Öykü Seçkisi'nde okumak için: Süpermem – Aylık Öykü Seçkisi
Evvel zamanda ahir zamanda… Na nine, mamut kürkünün altına toplamıştı çocuklarını. Geçen kışlardan bir av yadigarıydı bu kürk. “Geçmiş kış.” Şimdi kulağa nasıl da tatlı geliyordu. Geçebilen bir kışı hatırlamak ve ne kadar uzasa da bu kışın da geçebileceğine inanmak güzeldi. Mağaranın içi, duvar oyuklarında ve önlerindeki büyük çukur fırında yanan ateşlerle sıcak ve alacakaranlıktı.… (DEVAMI…)
Ümit hocam çok güzel olmuş yüreğine sağlık.
Okurken sürükledi beni bittiğini anlayamadım.
Devamını bekliyoruz…
Merhaba @Refik ,
Fikir ve anlatım diliniz hoşuma gitti. Sadece öykünün adını bağdaştıramadım. Bugün biraz fazla okuma yaptım, acaba ben mi gözden kaçırdım diye düşünmüyor değilim.
Emeğinize sağlık,
Sena
Merhaba Sena Hanım
Kalitesinden emin olmadığım bir kelime oyunu yapmaya çalıştım:
Mem fikrini ve memetik varsayımları seviyorum. Bir masalın insanlık tarihi boyunca süren memetik macerasını anlatmayı ne zamandır istiyordum. Masalı bir mem olarak okuyan halkbilimci Jack Zipes’i okumak da bana cesaret verdi.
Süpermem’in Süpermen’i çağrıştırması hoşuma gitmişti; hani birinde fiziki güç ama diğerinde sözün gücü vs.
Fakat ismi değiştirip ‘Mem’ yapacağım belki altbaşlığı da ‘Masalın Masalı’ olur.
Okuyup değerlendirdiğiniz için teşekkürler
Eyvallah Hüseyin hocam
Sağolasın
Masal sürüyor
Siz açıklayınca kaliteli bir kelime oyunu oldu.
Teşekkürler aydınlattığınız için.
Sevgiler,
Sena
Eyvallah
Masallar süperdir zaten değil mi
İnanıyorsak, evet
Sevgili @Refik
Öykün bana seçkiye yazdığın ilk öyküyü hatırlattı. Masalcı ile Na Nine kardeş olabilirler mi diye düşündüm. Her iki öykünde de çizdiğin evren birbirinden tamamen bağımsız ve verdiği hissiyat benzerdi. Bu da istikrarlı bir yazın geçmişi sayesinde olabilir diye düşünüyorum . Bu yorumu okuyacak diğer seçkideki arkadaşlara kolaylık olması için şuraya bırakıyorum bana çağrışım yapan yerleri. Braları birbirine bağlayan da “Sözün büyüsü”
Bu öykünden:
"Na nine bir mucizeydi onlar için, hayatta kalabilme mucizesi. Her sözü değerliydi; şarkılarını, figürlerini, anılarını dikkatle dinleyip kaydediyor; kendi belleklerine katıyorlardı. Şimdi hepsinin kendisinden yeni bir şarkı beklediğini biliyordu ya da hiç anlatmadığı, zor günler için sakladığı bir anı… "
Yeloğlan ve Perişah’ın Masalından:
“Masalcı, değneğini üç kere hafifçe yere vurdu. Bu üç vuruştan etrafa sessizlik dalgaları yayıldı. Dinleyiciler yavaş yavaş sustular. Sözün büyüsüne yer açıldı. Masalcı anlatmaya başladı.”
Eline ve düş gücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz
Sevgili @Dipsiz
Yakalandım
Uzun zamandır hikâye yazıyorum
Anlatıcılık tılsımlı bir iş, yazmanın yanında anlatmaya başladıktan yani dediğin gibi 'sözün büyüsü’ne kapıldıktan sonra sonra masalcılar daha bir ete kemiğe büründüler hikâyelerimde.
Masalcıyı yazmak masalı anlatmak ve yazmak kadar heyecan verici, bunu sürdürmek istiyorum.
Dikkatin ve yorumların için teşekkürler.
Merhaba @Refik
Elinize sağlık. Mamutların zamanında başlayıp kıyamet sonrası metro tünellerine uzanan upuzun tarihsel bir yolculuğu bu kadar kısa bir anlatımla okuyucuya (en azından bana) geçirmeyi başarabildiğiniz hem de bunu masal formatında yapabildiğiniz için tebrik ederim sizi. Başlığınızı lütfen değiştirmeyin, vermek istediğiniz mesajı oldukça iyi taşıyor. Kıyamet ve sonrası için de masalınızın umut vermiş olması süpermem den başka ne olabilir ki?
Gerek var mıydı diye sorduğum tek bir cümle var;
-Yenilmesi imkânsız bir canavar ve onu alt eden çocukla ilgili masal, bin yılların labirentlerinden onun belleğine yol bulmuş.-
Bunu yazmasanız da metin okuyan için çok açıklayıcı. Bazen belki okur kaygısı yaşıyoruz, ama bence siz anlatmak istediğinizi çok yalın ve güzel bir dille anlatmışsınız.
Tekrar kaleminize sağlık
Saygıdeğer Üstad,
Öykünüzü okurken ne hikmetse aklıma 12 Maymun filmi geldi.Evet,’‘İnsan en son umudunu kaybeder.’’ derler.Bu günlerde filmlerde ve kitaplarda kötü tasvir edilen günleri bizzat yaşıyoruz.Meğer o günler bize ne yakınmış.Torunlarımız gelecekte nasıl olacak derken, kendimiz için endişe eder hale geldik.Ama yine de yeni bir masala ve umuda ihtiyacımız var.Her zaman ki gibi…
Merhaba @Muge_Kocak
Teşekkür ederim, Burada yorum yapan öykücü arkadaşların da birer ‘masalcı’ olduğunu söyleyebilir miyiz? Masalcı kardeşlerimin masalımı okuyup beğenmeleri mutluluk verici
Masalların tarih içindeki yolculuğu fantastik geliyor bana, ilk masalcının kim olduğunu da merak ediyorum (Sait Faik’in Sivriada Geceleri’ne selam olsun.) Bu heyecanı hissettirebildiysem ne mutlu bana.
Haklısınız o cümleyi yazarken emin değildim, ama dediğiniz gibi ‘okur kaygısı’ bir de zamanın labirentleri mecazını sevdim, cümleyi feda edemedim.
Tekrar teşekkürler
Kıymetli Hocam
Terry Gilliam’ın 12 Maymun filmini ve ilhamını aldığı La Jete’yi severim.
Karantina süreci de masala sızdı ve elbette umuda duyduğumuz ihtiyaç da…
Okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkürler.
Selam @Refik,
Çok güzel bir umut hikayesi okudum. Mağara ile tünel hayatının özdeşliği de çok çok iyi bir buluştu. Ben “Mem” ne bilmiyordum ancak öğrenince başlık da çok hoşuma gitti.
Dilin kullanımını da beğendim. Ritim, yumuşaklık, masalın öğeleri vs. de keyifliydi.
Ellerinize sağlık…
Görüşmek dileğiyle.
Merhabalar.
Başlangıcı ve bitişi çok güzel bağlanmış. Korkularımızı masalla yenme, cesaretimizi masalla kazanma fikri de gerçekten güzel. Zaten masal güzel. Elinize sağlık.
Merhaba
Teşekkürler, masallar ve okuyanlar varolsun…