Sökük 2 ve 3

2

-KÖHNE KULÜBE-

Sökük yüzün boş beşik
sallanan kirli yaşlar

kötülük bakıcı, imge elbiseli
iyilik askılı

yaşam bebek, bileklerinde karabasan
umut oyuncak, bakıcıda

kül makyaj, yüzün mezar
ölüm aynan

bol gelen gerçekte
askılık yalan

köhne kulüben zaman
çizik tahtalarında yılların yalnızlığı

bastonu nasırlı bir eskici
köhne kulüben sırtında taşınan

Kasım 2005

3

“Sanığın kendi içindeki tutukluluk hali devam
etmektedir.Sanığı hücresine götürün.”

-HÜCRE-

iç ülkemdeki hapishanemde bir mahkumum
kendi parmaklıklarımı kendim dövdüm

hezeyandan örülme buhranlarım
dört duvarıma çivili
hazan mevsimimin kokularının kırıkları
üzerine yapıştırılmış
kalp grafiğindeki yükselip alçalan sinyallerden
topuzlarına kadar keder atımlarından yollar kurulu

günlerim tek tek asılı
sesleri dokununca birbirine çarpışlarda
kristalize süs eşyalarından dökülen tınılar
hırıltılardan dokunmuş bir karnaval sunuyor loş karanlığa

her bakışımda süs eşyalarında donuklaşma
değişimleri buzlu gam parçalarına
düşüşleri dağlardan dökülen çığ
hücremin tabanındaki anılarıma
eriyişleri sanki bir alev coğrafyasına dökülmüşcesine
damla damla anılarımın her tarafında

birleştiler
dönüşümleri küçük küçük akarsular
kendi oluşturdukları denizlerde bıraktıkları alüvyonlar
deniz kabuklarında zaman gemileri demirli
alüvyonların sürgün limanında

hırçınım
hepsini fayı tutmuş ömrümün dört duvarına attım
yaklaştıkça ne zaman olduğu bilinmez deprem
duvarlarım çatlak çatlak
deniz kabuklarının dokunuşlarında
yirmiyi aşkın gri çerçeveleri sınırlayan kırıklar

çocukluğum hücremin tavanında
sıvı kristal görüntülerin bulunduğu bilgisayar ekranı
düşlerim kristallerde saklı
sarsıntılarla çatladı
ekrandan dört duvarıma akışlarda

zaman gemilerinden sızıyor yıllarım
yılankavi bir şekilde duvardaki kırıklarda
yarıklardaki boşluklarda düşlerim
ilerleyişleri kılcal damarlar misali
anılarımdaki yaş denizlerine sarılışlarda
dibe batışları suyun kaldırma kuvvetinden fazla
isyanlarım…

alevlerim yüzeyde

asiyim
hepsini duvarlardaki deniz kabuklarına fırlattım
yanışları çıtır çıtır
hücremi aydınlatışlarda

külleri pastelleşti
çerçeveleri tablolaştırdı

dışardaki gardiyanıma verdim

pencerimin kenarında narin sesler
umut misali bir kuş
gözlerinde Dünyanın İnci’si şiir
Kız Kulesi’nin karşısında biri
zaman gemilerini yüzdürüyor
tekrar alınmak üzere isyanları
emanetçi martılarda

keşke martılar sesleriyle hepsini satsa

Haziran 2006

1 Beğeni