@Rena Kitapta Harry Potter Malfoy malikanesiyken Draco Malfoy’un elinden asayı zorla alıyor ve Olivander bu asanın sadakati değişmiş diye açıklıyor. Biz kitapta hiç iki asası olan büyücü görmedik. Bu yanlışı Voldemort yaptı. Lucius Malfoy’un asasını alıp Harry Potter’a saldırdı ve Harry Potter’ın asası diğer asayı kırdı. Kitapta mürver asa için kendine sahip çıkmaya gelen sahibine dönüyor gibi bir tanımlama var. Buradan anladığımız kadarıyla bir kişi düelloyla iki asaya sahip olursa iki asa birbirini tanıyor. Haliyle Draco Malfoy kendi asasını kaybedince mürver asayı da kaybetti. Dediğinizi şimdi düşününce şöyle bir varsayımda bulunabilirim. Mürver asayı yenen asa Draco Malfoy’un asasıydı. Harry Potter hem anka hem o asanın sahibiydi ama mürver asa hiç Harry Potter’ın eline geçmediği için anka asa ile aralarında bir bağ olmayacaktı. Belki anka asa tamir edildikten sonra her ikisi arasında bir bağ olmuş olabilir.
@Rakiyum_emmenondo Evet o büyü. Dumbledore bu büyü ile ilgili olarak Harry Potter’a “Voldemeort o fedakarlığın gücünü bilseydi senin kanına asla dokunmazdı. Senin kanınla kendi canlı bedenini oluşturduğu için fedakarlık büyüsünün gücünü katladı.” dedi. Son kitapta Harry Potter da benzer bir fedarlıkta bulunca Voldemort büyülerinin bağlayıcılığı kalmadı. Neville’in beden kilitleme ve Hogwarts savaşçılarının susturma büyüsünden kurtulmasının sebebi de bu zaten.
Şimdi benim çok garip bir sorum daha var.
Priori Incantatem - asaların çekirdekleri aynı olunca asaların kenetlenmesi durumu.
Benim beynim bana oyun mu oynuyor gece-gece, yoksa gerçekten mi Priori Incantatem asanın son yaptığı büyüyü de gösteriyordu?
Teşekkürler, demek ki, beynim geceleri de çalışıyormuş.
Iyi de neden bir terimin iki anlamı olsun ki?
Ateş kadehinde bu isimde bir bölüm vardı, Winky’nin elindeki asanın son yaptığı büyüye bakmışlardı, sonra Priori Incantatem’in asaların bağlanması olayına verilen isim olduğunu anladığımda öyle baka kalmıştım, gece vakti neden aklıma geldi bilmiyorum.
Aklıma bir şey geldi, gidip konu açayım Voldemort hakkında acayip bir fikrim var.
Bu terim ölüm yadigarları kitabında da geçiyor. O anlamı kafanı karıştırmış olabilir. Buyur:
Ama yakında öğrenecek, eğer hala bilmiyorsa, asamın tamir edilemeyecek şekilde kırıldığını," dedi Harry sükunetle. “Hayır!” dedi Hermione, korkmuş bir sesle. “Bunu bilemez Harry, nasıl bil-?” “Priori Incantatem,” dedi Harry. “Asanı ve karadiken asayı Malfoy’larda bıraktık, Hermione. Eğer dikkatlice incelerlerse en son yapılan büyüleri tekrardan yaratmalarını sağlayabilirler ve seninkinin benimkini kırdığını göreceklerdir, tamir etmeyi deneyip başarısız olduğunu görecekler ve fark edecekler ki baştan beri karadiken asayı kullanıyorum.”
Şu an ben de onu düşünüyordum, devamını da hatırlıyorum, ama bu kısım bir az abartılmış sanki, kim neden Hermione’nin asasının son yaptığı büyüyü bilmek istesin ki? Bu kısmı her okuduğumda aynı soruyu soruyorum.
En azından emin oldum bundan, iki anlamı varmış.
Uzun süre önce okuduğum için kitapları tam hatırlamasam da uzun süredir aklımda olan bir soru var. Hani Harry Voldemort’u görüyor ancak kimse ona inanmıyor ya. Niye düşünseline gidip insanlara göstermedi gerçekten gördüğünü?
Düşünseliyle 6. sınıftayken tanışmıştı, sizin bahsettiğiniz olaysa Harry 4. ve 5. sınıf öğrencisiyken olmuştu.
Gerçi bu şekilde düşünürsek Dumbledore da gösterebilirdi ama artık ben de tam olarak hatırlamıyorum, düşünseli her kese göstermek istemediği bir şeydir belki de. Ya da biraz absürt gelebilir ama belki de gizli kalması gereken anıları zorla ya da başka bir şekilde ortaya çıkarmış olabilirlerdi ve başka insanlar bunu görürdü. Bilmem anlatabildim mi?
Güzel bir soru ve benim de bir sorum var bununla alakalı: neden Veritaserum verip gerçeği öğrenmediler ki? Tabii ki Sihir Bakanlığı gerçeğin ortaya çıkmasını istemeyecektir ve bunun doğrultusunda herhangi bir adım atmayacaktır (aksi halde aynı şekilde Sirius da mahkemeye çıkarılmadan Azkaban’a atılmazdı) ama Zümrüdüanka Yoldaşlığı’ndan birileri doğruluk iksiriyle doğruyu söylediklerini kanıtlayabilirlerdi. Ama büyük ihtimalle yukarıda yazdığım nedenden dolayıdır, veritaserumla Bakanlık bilmesi gerekenden daha fazlasını öğrenebilirdi.
Veritaserum kesin bir çözüm olurdu ama Fudge bu gerçeğe inanmak istemediği için gözlerini yummuştu. Bu sorunun cevabını 5. kitapta Harry, Sirius ve Lupin’in konuşmasından da görebiliriz. Buyrun
"Fudge, Dumbledore’un ondan çok daha akıllı olduğunu, çok daha güçlü bir büyücü olduğunu içten içe biliyor; Bakan olduktan sonraki ilk günlerde boyuna Dumbledore’dan yardım ve tavsiye isterdi," dedi Lupin. "Ama anlaşılan iktidar pek hoşuna gitti, kendine de daha fazla güveniyor artık. Sihir Bakanı olmaya bayılıyor ve esas akıllı olanın kendisi olduğuna inanmayı da başardı; Dumbledore’un sırf ortalığı karıştırmak olsun diye sorun çıkardığına da kendini ikna etti." Harry hırsla, “Nasıl düşünebilir böyle bir şeyi?” dedi. "Dumbledore’un bunları uyduracağını nasıl düşünebilir - ya da benim uyduracağımı?" "Çünkü Voldemort’un geri dönmüş olduğunu kabul ederlerse, ortada Bakanlık’ın son on dört yıldır uğraşmak zorunda kalmadığı kadar büyük bir bela var demektir," dedi Sirius acı acı. "Fudge bu gerçekle yüz yüze gelmeye kendini razı edemiyor bir türlü. Dumbledore’un onun konumunu sarsmak için yalan söylediğine inanması çok daha kolay."
Düşünseli ile 6. sınıfta tanışmadı, daha önce Mr Crouch’un oğlunu mahkum edişi izlemişti 4. sınıfta. Açıkçası 4. kitaptan sonra kurgunun çöktüğünü düşünüyorum. Moody kılığına girmiş bir ölüm yiyen yakalanıyor konuşmasın diye ruh emiciler öpücük uyguluyor. Harry elinde Cedric’in cesetiyle dönüyor ve hiç duruşma sorgulama olmadan cinayetin üstü kapatılıyor.
Büyülü bir evren yaratmadaki en büyük sıkıntı bu. Zihinfend ve veritaserumun bulunduğu bir ortamda bakanlık duruşmaları çok saçma geçiyor. Evrene bunları eklememeliydi. Mesela Harry patronus kullandığı için duruşmaya çıkıyor ama kimse zihinfend kullanıp sorgulamıyor.
Benim sorularıma gelirsek cevaplayabilecek olan varsa;
1- Dumbledore Voldemort güçsüzken yani bedenine dönmemişken neden hortkulukların peşine düşmedi? Ki 1.sınıfta Quarrel üzerinden Voldemortun yaşadığını öngördü ve 2. sınıfta Riddle’ın güncesinin hortkuluk olduğunu doğruladı. Yani bilmiyordu diyemeyiz.
2- Voldemort Fidelius büyüsünü bilmiyor muydu? Fidelius büyüsü yapıp sır tutucu kendisini yapıp hiç kimseye o yeri söylemeyerek oraya hortkuluk saklayabilirdi mesela riddle evine.
Ve ayrıca Dumbledore gibi zeki ve dahi olduğu, her şeyi bildiği iddia edilen bir adamın burnunun dibinde 1. sınıfta voldemort saklandı, 2.sınıfta basilisk olduğunu bulamadı, 4. sınıfta arkadaşının yerine ölüm yiyen geçip 1 sene boyunca adamı uyuttu.
Hmm. Zihinfend herkese yapılamaz. Hem herkes de yapamaz. Yeterince kanıt varsa zaten zihinfend yapan kimse yok. Voldemort’un dayısının öldüğü olayda da aynısı olmuştu.
Aynı zamanda zihinfend tehlikeli. Yanlış bir durumda kalıcı zarar verilebilir. Voldemort’un daha önce Bertha Jorkins’e yaptığı gibi. Gerçi o bilerek yapmıştı ama.
Öte yandan veritaserum konusunda haklı olabilirsin. Onun pek bi yan etkisi olduğunu da hatırlamıyorum. Neden o kadar kullanılmadı acaba? Veritaserum kullanımı için de saçma yasalar olabilir belki. Sonuçta Harry Potter aslında Urban fantasy’ye giriyor.
Bence biliyordu ama elinde hiç kanıtı yoktu. İlk kanıtı da senin de dediğin gibi Riddle’ın güncesini görünce anladı. Bence tam da o vakit aramaya başladı. Ama o kadar kolay değildi. Voldemort’un geçmişini bilen insanlar zaten azdı. Az olanlar da anlatmak istemiyordu. Hortkuluk sayısını bile hatırlarsan 6. kitapta Slughorn’un anısından öğrendik. Ve ihtiyaç odasında olan hortkuluk hakkında Dumbledore’un en ufak bir fikri bile yoktu. Onu tamamen Harry buldu.
Çok mantıklı. Ama eğer öyle olsaydı Voldemort yenilmez olurdu. Neyse asıl sebebi Voldemort’un çok kibirli olması. Kendisini o kadar zeki sanıyordu ki bu nedenle birçok ipucu bırakmıştı. Eh bulması o kadar kolay değildi ama tek bulanlar Harry ve Dumbledore da değildi. 7. kitapta Voldemort’un kibrine Ron da şaşırıyor. İhtiyaç odasına girdikleri zaman "Burayı sadece kendisinin bildiğini mi sanmış yani " diyordu.
Eh bunlara bir şey diyemem. Ekleme olarak Lupin’in öğrenci olduğu zamanlar James, Sirius ve Peter animagus oldular. Her ay neler neler yaptılar. Dumbledore’un hiç haberi olmadı.
Zihinfend konusunu özellikle Voldemort’un düşüşünden sonraki olaylar için dedim. Karkaroff, Malfoy gibi birçok kişi veritaserumdan ya da zihnefendden geçmeden paçayı kurtarmış. Lord Voldemort’u aramakla ona sadık olmakla mahkemede övünen bellatrix’e ruh emici öpücüğü uygulanmamış
Bir de itirafçıları affediyorlar orası komik geliyor Karkaroff mesela ver veritaserumu ötsün herkesin adını Ya da İmperius lanetinin etkisindeydim diyenlere ver konuştur yani…
Rawenclaw’ın Diademi olayıda saçmaydı Ron’un da dediği gibi. Son kitapta birdenbire aynı gün içinde hem hayaleti konuşturuyorlar hem harry yerini tesadüfen biliyor oluyor. Hemde o tarihe kadar odaya giren birşeyler saklayan insanların hiçbiri almamış oluyor…
Bu kadar olaydan en komiği de, 5.kitapta Slytherin’in madalyonunu tanımamaları. Borgin ve Burkes’deki adamlar tanıyor ama Hermione gibi her şeyi bilen bir tip aa bunda Slytherin’in işareti var demiyor. Sirius gibi akıllı bilgili birisi es geçiyor. Molly’i geçtim hadi ev hanımı anlamıyor de. Harry bile sırlar odasında defalarca Slytherin’in işaretini gördü. çatal dilde açıl dedi. Bazı şeyler bu kadar basit olmamalıydı…