Spaknios’un Ruhu

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Spaknios’un Ruhu – Aylık Öykü Seçkisi

image

Yazarın Notu: Merhaba, öyküye başlamadan önce belirtmek isterim ki Canwr karakteri ile ilgili bir evren oluşturuyorum. Bu karakterin bir başka hikâyesini de yine seçkide burada yayınlamıştım. Öyküler farklı zamanlarda geçmektedir ve lineer değildir. Linkteki öyküyü okursanız evren hakkında biraz bilgi edinebilirsiniz. Bununla birlikte bu öyküyü beğenirseniz sonra da okuyabilirsiniz. Hiç okumasanız da bu öyküyle ilgili… (DEVAMI…)

3 Beğeni

Selam @MuratBarisSari

Canwr’un gençliğine dönüp, yabancı ama aslında tanıdık diyarlarda, heyecan verici ama tehlikeli maceralara atıldık. :sweat_smile: Kalemine sağlık. Bu evren çok güzel şekilleniyor. Çok düşünüyor, yaratıcılığını konuşturuyorsun diye düşünüyorum. Ama bunun yanında öykünün işçiliği senin diğer öykülerine nazaran konuşursak biraz daha iyi olabilirdi bence. Mesela öyküde genel anlamda bir “ve” bolluğu var. O kadar çok “ve” var ki artık anlatımda tekrara düşme hissi yaratmış. Ben bu öyküyü bir kez daha revize ettiğin zaman çok daha güzel bir metnin ortaya çıkacağına eminim. O yüzden edebi anlamda değerlendirmek istemiyorum öyküyü; benim için anlamlı, değerli ve yaratıcı bir metindi.
Canwr’un sonraki durağı nere olur, ne maceralar yaşar, meraktayım, beklemekteyim. :sweat_smile: Ben daha çok entrika, daha çok politika okumak isterim senden. :pray: Görüşürüz.

Not: Bu arada bu Canwr nasıl telaffuz ediliyor? :sweat_smile: Ben hep Can-o-vor şeklinde okuyorum ama… Doğru mu yapıyorum? Man-o-war gibi okuyorum.

1 Beğeni

Selam Kasvet,

Telden yaziyorum bunu, o yuzden harf karakterler ingilizce olabilir.

Evet aslinda evren oldukca alegorik. Canwr biraz daha doguda dolasabilir. Batiya gitmeden önce Umberto Eco’nun derledigi 4 ciltlik Ortacag kitabini okumam gerekli. Planlarima gore onumuzdeki Mayis’ta bitecek (bu arada kutuphanemi tamamlamaya calisiyorum planlar oradan geliyor. :sweat_smile:)

Ilk oyku entrikaliydi, bunda su unlu Spaknioslularin hirsizligi uzerinden gittim. Kafam biraz da 70li yillarin hippilerinin dogu yolculuklarina gitti. Yani demek istedigim evren kafamda alegorik oldugu icin mesela cizmede gecen hikaye mafya ile ilgili olabilir o acidan genel bir karakteri olmayacaktir oykulerin. Stand alone yani. Ama kafamdaki magnum opus daha cok felsefi bir sorun uzerine olacak. Tabi kismet, bakalim…

Gelelim “ve” ler ozelinde isin zanaatine. Tum oykuyu yeniden okudum tam 100 tane “ve” saydim. Oyku 4.850 kelime. Sıkıntı sanırım ve’lerin 10-12 paragrafta cok ciddi toplanmasindan kaynaklanmis. Tabi ve’ler tek sorun da olmayabilir. Simdi ben son tarihi 4.12 zannediyordum bir sekilde 2.12 oldugunu farkettigimde tarih 3.12’ydi. Oyku kafamda hazirdi ve yine de gec kalmistim ama bir de tarihi gecince oykuyu o gun sabaha karsi 3.30 da bitirdim. Gerci o sabah son okumasini da yaptim ama fark etmedim. Simdi bu mazeret bir noktaya kadar ise yarar belki. Ama benim de degistirmek istedigim bir hususla alakali olmasi acisindan elestirin guzel bir uyariydi. Ben tarz olarak parantezler, satirik araya girmeler, baglaclar ve virgullu uzun cumlelere egilimliyim. Bununla birlikte nokta kullanimina daha cok agirlik vermek, daha kisa cumleler kurmak konularini da dusunuyorum ciddi olarak. Bu “ve” kullanimi baglac kabilinden kafamdaki projeye de uyuyor. Bakalim uslup olarak noktali cok cumle sevmiyorum ama zanaat olarak gerekli olabilir. Tabi baska sıkıntılar da olabilir. Sadece “ve” nin adi gecmesinden hareketle paylastim.

O degil de admin benim bazi kelimelerimi degistirmis bazi harflerime sapka koymus galiba ama nokta virgulden sonra bosluksuz devamlar bitisik kelimeler vs.var ben mi yanlis yazdim, editlerken yan etki mi oldu?.. Bilemiyorum. Bilgisayarima ulasinca bi word e bakicam. Gerci olabilir bayagi dusundum ama bes saatte falan yazdim. Neyse bi bakim de…

Canwr = kânûr

Bunu telden yazdim. Yarin sana donecegim. Bu ay ilk 4-5 gun okumalari yapmak istiyorum. Gecen ay cok gec musait olabildim.

Yorum icin tesekkurler. Elestiri icin de… Gercekten, elestiri de lazim.

Gorusmek uzere…

1 Beğeni

Merhaba Murat,

Eline, koluna sağlık. İlk öykünü okuyup yorum yaptığımda da aynı şeyi düşünmüştüm. Dağılmadan böyle bir metni ele almak zor gerçekten. Ben yapamam gibi geliyor. Bu yüzden gerçekten verdiğin emeği takdir ediyorum.

Öykünü ya da roman biçimine ilerleyen bu metni değerlendirirken, taslak olduğu için, daha farklı gözle bakmam gerektiğini hissediyorum. Çünkü sonlandırmadan önce eminim üzerinden çok geçeceksin.

Ben karakterini ve onu oluşturduğun zemini beğendim ve geleceğini de merak ettim.

İlk yorumumda belirttiğim kelime kullanımlarına burada da rastladım- bilinçli yaptığını söylemiştin - klişe adaptasyon hormonsal gibi. Naçizane bunların arasında tek ısınamadığım “hormonsal” olarak tanımladığın kısa bölüm. Önerim var mı? Şimdilik yok. Ama metnin tam olarak bittiğiniz ve kurmak istediğin evreni tamamladığında eğer başka bir gözün de okumasını istersen, severek gönüllü olurum.

Kolay gelsin, ellerine sağlık tekrar

1 Beğeni

Merhaba Müge,

Yine bilgisayarimdan uzagim o yuzden telefondan yaziyorum. Karakterler ingilizce olabilir.

Yani evet bir evren kurmak cok zor. Birkac fantastik evren biliyorum ve onlara kaymamaya calisiyorum. Cok degil ama kitap, oyun bi bes alti fantastik evrene bulasmisimdir. Gordugum sey temelde su; ya cok gercekci olucam diye olaganustu ve gercekci olmayacak derecede karanlik, ya da ölüm, feda ve kayiplara ragmen cok aydinlik ya da steril diyelim bir formatta oluyorlar. Ben kendi capimda ortayi bulmaya calisiyorum. Evrenimi bu yuzden alegorik olarak kurmaya calisiyorum.

Bunu neden soyluyorum?.. Kullandigim bazi kelimelerle klasik fantastik jargonu kirmaya calisiyorum. Heath Ledger’in A Knight’s Tale’di galiba bir ortacag filmi vardi ama gunumuz jargonu hakimdi filme. Gerci Canterbury Hikayelerinden olabilir o oyku de… Demek istedigim. Mesela Canwr’un babasi ile konusmasi gercek bir fantastik klise. Ya da mabeyncinin lafi “Bir kere soyleyecegim… bir daha soylemeyecegim.” Yahu niye soylemiyorsun? Adam kralin karsisinda sacmalasin mi? O acidan bu “klise” olgusunu dogrusu ara ara kullanmayi dusunuyorum. Steril bir stretch filmi yirtiyorum kendi capimda.

Adaptadyonu ozel dusunmemistim. Hormonsali ben hormonel yazmistim sanirim admin hormonsal yapmis. Umarim kurtarir :grin: (ikidir adminden bahsediyorum wordu yayinlayacak rezil edecek beni :sweat_smile:) orada biraz witcherdan etkilenmis olabilirim. Orada da dogal bilimlerden dem vuruluyor bazen. Ama ozellikle secmedim dedigim gibi jargonu biraz modern tutmaya calisiyorum.

Buradan hareketle beni asil bu “seyahat” konsepti zorladi. Bildigimiz 21.yuzyil turizminden bir kultur turuydu butun olan biten ve seyahat, program vs. idare etmek durumunda kaldim.

Dagilmamissam ne mutlu bana. Bunu begenmene sevindim. Gercekten zor. Yani dunyaca meshur cizgi romanlarda bile 50 versiyon 50 reset ve alternatif timeline cikiyor ortaya.

Zanaatta problem gormussun. Yani evet olabilir. Bu konuda belki degisemeyebilirim de. Olur da bu evrende bir romani kotarabilirsem sizlerle (ki teklif icin samimiyetle tesekkur ederim) ve editorlerle kavga dovus bir kiliga sokmaya calisiriz :grin:

Yorum icin cok tesekkurler.
Gelecek seckilerde gorusmek dilegiyle…

1 Beğeni

Sana başarılar diliyorum, zanaatta sorun görmek demeyelim ama bu kadar dev bir metinde illa ki ikinci üçüncü dördüncü bakış faydalı olacaktır. Umarım o aşamada okur olarak da katkımız bulunur sana :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari,

Öncelikle öykünün girişindeki yazarın notunu çok doğal bulduğumu belirtmek isterim, gülümseyerek başladım okumaya. :slight_smile:
Öyküye gelince, diğer öyküyü okuma fırsatı bulamadım. Bu romansı öykünüzü de -aslında istemememe rağmen zorunlu şartlardan dolayı- arasına ayraç bıraka bıraka son bir kaç gün içinde okudum. Bu tek solukta okuttu, okutmadı klişesi gibi algılanmasın lütfen (tırnak içinde klişe, öykünüzden geliyor :slight_smile:)
Romansı geldiği için, ara ara bırakmakta ve yeniden kaliteli zaman ayırabileceğim anda yönelmeyi tamamen olumlu olarak size aktarmak istedim.
Bitirdikten sonra ağzımda keyifli bir tat bıraktı, diğer yorumlarımda da belirtmiştim, sizin kaleminizi, anlatım dilinizi beğendiğimi. Umarım romanınızı da okuduğum günler gelir yakında. :pray:t2:

Çok ufak kelime hatalarından bahsetmeyeceğim, bunları zaten gözden kaçtığı için yapıyoruz, bilmediğimizden değil. O nedenle küçük eleştirilere girmeyeceğim. Uzun cümleleriniz keyifli, karakterler ve öykü kurgusu da bence okuyucuyu içine çekmekte başarılı.
Kültürel tur temasını da gülümseyerek okudum, yaşamış biri olarak. Sadece çömlekteki penise benzer çalışma kısmı öykü bütünlüğünde (yineleyeceğim sanırım kusura bakmayın ama) “klişe” geldi. Çoğu beceriksiz çömlek deneyimcisinin ilk karşılaşacağı +18 espri bu olacağından, bu kadar yaratıcı bir hikayede benim tek eleştirim burası olabilir.

Şimdi diğer öyküyü de okuyacağım, @ulu.kasvet yorumuna bakınca, sanıyorum lineerliği bu şekilde yakalayacağım. :slight_smile:

Yüreğinize sağlık tekrar,
Sevgiler

1 Beğeni

Merhaba Serçe Şahin,

Evet öykünün başında; “bakın bunun bir evreni var ama size de emrivaki yapmak istemiyorum” derken zorlanmışım :smiley:

Yani tabi, her iki öykü de 4.500+ burada limit zaten 5.000 o açıdan okuması zor olabiliyor. Bir de fantastik -tabi fantastiği çok sevebilirsiniz de ama siz hem geçen ayki öyküme yorum yaptığınız için hem de bu ayki öykünüzden anladığım kadarıyla o kadar yakın değilsiniz bu konuya- zor okunabilir.

Bununla birlikte ben yazdıklarımı belli bir seviyede bulmakla birlikte öyle çok çok iyi yazdığımı da düşünmüyorum. Bir tek alamet-i farikam varsa o da farklı şeyler yazıyor ya da yazmaya çalışıyor olmam.

Kelime hatalarına gelince; yani bazen oluyor ama son iki aydır özellikle bitişik kelimeler anlamında wordden siteye geçişte bir sıkıntı olabileceğine dair bir şüphe taşıyorum. Yine de çok iddialı değilim ve worddden bu 5.000 kelimeyi bir daha okumak da istemiyorum doğrusu.

Uzun cümleleri sevmiş olmanız beni gerçekten mutlu etti. Ben de çok severim çünkü. Ama başıma dert açıyorlar bazen, o yüzden noktalı, çok sayıda kısa cümle kurmalıyım gibi hissediyorum artık.

Çömlekteki +18 espriye gelince; aslında aynı taraftayız. Yani evet onu oraya yazdım ama gerçekten espri olarak yazmadım. Bana çok basit gelmişti. Zaten bu bir numaraydı ve bunun arkasını görmeyi başaran iki karakter gerçek bir Spaknios macerasına davet edilmişti.

Bu kadar uzun bir öyküyü okuyup bir de yorum yaptığınız için üstelik diğerini de okumaya niyetli olduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Tekrar merhaba,

Zorluğundan değil, bazen beğendiğim bir kitabın da son bölümünü bekletirim, çabuk bitmesini istemediğimden :slight_smile:
Ancak fantastik tarzda yazılara sempatim olmadığı tespitinizde haklısınız. Bu arada bu platformun doğuşu bilim - kurgu / fantastik tarzda iken, benim burada olup da bu yorumu yapmam da ne kadar hakkaniyetli bilemiyorum gerçi. :smiley: Biriniz de çıkıp, “beğenmiyorsan farklı sitelere bak kardeşim” demediğiniz için de çok kibarsınız, teşekkürler :slight_smile:

Aşağıdaki yorumunuzdaki çok çok iyi yazmaktan kasıt nedir, ben de bilmiyorum açıkçası. Her türü beğenen, beğenmeyen olacaktır düşüncesindeyim. Ağdalı bir dil, buram buram edebiyat kokması da bana göre bir tarzdır. Siz yazılarınızda yaratıcılığınıza edebi ruh üflüyorsunuz. Bu da azımsanacak bir şey değil.

Bunu yazarken bile uzun ve virgüllü cümle kurmuşsunuz. :smiling_face: Ben de biraz sizin gibiyim açıkçası, o nedenle uzun cümleleri seviyorum.
Bazen kısaltınca sanki yarım kalıyor aktarmak istediğim his gibi geliyor.

Diğerini de okuduktan sonra görüşlerimi paylaşacağım.

Not: Kahramanınızın adını yazmamaya gayret ettiğim çok belli olmadı umarım, telefondan yazmaya çalışırken kendisinin adını yanlış yazma riskini alarak saygısızlık etmek istemezdim. Hala yazmıyorum, evet, yazmayacağım. :sweat_smile:

Tekrar emeğinize sağlık,
Sevgiler

1 Beğeni

Selamlar,

Açıkçası metnin uzunluğu gözümü korkuttu. Bu yüzdendir ki öyküyü üçüncü açısımda Ya Allah deyip okuyuverdim. Çünkü dedim kendi kendime, Murat Bey güzel bir öykü kaleme almıştır :blush:

Bu uzun metin için yorumlarım biraz genel olacak. Güzel bir dünya kurmuşsunuz öncelikle, anlatım da yerinde. Ancak öykünün akıcılığı hususunda tereddütlerim var. Eğer olur da romana evrilirse bu dünya, akıcılığı artıracak heyecan unsurlarının eklenmesi nacizane tavsiyem olacaktır.

Görüşmek üzere bol selamlar…

1 Beğeni

Selam,
Teşekkürler öncelikle kibar davranmışsınız.

Seçkide istediğiniz gibi yazabilirsiniz, kesinlikle fantastik, bilim kurgu platformu olarak tanımlayamayız burayı. Temayla bir tür bağı olan her şey yayınlanıyor biz de keyifle okuyoruz o açıdan rahat olun. Ben de farklı türleri okurum. Sorun yok.

Yani ne diyeceğimi bilemedim. Yazılarıma edebi ruh üflediğimi düşünüyorsanız, elimden çok çok teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor ki o bile bu değerlendirmeye az :pray: :pray:
Bu arada zanaatı geliştirmeliyim sanıyorum ama, onu da belirtmem kendi adıma dürüstçe olur doğrusu.

Evet kısa cümleler bana biraz basit geliyor. Fakat bir sağlamlıkları var. Bakalım, yazı karakterimle, yazmam gerektiğini düşündüğüm tarz çarpışınca nasıl bir sentez çıkacak ortaya…

Kahramanın adı Gal dilinde. Ben de ilk gördüğümde bir off çektim ama çok uyuyordu kafamdaki tanıma.

Yorum için tekrar çok teşekkür ederim.
Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Selam,

Okumaya karar verdiğiniz kısım beni neşelendirdi :smile:. Teşekkürler, okuduğunuz ve dahası güvendiğiniz için…

Anladım. Yani tabi başka sorunları da olabilir ama akıcılık konusunda sanırım büyük bir temanın parçası olması durumu biraz etkili olmuş olabilir. Bir tür Canwr Spaknios’ta kısmı. Canwr kendi bilmediği bir misyonla dolaşıyor bu dünyayı. Bir önceki öyküde de Spaknios’tan bahsediliyordu ben de "Spaknios’ta ne oldu?"ya girdim.

Tabi bir öykünün kesinliğiyle bitmediği için ve öyküyü ilginç kılacak twistleri vs. olmadığı için akıcı olmamış olabilir. Ben bazen yapıyorum bunu ama, Menekşe diye bir öyküm vardı o da bir kesitti daha ziyade. Biraz seviyorum bu dinginliği, ama tabi 4.850 kelime dinginlik okuyucuyu daraltabilir. :sweat_smile: Bu arada sürekli eski öykülerimden bahsediyor olmam onları da okuyun demek değil :wink:

Okuduğunuz ve yorumladığınız için tekrar teşekkür ederim.
Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Merhaba Barış Bey.

Öncelikle hikayenizin kahramanı “Canwr” 'ı ben “Canavar” olarak okudum. Hiç öyle her defasında "Nasıl telaffuz etmiştim ben bunu ya? " diye düşünmeme gerek kalmadı. :slight_smile:

Genel olarak öykünüzün kendine has bir çekimi olduğunu gördüm. Tabi bu da sizin anlatım şekliniz sayesinde gerçekleşti. Okurken Yüzüklerin Efendisi filmindeki cüce gözümde canlandı. Daha geniş düşünme yetisine sahip değilim çünkü fantastik tür konusunda tecrübelerim çok çok az.

+18 esprisinin geçtiği yer gerçekte Kapadokya değil mi? Elma çayı ile birleştirince konum olarak orası çıkıyor zihnimde çünkü. Çömlek atölyesinde gerçekleşen durum, o bölgeye yaptığımız gezi sırasında bir arkadaşımızın başına da gelmişti. Sanırım özellikle kadınları seçiyorlar :slight_smile:

Merak uyandırıp, merakta bırakmaya devam eden öykünüzün devamının gelmesi dileğiyle…

Hoşçakalın.

Merhaba Okan Bey,

Canavar, Can-o-war :slight_smile: aslında sadece kanur (iki sesli de şapkalı). Galce. Biraz da iyi oldu. Olur da basılırsa isimler nasıl okunur diye telaffuz videosu yaparım :sunglasses:

Beğendiğiniz kısımlar için teşekkürler.

Cüce Gimli’den bahsediyorsunuz. Bizim Canwr çok yakışıklı ama ırkının Brad Pitt’i.

Aslında yer Kapadokya değil ama hikaye Kapadokya’dan. Kesinlikle dubara geliyor bana o çamurdan penis yapılması işi. Ya da sizin dediğiniz gibi bu, her acemi için kaçınılmaz son ve özellikle kadınları seçiyorlar. Bu da nitelikli dolandırıcılık :wink:

Tekrar teşekkürler
Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Bu hikayede adı geçen diyarlar, mesela Tir Glo’nun anlatımı, daha önce açığa çıkmış ama sonra giderek kaybolmuş bir fantastik edebiyat tutkusunu uyandırdı bende. Karakterin ismini, yerlerin isimlerini epey beğendim. Bazen eğreti durabiliyor böylesi isimler ama bu hikayedeki doku tanıdık bir diyarı andırıyor. Sanırım bir sonraki seçkilerden birinde fantastik bir öykü yazacağım. Bu Canwr öyküleri içimdeki fantastik edebiyat tutkusunu hatırlattı bana.

1 Beğeni

Merhabalar,

An itibariyle ‘Trinevere’nin Sarı Günleri’ ile başlayıp ’ Spaknios’un Ruhu’ ile devam eden maceranın sonuna gelmiş bulunmaktayım. :slight_smile:
Kaleminize sağlık, uzun zamandır fantastik roman okumamıştım, böyle söylüyorum çünkü belli ki sizin öykünüzde geçen evren de bir kitaba, romana dönüşecek. Şimdiden 30 küsur sayfa civarı olmuştur herhalde.
Not: Öyküdeki adlar çok iyi.

Sonraki seçkilerde görüşmek dileğiyle.

1 Beğeni

Merhaba,

Öykü sizde fantastik üretim isteğine sebep olduysa ne mutlu bana.

Sizden bir fantastik öykü okumayı gercekten isterim.

İsimleri begenmenize ayrica sevindim. Isimler gercek belki o sebeple iyidir.

Gelecek seckilerde gorusmek dilegiyle…

Merhaba,

Öncelikle 10.000 kelime okudugunuz icin gonulden tesekkur ediyorum.

Evet bakalim, kafamda bit kurgu var ama bunlari evren olusturmak olarak dusunuyorum. Kitap stand alone bir finale.

Isimler genelde tuttu. Sozlukler sagolsun :sunglasses:

Gorusmek dilegiyle…

1 Beğeni