Tarih Sohbetleri - Osmanlı İmparatorluğu Neden Yıkıldı?

Haddimi aşmak gibi olmasın lakin Rıhtım’da mütemadiyen kitaplar hakkında konuşmak beni ziyadesiyle sıktı. Yeni bir renk ve uğraş teşebbüsü olarak tarih sohbetleri edebileceğimiz başlıklar oluşturmayı düşünüyorum. Ancak buna talep olur mu, Rıhtım mensuplarının merakını celbeder mi? İşte bundan emin değilim.

Bu sebepten ötürü, daha çok bir deneme mahiyetinde olan bu başlığı açıyorum. Açarken de Türk tarihinin en meşhur sorularından birisini ele almayı düşündüm: Osmanlı İmparatorluğu neden yıkıldı?

Elbette devasa bir imparatorluğun yıkılışını birkaç sayfada, birkaç müsebbiple idrak etmek mümkün değildir. Ancak ziyanı yok. Mühim olan farklı bakış açılarını bir araya getirmek suretiyle bazı müşterek hükümlere varabilme gayretimiz. Fikirlerinizi bekliyorum.

2 Beğeni

Kıt tarih bilgimle katılımcı olmam pek mümkün değil ama zevkle takip ederim tartışılır ise. :slight_smile:

1 Beğeni

Güzel bir konu bence de. Mutlaka takip edeceğim.

Benim de öyle çok bilgim yok ama tahminen gerekli gelişimi ve değişimi yapamadığı için diğer devletlerin karşısında duramaz hale geldiğini düşünüyorum. Nitekim bir gemi her zaman aynı rotada ilerleyemez. Elbet bir yerlerde karaya oturur ya da başka etkenler nedeniyle yok olur.

Diğer yandan yanlış hatıtlamıyorsam Osmanlı fethede fethede gittiği dönemde İngilizlerle ilk kez karşılaştığında neye uğradığını şaşırmıştır. Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum. Sadece böyle bir şey duyduğumu hatırlıyorum.

1 Beğeni

Bu soru onlarca doğru cevabı olan çetrefilli bir soru olsa da, bana göre tek bir cevap var: “çağı yakalayamamak”. Coğrafi keşifler başladığında sonlarına doğru yetişebildi, tüm pasta kapılmıştı. Dolayısıyla sömürgeci bir ülke ol(a)madı Osmanlı.

Sanayi devrimi başladığında, ne yazık ki onda da çok geç kaldı. Dünya çapında büyük endüstriler kurulduktan sonra fabrika temelleri atılmaya başlandı.

Demokrasi tüm dünyayı sararken onda da geç kaldı ve yanlış uyguladı. Çat pat yürüyen bir meclis tabii ki demokrasiyi sağlayamadı. Hukuk devleti kurulamadı ve her şey siyasileşti. Ordu da siyasileştikten sonra, dibe doğru ilerleyiş hız kazandı…

Bana kalırsa en temel sorunlar bunlar. Ama ben bu konunun uzmanı değilim, üç beş kitap okuyup bık bık ötüyorum. Konuya benden daha vakıf kişiler tartışırken keyifle izleyeceğim. Onun için bu konudaki ilk kurşunu atıp köşeme çekiliyorum. :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Osmanlı "İmparatorluğu"nun yıkıldığı tarihlere bakarsanız, Avusturya-Macaristan, Alman, Britanya, Japon vs. imparatorluklarının da yıkıldığı bir dönem olduğunu görürsünüz. Fransız Devrimi akabinde ortaya çıkan ulus devletçi anlayış öncelikle çok fazla sömürgesi olmayan imparatorlukların, sonrasında da devasa sömürgeleri olan imparatorlukların bile yıkılmasına neden olmuştur.

Belki bir güzel soru da şu olabilir: Osmanlı İmparatorluğu neden Avrupa’nın "hasta adam"ı olmuştu?

2 Beğeni

Bu konu üstüne okumadım fakat bir iki yerde, Osmanlı Devleti’nin son çivisinin çakıldığı olay 93 Harbi deniliyordu. Belki bir doğruluk payı vardır. Daha fazla okumam gerek.

1 Beğeni

93 Harbi’nde Osmanlı’nın Ruslar karşısında büyük bir hezimete uğraması nedeniyle İngilizler Osmanlı’dan umudunu kesiyor ve onlar da artık bölüşme zamanının geldiğine kanaat getiriyorlar. İngilizler için önemli olan kendi sömürgelerine giden yolu kendisinin yenebileceği güçte bir devletin korumasıydı, çok zayıf bir devletin bu topraklara sahip olması işlerine gelmiyordu. Onlara göre bu bölge bir an önce paylaşılmazsa Ruslar veya sömürgeleri olmayan İtalyanlar ve Almanlar buraya çökecek ve İngilizlerin sömürgelerine giden yolu tehlikeye atacaktı.

2 Beğeni

Osmanlı’nın en büyük avantajlarından biri ticaret yollarına sahip olması idi, Avrupa devletlerinin ürünlere daha ucuza sahip olmak istemeleri, alternatif ticaret yolları aramalarına sebebiyet verdi. Coğrafi keşiflerle Osmanlı’nın bir gelir kolu zayıflamış oldu.

Transit bölge olmak Osmanlı için çok çok büyük bir avantajdı, keşifler uzun vadede Osmanlı için pahalıya patladı.

İkinci büyük kaynak ise savaş ganimetleri. Ekomik zayıflamanın etkisini gören halk bir yanda dururken saray erkânının refah sürmesi de diğer yandaydı. Saray hem sefa sürerken hemde savaşlardan uzak duruyordu bu da bir gelir kaynağının daha kapanmasına sebep oldu. Öyle bir noktaya gelindi ki halkın kendisi padişahtan sefer düzenlemesini istedi. 3. Ahmed (yanlış hatırlamıyorsam) göstermelik bir sefere çıktı. Bunun sahte olduğu ortaya çıkınca isyan patlak verdi.

Aynı dönemlerde Osmanlı isyanlarla boğuşurken Avrupa’da sanayii devrimi yaşanmaktaydı. Dolayısıyla üretimde bolluk yaşayan Avrupa’nın ürünleri çok daha ucuza satılır oldu. Bu sebeple Osmanlı’nın pazar payı erimiş oldu. Vergiler ise sürekli bir şekilde artmasına rağmen yetersiz geliyordu. Yine 1700’lere denk gelen toprak kayıpları tarım bölgelerinin yitirilmesi, vergi kaynaklarının azalması demekti. Karlofça’dan sonra başlayan süreç yıkılışa kadar peyderpey devam etti.

İyice zayıf durumdaki Osmanlı büyük bir savaşın geleceğini hissetmişti. Yükselen milliyetçi hareketler kendi topraklarında da boy gösteriyordu. Bunun için İngiltere ile ortak hareket etmek istese bile İngiltere artık Osmanlı’yı istemiyordu. Bir şekilde savaşa dahil olacağı belli olan Osmanlı el mecbur Almanya tarafına kaydı. 1. Dünya Savaşı’nda iyi bir sınav verse bile İttifak’ın diğer üyelerinin hezimetine biz de dahil olduk. Osmanlı yapılan antlaşmalarla pasif bir hale getirildi. Askeri olarak zayıflamış olan devlette toprak ve para kaybı son hızla devam etti

Toprak kaybı 1920’de zirve noktasını yaşadı Sevr Antlaşması ile bugünkü topraklar 7-8 parçaya bölünüp pay edildi. Neyse ki karşı çıkan yiğitler vardı. En karanlık dönemde çıkıp “hayır” diyebildiler.

Bu vesileyle, kötü duruma “dur” diyen, direniş hareketini başlatıp bize bir vatan bırakan Atatürk’ü ölüm yıldönümünde saygı ve minnetle anıyorum.

2 Beğeni

Ayrıca Osmanlı ekonomisinin aldığı darbenin etkisi Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinden hâlâ geçmemiş, bildiğim kadarıyla. Ne kadar doğru, bilmiyorum.

93 Harbi, imparatorluğun büyük travması. Hep tekrar edildiği gibi Ruslar, İstanbul’un Yeşilköy semtine kadar ilerliyorlar. Ahvâl ve şeraitin vahametini anlamanız için sizlere şunu söylemek isterim ki o devirde padişah olan II. Abdülhamid’in ikamet ettiği Yıldız Sarayı ile Yeşilköy’ün arasındaki mesafe 23 km kadardır.1

Düşünün ki bir buçuk asırdır durmadan harp ettiğiniz, mağlubiyetleriniz neticesinde ilk defa müslüman bir toprağı (Kırım yarımadası) terk ettiğiniz; ebedi hasmınız Ruslar, payitahta yani imparatorluğun kalbine kadar yanaşmış. Bu felâketi anlamak için Nâmık Kemâl’in,

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara maderini

beytiyle millî hafızamıza kazınan Vatan Mersiyesi’ni2 okumanızı tavsiye ederim.

4 Beğeni

Osmanlı’nın ekonomik bozukluğu ile günümüzdeki ekonomik bozukluk arasında bir ilişki yok. Osmanlı’daki bozukluğun en önemli nedenleri dış borçlar ve kapitülasyonlardı. Kapitülasyonlar Lozan ile kalkmıştı, borçlar ise Lozan’da Osmanlı’dan ayrılan tüm devletler arasında bölüşülmüştü. Borçlar bölüşülmesine rağmen bizi çok zorladı ama aynı zamanda Cumhuriyet kazanımlarını yapmamıza engel olmadı. Versay ile gelen savaş tazminatlarından dolayı Almanya’nın durumu bizden çok daha ağırdı.

Osmanlı’nın yıkılmasına asıl neden olan ve Cumhuriyet’i zorlayan şeyler: yetişmiş insan gücü olmaması, yeterince sermaye birikimi olmaması nedeniyle özel teşebbüsün sanayi atılımı yapamaması ve devletin sermayeyi yönlendirecek vizyonlu bir politikasının olmamasından kaynaklanıyor. İlk ikisi yeterince olunca ülkenin başına Hitler bile gelse devleti zirveye çıkarmaya yetiyor. İlk ikisi yeterince olmayınca Atatürk’e sahip olmak bile bir noktadan sonra etki etmiyor.

4 Beğeni

Tarihi bilgilerden anladığım kadarıyla Osmanlı Devleti’nin yıkılmaya başlaması Kanuni Sultan Süleyman devri ile başlamış gözüküyor. Bildiğim kadarıyla bir çok devirde padişah ölümü sonrası şehzadeler kendi arasında çekişmiş ve ölümden sonra çekişme tamamlanınca padişah tahta çıkmış. Ancak Kanuni Sultan Süleyman bütün şehzadeleri kendisi saf dışı bırakmış ve II. Selim’i padişah yapmıştır. Bu dönem ise tam coğrafi keşiflerin zamanıydı. II. Selim döneminde sadece var olan düzen devam ettirilmiş ve devamı da aynı şekilde olmuş. Zamanla bu atalet bir ülke kültürü durumuna gelmiş. Zorlanmadan, çaba sarf etmeden yaşamak sonucu Osmanlı Devleti 350 - 400 yıl içinde yavaş yavaş kendi kendini bitirmiş. Devlet altında bulunan farklı milletlerinin ayrılmasının ötesinde Balkanlarda ve Orta Doğu’da İstanbul’dan bile daha eski vatan toprakları elden çıkmış. Belki bu kadar geriden başlamamış gibi düşünülebilir. III. Murat dönemi Yükselme Dönemi kabul ediliyor. II. Selim zamanında Osmanlı Devleti’nin Süveyş Kanalı’nı açma projesi olduğunu ama uygulatılmadığını okumuştum. Süveyş Kanalı ise Mısır İngilizlerin kontrolüne geçtiği zaman açılmış. Coğrafi keşifler sırasında Süveyş Kanalı açılmış olsaydı Osmanlı Devleti’nin durumu ne olurdu, daha önce mi yıkılırdı yoksa gücünü günümüze kadar korur muydu? Süveyş Kanalı’nı açabilecek kadar ileri görüşlülüğe ve güce sahip yöneticiler ile devam edilseydi belki de tarih farklı olabilirdi.

Bana göre suçlu İslâm dinidir. 1600-1700 yıllara kadar sıkıntı yok. Çünkü teknolojik gelişmişlik gereksiz. Kaba kuvvet yeterli. Ama bu yıllardan sonra devreye teknoloji giriyor ve İslâmiyet bunun önünde duvar. Tabi ki Osmanlı gelişemiyor. Bilim adamı yetiştiremiyor. Fikir adamı yok. İşi gücü imam yetiştirmek. Bugün de çok farklı değil. Böyle devam ederse bu ülke de gün gelir Osmanlı gibi maalesef son bulur.

1 Beğeni

Sancak sisteminin kaldırılması ve bundan dolayı işin ehli padişahların tahta çıkmaması, Osmanlı nın fethettiği bölgelerde kendi kültürünü yaymak yerine fethettiği toprakların kültürüyle asimile olması. Bunu Türkçe nın araplaşması dan anlayabilirsiniz. O zamanın insanı ki hala var bu zihniyete sahip insanlar İslam dinini Arap kültürü zanneden insanların asimile olması bir toplum, özünü, örf ve adetini kaybederse yok olmaya mahkumdur. İslam dinini yanlış anlayan cahil insanların bilimle uğraşan insanlara hor görmesi yapılan icatları şeytan işi olarak nitelendirmesi. Medreselerde ki ilim dersleri yerine dini derslere ağırlık verilmesi. Osmanlı padişahlarının kibirli olması. Biz Avrupa’dan ileri seviyedeyiz ne gerek var coğrafi keşiflere demeleri. Osmanlıyı asıl bitiren coğrafi keşiflerdir. Çünkü Akdeniz Limanlarının bir önemi kalmadı, ipek ve baharat yollarının bir önemi kalmamıştı. Ekonomi bozulunca tımar sistemi de bozuldu iltizam sistemi de bozuldu, lonca sistemi de bozuldu. Daha çok şey var da bu kadar yeter.

Bu düşünce bana göre çok yanlış. Sebebi İslam değil kişilerdir. Zaten internette az araştırma yaparsanız bile görebilirsiniz. Osmanlı döneminde yapılanları. Yapanlar Müslüman değil miydi? Müslümandı. İslam buna engel deyip durdular mı? Hayır. Çünkü İslam engel değildi. Kişiler engeldi. En basit örneğinden Fatih Sultan Mehmet’in yaptığı Şahi Topları’nı verebilirim. 1700 - 1800 yılları arası yapılan denizaltıyı verebilirim. O yüzden suçu İslam’da değil kişilerde arayın.

Bugünde çok farklı değil diyorsunuz. Yapılan İHA ve SİHA’ları ya da savunma sanayisine yapılan yatırımları görmüyor musunuz? Her yıl yapılan TEKNOFEST’i görmüyor musunuz? Bunlar teknoloji değil mi? İslam engelse bunlar yapılır mıydı?

Allah ilme önem vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de de geçmektedir. İnanmıyor olabilirsiniz. İnanmadığınız şey içinde araştırmanızı ve ondan sonra yazmanızı öneririm.

Güzel bir beyin fırtınası olabilir. Ama benim görüşüm kitaplar ve kaynaklar ile desteklemek. Çünkü hereksin kendine göre bir düşüncesi var. Fakat bu düşüncelerinin çoğu kulaktan duyma fikirlerden gelmekte. Kitaplara ve araştırmalara dayanmamakta. Umarım benim düşündüğüm yerlere gitmez de devam eder.

Konu uzun ve derin bir mesele. Bir devletin çöküşünü anlamak, onu nedenlere bağlamak her zaman kolay değil. İbn Haldun sırf bunu anlamak için Mukaddimeyi yazmış. Yukarı da yazanların çoğu sebeplerden dolayı devleti kaybetmişiz. Kurtarma çabaları elbet olmuş. 2. Mahmut ile başlayan yenilenme dönemi var. 3. Selim’in devleti modernleştirme çabaları var. Fakat karşısında dirençte var. Bu padişahların yapmak istediklerin anca 250 sene sonra Atatürk hayata geçirebilmiş. Zümrüt Ayna - Celal Şengör’ün iki makalesi var okumanızı tavsiye ederim.

Her devlet gibi zamanı yakalamak çok önemli. Yavuz Selim Mısır seferinde onu başarılı kılan top teknolojisidir. Hareketli toplar büyük avantaj sağlamıştır.

Fatih Sultan Mehmet büyük bir kumandan ve deha bir insan olmasına karşın bence iki yerde hata yaptı. İş buradan başladığını düşünüyorum ama daha derin araştırma yapmak lazım. 1. Kendisinden sonraki en köklü aileyi tahta tehdit olarak görüp ortadan kaldırdı. Onun yerine devşirme devlet adamları sistemini getirdi. 2. Şeyhülislam’a çok önem verdi. Göreceksiniz ki bu şeyhülislamlar devlet işlerine karışarak Genç Osman’ın katline fetva vermiş, Taküyittinin gözlem evinin toplar ile yıkılmasına neden olmuştur. Medreselerin fen ilminden, sadece fıkıh’a kaymasına neden olmuş. Buda daha 1. cihan harbinde askerer arasında kazılan siperlerin toprağı sağ tarafa mı yığmak dinen makbuldür sol tarafamı diyecek kadar sorunlara neden olmuştur. Din adında cahillik diyebiliriz.

Modern orduya geçebilmek için yeni çeri ocağını topla yerlebir etmemiz gerekmiş.

@SherlockHolmes Nazi Döneminde Bilim adında bir kitap var okumanı tavsiye ederim. Ben Türkiye’nin şuan ki halli nazi Almanyası’nın o dönemine çok benzetiyorum. Bilim adamları ülkeden kaçarken teknolojik gelişme hızla devam ediyordu. Konuyu fazla uzatmadan burada kapatıyorum.

Aman, neyse ya… :sweat_smile: Bu konuları çok konuşmak istemediğimi fark ettiğim için sildim yorumumu. :slight_smile:

1 Beğeni

Çağ açıp çağ kapayan diye övünmek güzel. Yıkılması da çağın gerisinde kalmasındandır.

Yine o zamanlarda mertlik varmış geride kalanı, öldün çık deyip çok yormuyorlarmış. Şimdi geride kalanı bir sekilde hayatta tutuyorlar ki, sömürmeye devam edebilsinler. Garibim geri kalmış ülke vatandaşları da kepenkler kapanmadıkça dükkan açık sanıyor.

Siyasi ve tarihsel bin türlü sebep var. Ancak bana göre önemli olan bir noktayı kaçırmamak gerek. 3 kıtada hüküm sürmüş imparatoluğun, son 200 yılında halk açlık çekerken, yurtdışından borç alıp saray yaptırırsan, sonra imparatorluk olarak gider galatadaki bankerlerden para dilenirsen tabii ki batarsın.
Halkın açlığı, saray yaptırmalar, bankerden para almalar (5’li çete gibi) tanıdık geldi mi, nasılda günümüze benziyor.

Son 500 yıldır güç paradır. Tüm güçlü ülkeler ekonomileri sayesinde güçlüdür. Güçlü ekonomiler güçlü insan kaynağıyla kurulur. İnsana değer vermeyen, hak ve özgürlüklere değer vermeyen, kendi halkını yığın sürüsü olarak görenin ömrü uzun olmuyor.
Sultan Hamid memleket binbir parçaya bölünürken meclisi kapatıp, muhalifleri susturmaya çalışıyordu.
Ne kadar tanıdık geliyor

3 Beğeni

Hocam Osmanlı dönemini yazacaktın, yanlışlıkla günümüz Türkiyesini yazmışsın.

3 Beğeni