Star Wars: K-2RX'in Hikâyesi - Bir Star Wars Kurgusu

Fate Condensed FRP sisteminde oynadığım bir oyun için yazdığım karakter hikâyesidir. Çok da özenmediğim ama eğlenerek yazdığım bir yazımdır. Hikayenin başlangıcı gereği bilerek yarım kalmış gibi hissettirebilir. İyi okumalar.

Hurdalık

Dadas, ayaklarını uzatmış içeceğini yudumlarken paslanmış metal tepelerinden oluşan imparatorluğunu seyrediyordu. Tahtı da kaplamaları soyulmuş gemi parçalarından, kullanılmaz halde devrelerden, yaprakları kopmuş bir çiçek gibi arada bir kendini gösteren bakır kablolardan ve hepsinin üzerini kaplayan kalın bir toz tabakasından oluşuyordu.

Dadas, tepelerin arasında devreleri kemiren yılan benzeri bir yaratığa tüfeğini doğrulttu ve nişan almadan ateşledi. Yaratık arkasına bile bakmadan kaçarken Dadas gülümsedi. Bu hurdalar ona epey para kazandıracaktı. İçeceğinden bir yudum daha almak için uzandığı sırada kulak tırmalayan tizlikteki atmosfer alarmı onu böldü. Bir iç çekerek yerinden zorla kalktı ve monitörüne doğru yöneldi. Düğmeyi yumruklayarak alarmı susturduktan sonra klavyeyi kurcalayarak alarm menüsünü açtı. Gezegene bir gemi yaklaşıyordu. Ellerini ovuşturup hınzırca gülümsedi. Ardından iniş platformuna doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Platforma ulaştığında atmosferde süzülen gemiyi izledi. Kanatlarına tutturulmuş heybetli motorlarıyla iniş yaparken ağzından sular akmaya başlamıştı bile. Gemi fıstık yeşili ve koyu yeşil rengine boyanmıştı. İnce yapısı çekirgeyi andırıyordu.

İniş takımları dumanlar çıkararak açıldı ve içeriden erkek bir kyuzo çıktı. Kafasına yassı ve metalden yapılma bir şapka geçirmişti. Ayaklarına kadar uzanan deriden etek benzeri geleneksel bir kıyafet giyiyordu. Sırtında lazer arbaleti sağ belinde ise lazer tabancası vardı.

Dadas eğilerek kyuzoyu selamladı. “Efendim hurdalığıma hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?”

“Droid istiyorum. Fazla eski olmasın yeter. ” dedi sert sesiyle. “Ha bir de tamiri fazla iş çıkartmasın.”

“Elbette efendim. Tam size layık bir droidim var. Bu taraftan lütfen.” diyerek droidlerin bulunduğu hangara doğru adama eşlik etti.

Kısa bir yürüyüşün ardından hangara vardılar. Dadas ellerini ovuşturarak hangarın kapağını açtı. Düğmeye bastığında ışıklar birbiri ardına yanarak karanlık ve tozlu mekanı aydınlattı. Paslı droidlerin gıcırtısı sanki biraz sonra canlanıp üzerlerine atılacakmış gibi yankılanıyordu.

Dadas, siyah kaplamalı bir KX serisinin önünde durdu. “İşte bu efendim.” diye işaret etti.

Adam bir kaşını havaya kaldırdı. “Bu droid epey yeni. Hatta fabrikadan yeni çıkmış bile denebilir. Neden burada?”

“Efendim küçük bir defosu var da…”

“Neymiş?”

“Nasıl desem… Emirlerden çok kendi fikirleriyle hareket ediyor. Bir de kendine özel bir kişiliğe sahip.”

“Emirlere uymayan bir güvenlik droidi ha.”

“Evet. Fabrikada bazen böyle küçük hatalar olabiliyor.”

“Eritip yenisini yapmak varken neden sana satıyorlar peki?”

“İçeride tanıdıklarım var. Makul bir ücret karşılığında bana gönderiyorlar.”

“Demek öyle. Aslında kişiliği olan bir droid olacak iş değil ama dua et ki acelem var. Yoksa israf ettiğim bütün yakıtın parasını senden çıkarırdım.”

“Aman efendim.”

“Korkma hemen. Dediğim gibi acelem var. Kaç kredi bu?”

“Efendim normalde KX serileri elli bin krediden satılırlar. Ama…”

“Ama?”

“Ama dediğim gibi defosu var. Üstüne size özel bir de fiyat vermem gerekirse…” Adamın sert bakışları arasında hafifçe titreyerek elini çenesine götürdü ve iki saniye sonra sırıtarak cevap verdi. “Beş bin kredi.”

“Alıyorum.”

“Güle güle kullanın efendim.”

Adam gemisine binip uzaklaşırken Dadas, koltuğuna uzanıp paslanmış metal tepelerinden oluşan imparatorluğunu izlemeye devam etti.

Ödül Avcısı Embo

Embo, lazer arbaletinin dürbünüyle hedefini bir kez daha kontrol etti ve şarkılar mırıldanmakta olan K-2RX’e döndü. “Görevini anladın değil mi?”

“Evet, hem de net bir şekilde. Normal bir RX ünitesi gibi davranıp tesise sızacağım. Ardından ışın kalkanlarını devre dışı bırakacağım ve sana sinyal yollayacağım.”

“İyi. Geçen seferki gibi doğaçlama yapmaya çalışırsan seni geldiğin hurdalığa geri yollarım haberin olsun.”

“İşler hesapladığım gibi gitmezse doğaçlamaya ihtiyaç duyabilirim.”

Embo kaşlarını çattı. “O zaman o küçük droid beyninle hesaplamalarını öyle bir yap ki işler ters gitmesin.”

K-2RX bir süre yerinde sabit durdu. Gözlerindeki beyaz ışıklar yanıp söndü. “Hesaplamalarımı iki bin üç yüz doksan yedi defa gözden geçirdim. Her şeyin sorunsuz gitme ihtimali yüzde otuz iki nokta bir. Şunu da eklemeliyim ki saniyede on binden fazla hesaplamayı gerçekleştirebilirim. Yani işlemcim seninkinden kat be kat hızlı.”

Embo iç çekerken sert masaj hareketleriyle başını ovdu. “Neden seni satın aldım ki zaten? Sana verdiğim parayı başka bir ödül avcısına versem daha iyiydi.”

“Ama ödül avcıları imparatorluk hakkında bir RX ünitesinden daha az şey bilirler. Oysa benim iki binden fazla fonksiyonum var. Üstelik henüz çipimi devre dışı bırakmadıkları için imparatorluk arşivlerine erişim hakkım da var. Beni de bu yüzden satın almadın mı zaten?”

“Tamam, sus droid. Git ve işini yap.”

K-2RX iki saniye kadar Embo’nun yüzüne baktıktan sonra arkasını dönerek tesise doğru yola koyuldu. Yeterince uzaklaştığında ise kendi kendine söylenmeye başladı. “ Doğaçlama yaparsam hurdalığa geri yollarmışmış. Peh!” Beyaz droid gözleri bir anlığına kırmızı ışıklarla parladı. “Aptal kyuzo!” Bağırarak yanındaki duvara sert bir yumruk geçirdi. Yıkılan duvar etrafı tozla kapladı. K-2RX yumruğunu duvardan yavaşça çıkardı ve arkasına bile bakmadan yürümeye devam etti.

Tesise ulaştığında girişte nöbet tutan iki Stormtrooper onu durdu. “Numaranı ve işini söyle droid.”

“Ben güvenlik droidi K-2RX. Amiral Motti’nin kişisel korumalığını yapmak için görevlendirdim.”

“Peki geçebilirsin.”

K-2RX açılan kapıdan ilerken Stormtrooperlar aralarında konuşmaya başladı. “Hey Natty. Droidler ne zamandan beri amirallerin korumalığını yapıyor? Amiral Motti o kadar düştü mü?” diye yanındaki diğer Stormtroopera sordu.

“Bilmem. Ayrıca sistemde bu droidin geleceği bildirilmemiş.” Lazer tüfeğini sıkıca kavrayarak K-2RX’e doğru döndü. “Hey droid beklesene biraz.”

Natty ona doğru yürürken K-2RX yavaşça arkasını döndü ve kolundaki mekanizmadan çıkardığı lazer tabancasını onlara doğrulttu. “Hiçbir zaman öğrenemeyecek olmanız üzücü.”

“HA?”

Stormtrooperlar tepki bile veremeden ikisini de yere serdi. Ardından çalmaya başlayan alarm sesleri tesiste yankılandı. O sırada telsizinden Embo’nun sesini duydu. “Çabuk çık oradan! Her şeyi berbat ettin!”

“Ama tam da tesise sızmıştım.”

“Sana çık oradan dedim droid!”

“İyi peki.”

Avare Droid

İki Yıl Sonra

Bir köşede bith müzisyenler çalgılarıyla mekânı şenlendiriyor, diğer köşede ise trandoshan ödül avcıları kart oynayarak son görevlerinden edindikleri servetlerini harcıyordu. K-2RX ise isteksizce bar masasına yaslanıyordu. Yavaşça kafasını sullustan barmene doğru çevirdi. “İş var mı?”

“Var ama seni kabul edeceklerini zannetmiyorum.”

“Neden beni kimsenin istemediğini hesaplayamıyorum Dludekk. Benim iki binden fazla fonksiyonum var.”

“Neden mi? Girdiğin her görevi eline yüzüne bulaştırdığın için olabilir mi?”

“Ben sadece doğaçlama yapıyorum.”

“Bak K-2RX bu saatten sonra kimse sana iş vermez. En iyisi sen git bir köşeye ve şarjının bitmesini bekle.”

“Demek ölmemi istiyorsun ha?” Dludekk başını sallamakla yetindi. “Hesaplarıma göre bir gün bu dediklerine pişman olacaksın!” Arkasını dönüp hızla uzaklaşırken duraksadı. “Ve sana hangi gün olduğunu söylemeyeceğim ki çatlayasın!”

Dışarıya çıktığında bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında yürümeye koyuldu. Ara sokaklarda kendine bir köşe buldu. Üzerine sıçrayan çamurlara aldırmadan hesaplamaya yapmaya başladı. Sonuçlar netti. Galakside onun yardımına ihtiyacı olan birini bulma olasılığı on milyarda birdi. Sanırım gerçekten de şarjımın bitmesini beklemeliyim, diye düşündü. Gözlerinin parlaklığı düşmüştü. Fakat o sırada önünde twi’lek bir kadın belirdi. Mavi derisi ve kahverengi gözleri vardı.

“İş aradığını duydum droid.”

“Evet, arıyordum. Ama bunun bir önemi kalmadı artık.”

“Drama yapmayı seven bir droidsin anlaşılan. Hadi kalk. Sana ihtiyacım var.”

K-2RX’in beyaz gözleri parladı. “Gerçekten mi?”

“Evet. Bir daha senin gibi ucuzunu nerden bulacağım?”

K-2RX yerinden kalkmak konusunda tereddüt etti. Ama bir daha böyle bir fırsatı nereden bulacaktı ki?