Tarikat

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Tarikat – Aylık Öykü Seçkisi

image

Kapalı sorgu odasına almışlardı kadını. Günlerdir gelip gidiyordu. Sonunda başkomserle görüşebilecekti. Beklettikleri süre boyunca bir oturdu bir kalktı. Sol duvarı yarısından yukarı kaplayan aynada uzun uzun yüzünü izledi. Kaybedecek bir dakikaları bile yoktu ama onu buraya kapatmış, bekletiyorlardı. Nihayet içeriye biri girdi. Elinde kırmızı kapaklı bir dosya tutuyordu. Koyu teni güneşten daha da kararmıştı. Adamı… (DEVAMI…)

Merhaba Dilek, öykünü heyecanla okudum. Bence daha da devam etmeliydi. Ellerine yüreğine sağlık

Çok sağol Nurdancım. Tema üzerine çalışırken bir kaç fikir birden gelisti, sonra böyle bir polisiye kurguya dönüştü. Biraz da özellikle sonlandirmadim belli mi olur gün gelir devam eder.

Merhaba @Dilek73

Elinize sağlık. Bir çırpıda merakla okudum öykünüzü. Aslında bir sonraki tema bir devam öyküsü yazmaya çok müsait. Tabii siz zaman olarak müsait misiniz bunu bilemiyorum :slight_smile:

Gözüme takılan bir şey oldu: Başkomser yazılımı. Öyle de yazılıyor mu tam emin olamadım.

Umarım okumaya devam ederiz sizi

Sevgiler

Merhaba.
Güzel kurgulanmış bir öykü. Toplumsal gerçekliğe de uyan bir yanı var. Hepimiz yaşadık, gördük ve görmeye de devam ediyoruz.

Öykünüzde şu tekrar dikkatimi çekti: “Kaybedecek bir dakikaları bile yoktu.” diyen yazar, başkomisere de aynı cümleyi söyletmiş akabinde. Onun haricinde öykünüz sürükledi ve bitti. Aslında bitmedi :slight_smile: Başkomiserin:
“Mektubun içinden başka bir şey çıktı mı?” sorusu @Muge_Kocak ‘ın dediği gibi mühürle bağlantılanırsa güzel bir öykü doğurabilir.

Emeklerinize sağlık. Belleğime tamamlanmamış bir öykü bıraktınız, umarım devamı gelir :slight_smile:

Sevgiler…

1 Beğeni

Merhaba Müge (kalem ortaklığı olduğu için sizi ortadan kaldırdım izninle :slight_smile: )
Aslında hiç düşünmediğim bir şekilde zihnimde yeni bir kurgu için yol açtın. Düşüneyim. Önümüzdeki sayının teması da bana ilginç gelmişti ve temayı öğrenir öğrenmez düşünmeye başlamıştım. Ben de yazma süreci önce düşünmeyle başlıyor. Sonra bir iki cümle bir şey geliyor, defterime not alıyorum ve sonra okumalar, araştırmalar, düşünmeler devam edip duruyor ve bir bakıyorum ki başladığımdan başka bir yerdeyim. Şimdi senin önerinle iki yönden düşünmeye devam edeceğim.
Evet ‘başkomser’ değil ‘başkomiser’ diye yazılıyor ama konuşma dilinde i’yi düşürdüğümüz için ben de öyle yazdım. Hatta şimdi KAYIP RIHTIM’da güzel bir yazı yayınlanmış onu okuyordum.
https://kayiprihtim.com/inceleme/turk-fantazyasina-dil-notlari-dilin-tabakalasmasi/

Geri dönüşün için çok teşekkür ediyorum. Sevgiler,

1 Beğeni

Merhaba Arokan yorumun için çok teşekkür ediyorum. Yazdığım zaman bir başınayım (tabii zihnimde oluşturduğum karakterleri saymazsak) ama yayınlandığı zaman kim ne düşünüyor, nasıl algılıyor hikâyeyi merak ediyorum.
Burada yazmak çok yararlı, üretici ve keyifli. Çünkü yeni türler deneme şansı, olabildiğince özgür olabilme hakkı (kelime sayısı, hayal gücü sınırlaması olmaması vs.) veriyor. Ben de farklı üç şey düşünürken başladığım noktadan ayrı bir yerde buluverdim kendimi. Biraz da güncel olsun istedim. Biz bugünde yaşıyoruz ve bugün olanlar bizi her anlamda etkiliyor.

1 Beğeni

Dilek, paylaşımın için çok teşekkürler. Ben kaçırmışım bu yazıyı.
Aslına bakarsan, ben yazı alanında denemelere çok açık biriyim. Kendi yazılarımda da konuşma dili dahil bir çok değişik şey kullanıyorum ve destekliyorum bunu.
Ben biraz şöyle bakıyorum; önce doğrusunu öğreneyim, sonra bu doğru üzerine istediğimi inşaa edebilirim. Ve yazılarından tanıdığım kadarıyla, senin de bu konuda çok dikkatli olduğunu biliyorum. Bu yüzden başkomser kullanımın, benim tahmin ettiğim yönde oldu :slight_smile:
Aman ne çok yazdım

Eline kalemine sağlık tekrar :slight_smile: