Tartışma Köşesi

Uzun uzun yazmayın, arkadaş buradaki yorumları okurken kampanya fırsatlarını kaçırıyor öbür başlıkta.

6 Beğeni

Bu konuya başka başlıkta devam edelim burası tartışma köşesi, felsefi münazara fırsatlarını engelliyor olabiliriz şu an.

2 Beğeni

Onedio sitesi en güvendiğiniz gazeteci şeklinde bir anket yapmış. Anketteki Nevşin Mengü, Ruşen Çakır, İsmail Saymaz, Kemal Can gibi isimler var.

Sizce gazetecilik ne demektir? Yorumcu, analizci veya spiker, moderatör, köşe yazarı gazeteci midir? Ben gazeteci deyince Canan Coşkun, Ciğdem Toker, Alican Uludağ, İsmail Saymaz gibi araştırmacı gazetecilik yapan ve muhabir olarak haberin peşinden giden kişileri anlıyorum, buna gazetecilik diyorum yani.

Ruşen Çakır ve Ünsal Ünlü’nün yaptığı gazetecilik mi? Yorum yapıyorlar, analiz yapıyorlar, program yapıyorlar ama olan bitenin yani haberin üzerine konuşuyorlar genellikle. Gazeteci haberi üreten kişi değil midir?

Kendisi bir haber üretmeyip olan biten üzerine köşe yazısı yazan kişilerin gazetecilik yapmadığı konusunda netim ama Ruşen Çakır, Kemal Can, Ünsal Ünlü, Nevşin Mengü gibi isimler konusunda kararsızım. Haber üretmiyor olmaları kafamı karıştırıyor.

Tabii sözlük tanımından ziyade gazeteci deyince sizin ne anladığınızdan bahsediyorum.
Haberi yapan kişi ile haber üzerine konuşan kişinin bir farkı olması gerekmiyor mu?

1 Beğeni

Müge Anlı? :face_with_raised_eyebrow:

4 Beğeni

Açıkçası ben gazeteci denildiğinde araştıran, düşünen, değerlendiren, analiz yapan ve gerçekleri dan dan korkmadan söyleyebilen objektif olabilen bir kişi olarak anlıyorum fakat böyle biri olduğuna dair inancım yok.

2 Beğeni

Nevşin Mengü
Cüneyt Özdemir ( Feci Kıldır ama)
Cevheri Güven
Barış Terk ve Pehlivanoğlu
+İsmail Saymaz tabikide

2 Beğeni

İşte ben inanamıyorum. İki cümle etseniz başınıza her iş gelebilecek dönemde özgürce konuşabilmek bana imkansız görünüyor. Yapı olarak bazı noktalarda takıntılıyım. Bunları diyor ama ya demedikleri neler? Hep kafam o demedikleri veya diyemediklerine takılıyor. Bahsetmek istediğim “diyememek” gibi bir şeyin olmadığı bir durum. Eğer itinalı eleştiri yapmazsanız ensenize kızgın bir çubuk saplanan bir durumda ben maalesef güven oluşturamıyorum. Gazetecilik baskıdan arındırılmış olmalı. Yüzde 100 olarak arındırıldığını düşünüyor musunuz? Ben düşünemiyorum.

Ahmet Şık, Can Dündar, Emin Çölaşan, Uğur Dündar gibi isimler korkmadan yazmıyor mu? Sürekli ya davalıklar ya da hapiste.

1 Beğeni

Bir noktada yumuşatılmış buluyorum. Bir de üstlerindeki bu dava baskısı kalksa ne kadar rahat olacaklarını düşünüyorum. Kafamın içi öyle bir durumda ki anlatamam. Sadece bu konuda da değil. Ne gerçek ne yalan, kim doğru kim yanlış bilemez oldum. Birilerine, bir şeylere olan güvenim tamamen çökmüş durumda.

Ahmet Şık fikirleri ve yazdıkları yüzünden 2.5 yil hapis yattı, Can Dündar vatan haini ilan edildi, ülkesine dönemiyor, Çölaşan sürekli davalarla uğraşıyor, başka bir sürü Cumhuriyet gazetesi yazarı neler çekti neler yaşadilar, insaf.

1 Beğeni

Düşünce suçu adında bir suçun olduğu ve insanların bu suçtan hapis yattığı bir yerde ben kimseden gazetecilik beklemem. Hapse girmeyi göze alarak düşüncelerini açıkça dile getirenlere de (Ahmet Şık gibi) kahraman gözüyle bakmam. Çünkü ‘‘korkusuz’’ gazeteciler sistemin asıl problemini yani düşünce suçunu bypass ederek görünmez kılıyor ve bu suçtan dolayı hapse girmek istemeyen diğer gazetecilerin ‘‘korkak’’ sıfatıyla damgalanmasına yol açıyor. Mesele gazetecilerin korkusuz ya da korkak kişilik özelliklerine sahip olması değil düşünce suçu diye bir suçun olması.

1 Beğeni

Kendimi tam olarak ifade edebildiğimi ve ifade etmeyi istediğim şekilde anlaşıldığımı düşünmüyorum. Bu durumda sağlıklı bir iletişim kurabileceğimizi sanmıyorum.

Evet, peki ne yapmalarini öneriyorsunuz gazetecilerin bu kısır döngüden çıkmak icin? Gazetecilerin görevi “düşünce suçu” gibi abuk ve geri yasalara rağmen doğrulari yazmak, düzeni elestirmek, toplumu aydınlatmak değil mi? Ahmet Şık ve benzerleri bunu yaptılar, kahraman olmak icin değil, doğru düsündükleri seyleri dile getirmek icin, bu sistemi eleştirmek ve değiştirmek icin. Cesur gazeticilerimiz hâlâ varlar.

@agape: Siz bilirsiniz, tepkim “Bir noktada yumuşatılmış buluyorum” sözünüzeydi. Bilmiyorum daha ne kadar kanla ödesinler bu insanlar savunduklari fikirleri.

1 Beğeni

Tepkinize kızmıyorum, kendimi anlatabildiğimi sanmıyorum sadece. Bu insanlar bir noktada durmak zorunda bırakılıyor, ben buna sinir oluyorum. Özgürlük gerçek anlamda uygulansaydı sorun yaşamazdık fakat böyle bir durumda özgür bir gazetecilikten söz edemiyorum kendi adıma ve o insanların hepsinin de bunu yerine getirmeye çalışırken ağızlarına bez tıkanmasından da çok rahatsızım. Arka plan o kadar karanlık ki -kendi adıma- hiçbir yeri göremiyorum.

Sizi iyi anlıyorum merak etmeyin, sizden daha az karamsar da değilim bu konuda. Gazetecilerimizin belki de %90’ının ya çıkarları gereği, ya düşünce suçu işlemek korkusundan, ya vasıfsızlıktan ya da başka sebeplerden araştırmacı gazetecilik yapamadıkları malum. Ben sadece bunlardan geriye kalan az sayıdaki yürekli ve bağımsız gazetecimize minnettarlık göstermenin boynumun borcu olduğunu düşünüyorum. :slight_smile:

2 Beğeni

Haklısınız. “Okumadan” demek yanlış oldu. “Okuduğunu anlamadan” demek daha doğru olurdu. Teşekkürler düzelttiğiniz için :slight_smile:

Okuduğunu anlayan birisi, oturup derdini anlatan bir yayıncıya Frankenstein’ı yakmaya koşan köylü gibi elinde meşalelerle koşup boykot çağrısı yapar mı yoksa?

2 Beğeni

Küstahlaşmaya gerek yok. Sen kim oluyorsun da bir şeyi anlayıp anlamayacağımıza karar veriyorsun? Burada okuduğunu anlamayan biri varsa o da sensin. Burada sen hariç herkes benzer yönde fikir belirtmiş. Pegasus editörünün söyledikleri de bizim söylemlerimizle örtüşüyor. Demek ki bu yasanın çıkmasında menfaati olan birisin. Senin menfaatin de bizi ilgilendirmez. Hangi görüşü savunuyorsan savun, bunu birilerine saldırmadan yap. Biz senin gibi düşünmek zorunda mıyız? Daha fazla küstahlaşmadan, işine bak.

4 Beğeni

‘‘Türkiye Yayıncılar Birliği!’’ Yayıncılara hiç danışmadan kendisine göre yasa tasarısı yapıyor. Kimse tasarı nedir, ne değildir bilmiyor ama yasanın arkasında büyük zincir bir kitabevinin olduğu söyleniyor. Bu yasa sizce hem küçük yayınevlerini hem okuyucuları hem de küçük kitabevlerini korumak için mi yapılıyordur?

1 Beğeni

Ben bir forum üyesiyim, fazlası değil. Soruşturmada pek çok insan fikir belirtmiş. Katılan da var, katılmayan da. İşinize gelen yorumu görüp diğerini göz ardı etmek tuhaf bir yaklaşım. Cebimden paramı alacaklar diye ödünüz kopuyor, ne yazık ki çok daha fazlasını almışlar, farkında değilsiniz. Benime senli benli konuşamazsınız. Çünkü dengim değilsiniz.

‘‘Türkiye Yayıncılar Birliği!’’ Yayıncılara hiç danışmadan kendisine göre yasa tasarısı yapıyor.

Mesela soruşturmayı okumayan bir birey de @MelihAntepli bey belli ki. Çünkü dosyada danışıldığını belirten kişiler de var. :slight_smile:

2 Beğeni

Uzun uzun polemiğe girmeye niyetim yok.

Ama son bir şey diyeyim bu neye benziyor biliyor musunuz? Büyük bir zincir marketinin biz küçük bakkalları koruyacağız demesi gibi bir şey :slight_smile:

1 Beğeni