Benim İthaki’den yana hiç kuşkum yok çünkü işini iyi yapıyor. Benim öznel düşünceme göre gayet iyi işler çıkartıyorlar. Ülkemizdeki en iyi yayınevi diyebilirim. Benim okuduğum türlerin hepsini bünyesinde barındırıyor belki de bu yüzden seviyorumdur. Malazan konusunda da bence Türkiye’nin en iyi çevirmenlerinden birisiyle anlaşmışlar. Seriyi aksatmadan hızlı bir şekilde basacaklarına inanıyorum. Umarım yanılmam çünkü fantastik okur olarak çok büyük bir kayıp yaşamış oluruz ki yaşayacağımızı düşünmüyorum.
Ne yazık ki ülke genelinde fantastik ve bilimkurgu okur sayısı çok az ancak her geçen gün sayımız artıyor buna çok seviniyorum. Kitapların haklarını alıp basımını yapıyorlar çoğu ilgiyle karşılanıyor ve satıyor ama bazıları da yayınevine göre ilgi görmeyip satmıyor. Bizler okurlar olarak elbette ki bu duruma sinirleniyoruz ama karışımızdaki bir şirket. Para kazanmadığınız bir işi devam ettirmezsiniz. Burada da işin içine farklı sorular giriyor. Kızgın okurlar buldukları her fırsatı değerlendiriyor ki çoğu zaman gereğinden fazla tepki veriyorlar. Önce karşımızdakinin ne olduğunu anlamamız lazım. Firmalar bizim hayrımıza iş yapan kuruluşlar değiller. Şirket kuruyorsanız tek amacınız vardır o da para kazanmak. Sevgi, aşk, hırs, kararlılık mesajları elbette ki verilir ama asıl mesele para kazanmaktır. Şimdi İthaki aldı şöyle olacak böyle olacak diyen arkadaşlar için söylüyorum. Neden sizin sevdiğiniz firmalar almıyor bu kitapların haklarını? Cevabı basit aslında. Para kazanabilir miyiz biz bu işten? Bu işin altından kalkabilir miyiz? Bizim okurumuz bu kitapları okur mu?
Alfa yayınları çok güzel ilerliyor, denizaltı gibi derinden gidiyor son bastıkları kitapları da çok beğenerek alıyorum ama hepsi bu.
Pegasus alsın isterdim ben bu seferde derdiniz ki çok pahalıya satıyor.
Epsilon alsın isterdim iki parçaya böler ve pahalı olur dediler.
İthaki alır umarım diyordum ki İthaki aldı haklarını. Bu seferde 10 kitap mı bu seri? O zaman her kitabı 3 senede çıkartır 30 senede okuruz dediler. İthakinin savunuculuğunu yapıyormuşum gibi gözüküyor ama öğle değil. Toplanın girişimciler olarak ortak ya da tekil kurun şirketinizi siz basın da bizi kurtarın. Madem memnun değilsiniz, elinizi taşın altına koyun. Gidişattan memnun değilim ama sadece şikayetimi dile getiriyorum diyorsunuz. Böyle yaparak hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Ben de çoğu şeyi eleştiriyorum ama sonra düşündüğüm zaman yer yer haksız olduğumu kabul ediyorum. Yayınevi nasıl işletilir, hayatta kalması için ne gibi kararlar verilir bilmiyoruz. En azından ben bilmiyorum. Bu yüzden eleştirilerimin tonunu fikrimin olmadığı konularda sınırlı tutuyorum. Size de niye eleştirdiniz ya da eleştiriyorsunuz demiyorum. Sadece fikrimi belirtmek istedim.
Herkesin, her duruma bir cevabı var. Elimizde bir şeyleri değiştirmek için fırsat ve güç yok. Okur ve müşteri olarak önümüze satacağını düşündükleri şeyleri sunuyorlar.
Biz acaba müşteri olarak ne istediğimizi biliyor muyuz?