir kırtasiye dükkanımız vardı. Onun kendisine bağımlıyım ben. Keşke hiç kapatmasaydık da boş yere üniversite okuyup işsiz kalmasaydım.
Berbat çizerim. Buna rağmen kıytırık bir şey bile çizeceksem bile Faber Castell 9000 Dereceli Kurşun Kalem serisinden 2B, 3B ve hatta kullanmasam bile 4B, muhakkak elimin altında olmalı. Sadece dört beş sayfasını kullanacağım resim defterlerini de unutmamalı. Kalemleri kaybetmekten, defterleri sararıncaya kadar bir köşede unutmaktan dolayı müsriflik ederim. Bu sadece, özenle çizmem gerektiğini düşündüğüm şeyler olduğunda ödediğim cüzi bir bedel.
Ne olur ne olmaz diye yanımda bulundurduğum takımdaysa, 0.7 uçlu kalem, bolca 0.7 yedek uç ve kareli veya çizgisiz defterdir. Kalem kullanılmayacak, uç kutusundan tek bir uç eksilmeyecek ve defterdeki sayfalardan birinin bile üstüne karalama yapılmayacak olsa bile, ne olur ne olmaz niyetine yanımda taşıdığım olmuştur.
Onların akıbeti de, ilk gruptakiyle benzer kaderi paylaşıyor. Kullanmadığım ya da çok ama çok az kullandığım boş defterler hala durur.
Ah ahh, bu konuda çok dertliyim sanırım. Eğer beklemem için beni bir yere bırakmanız gerekirse kırtasiye, kitapçı, süpermarket ya da mutfak eşyaları satan bir yer olsun. Daha sonra ne zaman gelip almak isterseniz o zamana kadar orada kalabilirim. Sarı keçeli kalemim bittiği için ders çalışabilmek için gece yarısı deli gibi keçeli kalem aradığımı biliyorum. Renkli kalemler, renkli postitler, yapışkanlı ayıraçlar, 0.5 uçlu kalem ve uç kutuları, silgiler, renkli defterler (çizgili çok sevmem, biraz kareli, ağırlıklı çizgisiz), bilumum boyutlarda ve renkte dosyalar, klasörler, delgeç, zımba, makas, band, uhu, resim defterleri, çizim setleri, boyalar… Yok daha fazlasını saymayım artık ama abartmıyorum, bunlar ve daha fazlası evimde mevcut, hem de yedekleriyle. Ya lazım olursa psikolojisinden de kurtulamıyorum
Dip not-1: Lazım oluyor
Dip not-2: Ama aynı zamanda hepsini çok seviyorum
Çizgisiz, kapağı sade özellikle de eskitilmiş veya deri kaplı defterleri ve hatta özel yapım defterlere karşı tahrik olduğum bir gerçek. Ancak ciddi bir ilişki istemiyormuşum gibi aldıktan sonra kenara kaldırıp yenisini alıyorum. Herkes üşendiğimi sanıyor ama bende başlama, adım atma sorununun olduğunu aslında çok az insan biliyor.
Işte aradığım başlık Ben de hem post it hem de güzel deftere karşı yıllardır bir fetişe sahibim ancak maalesef o güzel defterlerin akıbeti Cemalettin Bey’in de değindiği sonu paylaşıyor… Bir insan neden çizim yapamadığı halde çizim yapar diye sorgulamayı bırakalı da çok oldu. Artık sadece bir şeyler çizememek adına kalem ve defter alıyorum ama alışmışın kudurmuştan beter olduğu gerçeğini bu saatten sonra değiştiremeyeceğim sanırım
Normalde çok takıntılı değilim. Ders çalışacaksam not çıkarmak için telli defter, renkli kalemler, fosforlu kalemler kullanırım. Ancak uçlu kalem bir tane olsa da yetiyor, bazen bozulana kadar yıllarca kullandığım oluyor.
Çizim yapmayı sevdiğim için büyük boy resim defteri ve bir de kömür kalem almıştım. İnat ettim defteri son cm karesine kadar kullandım. Ne mi yaptım? Can sıkıntısıyla bir işe giriştim. Naruto karakterlerini çizmeye başladım. Her sayfaya bir tane karakterin farklı hallerini (mesela çocukluk, gençlik) çizdim. Kalan boşluklara karakterlerin hikayesini anlatan yazılar yazdım. Toplamda 6 ay kadar sürdü (her zaman ilgilenemedim) ama uğraşmak benim için güzeldi.
Asıl takıntım ucuzlukçular konusunda. Dükkâna girince çok alakasız şeyleri bile alıp çıkıyorum. Son gittiğimde küçük mumlar, hamur kesme aleti, minik şekerlik gibi şeyler aldım.
Sert kapaklı, güzel baskılı, çizgisiz defterlerle aramda bir elektriklenme olduğunu kabul ediyorum. Ama hiçbir zaman kullanmadığım gerçeği ile yüzleşince almayı bıraktım.
En son aldığım fosforlu kalemin üstünden üç yıl falan geçmiştir sanırım. Onu da liseye başlarken bir heyecanla almıştım, üç yıldır hala bitmedi.
Şimdi ise her şeyi yazdığım tek bir kareli defterim, bir uçlu kalemim, silgim ve 0.7 uç kutum var. Zaten resim çizmede beceriksizim ve hikayelerimi genelde telefondan yazıyorum, ihtiyacım yok ama o çizgisiz defterler için hala ölüyorum
Benim almak -özellikle defter- konusunda değil de, doldurmak konusunda büyük bir takıntım var. Daha doğrusu isteğim. Keşke yapabilsem de, böyle ‘satisfying’ olsa tüm defterlerim diyeceğim birkaç örnek bırakıyorum: