Terennüm Etmeye Hakkım Olmadığından; Jönespa

Papatya. Ayçiçeği. Seç, beğen, al. Sana ucuz isimler yakıştıramam da sen, kendine yakıştırır mısın? Ben Ayçiçeği diyeceğim.

Vardın mı kendine? Kendinden vazgeçmiş olmandan muhtemel. İhtimaller dairesinde çeşit çeşit varışlar bulunur: Silkinmek, dökülmek. Yeniden toplanmak. Ayağı kalkmak. Ayağa kalkmalarım verdiği acıdan seni anımsıyorum ve sana sarılıyorum. Sarılırdım, daha doğrusu.

Sarılırız sarılmasına da his gibiydin. Varlığın da yokluğun da, ve yokluğunda, olmamışlara delalet ediyorsun. Kimler kimler geçti yanı başından? Bastığın kaldırım taşlarını döşeyenleri bildin mi? Tanıdın mı?

Ve huysuz hissediyorum ve uykularım daralıyor. Daraldığı yerden sen kopuyorsun, gözümün aktığı yere damlıyorsun. Sahi, sen his misin? Miydin? Misin?

Dönemedim yolumdan. Bir çelme de ben taktım sana Ayçiçeği. Figüratif konuşmalı, yoksa o devamlı kullandığın metronun rayları düşmek an meselesi. Sahi, kendini oralara atanlara çok üzülmez miydin? Ama bil bunu: Herkese dokunmak mümkün değil. Mümkün değil gibi.

Öyle ki, kalın giyin. Montundan, şu uzun olanlardan. Terennüm edecek halim kalmadı, çoktan. Sana diyemediğimden.

Januar.

Soğuk. Nâçâr kalırsın. Halbuki kışa yakışmıştın. Bir ihtimal müjdeci kiraz çiçeklerini görecektik. Görecektim seni Ayçiçeği.

Nazîre. Teşekkürler.

2 Beğeni

Geçenler. Herhangi bir vakit. Gemim battı. İlk kez gökyüzüne tersinden baktım ve ne kadar kırmızı olduğunu gördüm. Gemim battı ve öldüm.

Demeliydim fakat kurtarıldım. Tekneye zar zor çıkardılar. Biraz salmışım da kendimi. Kilo almışım. Öyle diyorlar en azından.

“İyi misin?” dediklerine “Evet, sadece başımdan vuruldum.” diyebildim. Dahası midemi bulandırdı.

Ufak çaplı maceramı paylaşmam arkadaşımı güldürmeye yetti. Sahi, dedim, bir bavulla gelen, iki bavulla neden döner? Feda ettiklerim senin olsun iyi de, ya benden kopardıkların?

Denize düştüğümde sırt çantam olması gereken yerde, sırtımdaydı. Artık hangi maviliğin ne kadar derininde, kim bilir? Ona üzülmedim. O sırada cebimde olan SD kartımın hiçliğe karışmasına üzüldüm ama. Sana diyeceklerim, yazdıklarım vardı. İçinde. Artık istesen de okuyamazsın. Okumanı umardım, ya da okumayı istemeni. Ummakla kalıyorum. Affedersin.