Spontane kelimeler

Kırık dökük düşler ve yapıştırılmış umutlar… Onlar da kırılmaya yüz tutmuş gibi. Ne zaman yok ettik biz tertemiz masumiyetlerimizi? Ve ne vakit medet umar olduk çürümüş suretlerden? Gerçek dışılığın, çirkinleşmiş krallığında ikamet etmekteyiz artık! Daha düne kadar, çiçek bahçelerimizde dolaşmıyormuyduk oysa ki… Özgürce… Papatyaları çekerdik içlerimize. Ve onların hayat dolu cennetlerini. Kaybolmuş masumiyetler dört bir yanımızda. Sarmalamışlar, yaşlanmaya başlamış bedenlerimizi. Ve zincirlerimiz çok ağır artık bizim. Kilitleri komplike, anahtarları ise yozlaşmışların kirli ellerinde. Düşlerimiz çürümüş, umursamadığımız kabuslarımıza inat. Günahlarımızı çıkartmaya cüret gösterirler, cahilliklerine bile bakmadan. Küstah papazlar söz sahiplerimiz olur, tereddüt ettiğimiz düşüncelerimizde. Ve aldanırız, aldatılırız hep çaresizliğin engin denizlerinde…