Türk klasikleri için hangi yayınevi tercih edilmeli

Dünya klasikleri için hepimizin bildiği, fikir sahibi olduğu bir yayınevi bulmakta sıkıntı çekmiyoruz günümüzde. İş Bankası, İletişim, Can… Bu konuda iyiler. Fakat kendi yazın serüvenimizdeki kitapların da okunması gerektiği kanaatindeyim.
Daha önce okuduğunuz klasiklerden bazılarını anlamsız kısaltmalar, gerekli gereksiz her kelimeyi parantez içi sadeleştirme ile okuma zevkini baltalamaları ve yine sadeleştirme adı altında cümleleri atıp faciaya yol açma nedeni gibi sorunlarla karşılaşıp bıraktığınız olmuştur. En azından benim oldu.
Tekrar elime geçen bazı kitapları (Gulyabani, Sergüzeşt vs.) gerekli gereksiz parantez içi sadeleştirmelerine başvurmadan, cümleleri kafasına göre kitaptan atmayan bir yayınevinden okudum ve bu eserlerin gerçekten de okunmayı hak eden eserler olduğunun farkına vardım uzun zaman önce. Gel gelelim bu yayınevleri aklımda kalmadı.
Araştırma yapsam da pek doyurucu cevaplar bulamadım.
Bu eserlere gereken önemin verilmesi için ve ben gibi sorun yaşayanların önünü açmak isteyenlerin fikirlerini almak isterim.

4 Beğeni

Çok güzel bir noktaya değinmişsin. Yakın zamanda ben de Türk eserler için yayınevi arayışına girdim, daha sonra kafam allak bullak oldu, sonuca bağlayamadan pes ettim. Dünya klasikleri gibi neden Türk klasikleri de bir elden düzenli basılamıyor acaba :roll_eyes:

2 Beğeni

9 Marttan beri konuya cevap gelmemiş ben canlandırayım dedim.

İş Bankasından çıkan Türk edebiyatı klasikleri var ancak günümüz Türkçesiyle. Hal böyle olunca çeviri kitap okumuş gibi hissediyorum kendimi. Orijinal metine dokunulmamış eserlerin sonuna veyahut sayfa diplerine notlar şeklinde sözlük ve ufak açıklamalarla basılmış halleri var mıdır acaba. Lisede adlarını duyduğumuz kitapları orijinal haliyle okumak istiyorum ben. Bu konuda bilgi sahibi güzel forumun güzel insanlarından yardım ve öneri istiyorum. İlle basılı olmak zorunda değil zaten telifi bitmiş kitaplardan bahsediyoruz.

Şimdiden çok teşekkürler herkese

Evet, ben de daha İş Bankası basmadan önce açmıştım konuyu. İşte 6. his mi denir ne bilemem, çıkarmaya başladılar. Seriyi zaten eksiksiz takip ediyorum, etmek de lazım. İleride çok değerlenecek kanımca. :slight_smile:

1 Beğeni

Şu anda yeni başlayan seriler İş bankası, Bilgi yayınevi ve Ayrıntı yayınevine ait sanırım. Üçünden de çıkan bir kitap olursa alıp karşılaştırma yapmak gibi bir niyetim var aslında ama daha profesyonel yorumlayacak bir kişi ne de güzel olurdu :hugs:

1 Beğeni

Bu konuda size katılıyorum fiyatları da uygun.

Biraz araştırdım da bu ay Bilgi yayınevi de intibah’ı basacakmış. Böylelikle üçünde de intibah olmuş olacak. İş bankası zaten günümüz Türkçesiyle basıyor kitapları. Ayrıntı yayınlarının ön okumalarını inceledim biraz da her kitapta farklı bir yol izlemişler. bazılarında izdivaç gibi eskimiş sözcükleri parantez içine almışlar. bazılarının arkasında sözlük var. bazılarında ise alt bilgi olarak gerekli görülen notlar verilmiş.

Aşk-ı Memnu kitabın arkasında bir sözlüğe sahip
Bataklık Çiçeği ve Eylül’de parantez içinde güncel karşılığı verilmiş
Bir Muadele-i Sevda ve Kitâbe-i Gam’de alt bilgi olarak kelime karşılıkları verilmiş

Bunlar sadece ön okumadan çıkardığım bilgiler ve çoğu kitabın ön okumasında sadece sunuş kısmı var. o yüzden bazılarında yanlış kanıya varmış olabilirim. Ama dikkatimi Siyah gözler de bu sayfa çekti


neden hem alt bilgi olarak hem de parantej içince kelime anlamları var ki.

İş bankası fiyat olarak en uygun(4,5-7,5 arası internette) ve kalitelisi sanırım. Ayrıntı’nın kitapları büyük bir özenle hazırlanmış gibi geldi bana sunuşlarından anladığım kadarıyla işinin ehli insanların emeği var ancak parantez içinde günümüz anlamının verilmesini ben pek beğenmedim. Eylül’ün sunuşunda isteyen parantez içini okusun isteyen göz ardı edilsin yazmışlar ama ben sonda sözlük olmasını veya alt bilgi olarak verilmesini tercih ederdim. Yapılan emeğe hayran kaldım. Bazı eserler için 2-3 farklı baskı incelenip hazırlanmış eserler. En büyük dez avantajı da fiyatları. Neredeyse iş bankasının 2 katı fiyata satılıyor kitaplar.
Bilgi yayınevi hakkında ise en ufak bir fikrim yok açıkçası.

Not: bunlar benim amatörce ön okumalardan yaptığım bir inceleme. gerçi inceleme demek çok değil ilk bakış göz atmak falan demek lazım.

1 Beğeni

Gerçekten okunası durmuyor kitaplar bu şekilde. Bunca parantezi göz ardı etmek pek mümkün değil.
Aradığınız şeyi Can Yayınları yapmış sanıyorum.
https://canyayinlari.com/Upload/BooksPdf/9789750730177.2.pdf
Böyle bir açıklamaları var:

Aşk-ı Memnu’yu hazırlarken yazarın diline, üslubuna, kelime tercihlerine müdahale etmedik; sadece imlasını günümüz kurallarına uyarladık. Artık pek kullanılmayan Arapça, Farsça kelimeler için kitabın sonunda bir sözlük hazırladık. Yabancı kelimeleri de özgün şekilleriyle yazmaya çalıştık. Gündelik hayata ve döneme dair gerekli bilgileri dipnot düştük.

Ama bu şekilde kaç kitap bastıklarını bulamadım.

3 Beğeni

Beyaz Balina Yayınları da Türk Klasikleri basmaya başladı. 4 kitap yayımlandı sanırım. Tam olarak bilmeyenler için Beyaz Balina, Arkadya-Go Kitap ve Koridor Yayınları grubunun ana firması gibi birşey.

2 Beğeni

Evet onu daha önce görmüştüm ama sadece Halid Ziya’nın 5 kitabını bu şekilde basmışlar sanırım. Hatta çok güzel bir şey yapıp hem sadeleştirilmiş günümüz türkçesini hem de açıklamalı orijinal metni basmışlar.

Bilgilendirme için teşekkür ederim.

Aynı kitabı her yayınevinden alamayacağıma göre sanırım birgün kitapçının türk klasikleri rafına pusup detaylıca kitapları incelemem gerekecek. İş bankası bu seriyi Can yayınlarının halid ziyaya yaptığı gibi bir de orijinal metin ve sözlükle bassaydın nolurdu ya da ey sen ayrıntı yayınları parantez yerine güzelce sözlük ekleseydin sonuna.

Şimdi tekrar baktım da günümüz Türkçesiyle bastıklarını görmemiştim. Gerçekten çok güzel düşünülmüş. Keşke seriyi genişletseler ya da kendilerini örnek alan birileri çıksa. :slight_smile:
İnceleme şansınız olursa bulgularınızı buradan da paylaşırsınız umarım.

1 Beğeni

Bu yazı sitem içerir :smiley: .Uzun diye okumadan geçmeyin

Ben, 1 ,5 sene Osmanlıca(Eski Türkçe) kursuna gittim . Bu süre zarfı içinde çok detaylı olmasa da araştırmalar yaptım. Bize Türk yazarlarının sadece Halide Edip, Halid Ziya, Yaşar Kemal ‘den vs. ibaret olduğunu öğrettiler. Araştırmalarım sonucu gerek pdf olarak, gerek nadirkitap’da bulduğum bizlere hiç tanıtılmamış yazarların eserlerini buldum . Eski yazıyla basılmış 100’e yakın pdf eser buldum(ne acıdır ki yabancı ülkelere ait sitelerde buldum) ,bunlar sadece tiyatro, hikâye tarzı kitaplar, divan edebiyatı vs katmıyorum bile. Nadir kitapta araştırsam çevrilmemiş en az 100-200 eser daha bulurum.

Günümüz Türkçesiyle okumak yazarı okuduğumuz anlamına gelmez. Yazarı, kendi diliyle okumuyoruz. Bu yazara hakarettir. Bu konuyla ilgili birkaç makale, köşe yazısı okumuştum. Bir köşe yazısında çok köklü yayınevlerinin bile günümüz Türkçesine çevirirken bir kelimeyi ya farklı anlamda kullandığı ya da editörler veya çevirmenler tarafından bir cümleyi kafasına göre farklı anlamda çevirdiğini (yorumladığını) okumuştum.

Özellikle gençlerin klasiklere karşı bir önyargısı var sebebi ise klasik kitapların dili ağırmış.Kitap okumanın yararlarından birisi kelime dağarcığının gelişmesi demektir.Kelime dağarcığının gelişmesi beynin daha iyi çalışması demek. Günümüz Türkçesiyle bu çokta mümkün değil kimse kusura bakmasın geldim, gittim, gördüm demekten ileri gidemiyoruz. “Çıkmak” kelimesini 53 anlamda kullanıyoruz. Mesela İngilizce veya Arapçada bu böyle değildir. Dışarı çıkmak için bir fiil kullanılır. Flört anlamında biriyle çıkmak için farklı fiiller kullanıldığını görebiliriz mesela. bu konuyla ilgili ne demek istediğimi bilgili olan Hayati İnanç açıklasın size: D

İş bankası yayınlarını ayrı tutmak istiyorum. Türk klasikleri çalışmasını çok beğendim. Ama çok geç kalınmış bir çalışma. Son 1,5 sene modern klasik serisi büyük ilgi gördü. Eş zamanlı Türk klasikleri seriside yapabilirlerdi.

Son olarak Devlet, Osmanlı arşivlerini (önemli belgeleri) günümüz Türkçesine çevirip arşivliyor. Bir forum sitesinde bu tarz konu ile ilgili biri konu açmıştı ve aynı fikri bir köşe yazarı da belirtmişti.

Devlet işin ehli kişilerden bir kadro oluşturup çevrilmeyen tüm eserleri Türkçeye tekrardan kazandırılması gerektiği belirtmişlerdi. Hasan Ali Yücel zamanında çevirttiği kitapları Milli eğitime ait matbaalarda basılmış galiba. Nadir kitapta araştıranlar görür. Hasan Ali Yücel tarafından çevrilip basılan Kitapların alt kısmında milli eğitim logosu vardır. Bence de devlet artık el atmalı bu işe aklına esen klasik kitapları basıyor. Devlet tarafından basılmayacaksa da sınırlandırmalı klasikleri ,can yayınları, iş bankası gibi köklü yayınevlerine bölüştürebilirler. Bir kitap araştırıyorum 50-60 seçenek çıkıyor önüme. Hangisini alsam diye düşünüp duruyorum.

Son olarak ben ne zaman bir şey hayal etsem biri benim hayallerimi çalıyor gibi. :smiley: İş bankasının modern klasikler serisini görünce Türk klasikleri serisi neden olmasın dedim . bütün yazarları bir seri adı altında toplamak. Aklın yolu birdir iş bankası yaptı bunu: D

Şuan hobi olarak ben de çeviri yapıyorum (matbuu eserlerin). Çevrilmemiş eserler üzerinde duruyorum. Günümüz Türkçesine çevirmeden.
Bildiğim kadarıyla özgün diliyle yayın yapan yayınevleri;
Hüseyin Rahmi Gürpınar / Everest Yayınları
Can Yayınları tarafından basılan Halide Edip ve Halid Ziya ‘nın kitapları.
Özgür Yayınevi’de özgün dille basım yapıyor diye biliyorum. (Kelimenin anlamını parantez içinde yanına yazılıyor)
Yukarıda yazdığım kafasına göre cümlelerin anlamını değiştiren yayınevi inkılap yayınları
Reşat Nuri ve Refik Halid kitaplarında yapılmış. Düzeltilecekti, düzenleme yapıldı mı bilmiyorum .

2 Beğeni

Yapı Kredi Yayınları tercih etmemeni önerebilirim. Çünkü adamlar bildigin sansür uyguluyor bazı yazarlara ve nasıl bir zihniyetin oldugu çok iyi anlaşılıyor

Hem “Günümüz Türkçesiyle okumak yazarı okuduğumuz anlamına gelmez.” diyorsunuz hem de “İş bankası yayınlarını ayrı tutmak istiyorum. Türk klasikleri çalışmasını çok beğendim.” diyorsunuz. Onlar da günümüz Türkçesiyle basıyorlar. Ben yazınızın mantığını anlayamadım.

Çeviri metin okumak niçin yazara hakaret olsun?

Değer vermelerini kastettim. Ön plana çıkarmalarını .Gerek ayrı seri oluşturmaları, gerek kitap kapaklarına gösterdikleri özen. Türk yazarlarına gereken özen gösterilmiyor çoğu yayınevi tarafından . Dil konusuna gelince ben de 4 kitabını aldım . Henüz okumadım . Yayınevleri ticari kaygı sebebiyle özgün dille baskı yapmazlar kolay kolay. Her yazarın özgün diliyle basılmış kitapları bulmak zor. Günümüz Türkçesine çevireyim derken farklı cümleler eklediğini yazan köşe yazısından özet alıntı yaptım size. Öz eleştiri yapmak gerekirse ben Osmanlıca bildiğim halde her kitabı özgün diliyle okuyamam çünkü özgün dille basılmış kitapları bulmak zor , bulduklarımda çok pahalı . mecbur ben de günümüz Türkçesiyle okumak zorunda kalıyorum. Bunu yapanlara ben de para kazandırıyorum . Safahatı Osmanlıca okumuştuk . Aynı yayınevi tarafından aldığımız kitapta hocamızda sansürlüsü vardı .bizim elimizdeki basım sansürsüzdü. Yayınevleri kitaptan kazanç sağlıyor hem de kafasına göre istediği cümleyi kesip , ekliyor ne kadar doğru? Yazara saygısızlık değil mi? https://www.google.com.tr/amp/m.haber7.com/amphtml/kitap/haber/1082290-calikusuna-latin-harfi-sansuru

Can Yayınevi’nin bastığı Halid Ziya Uşaklıgil eserleri benim de çok hoşuma gitti. Keşke diğer Türk Edebiyat’ı yazarlarını da teker teker bassa :pensive:
Cümlenin içinde parantez ile belirtilmesini sevmiyorum, okumanın akışını kestiğini düşünüyorum. En arka sayfada olduğunda da ön arka yapmak zorunda kalıyoruz. Sayfanın altında olması galiba benim en sevdiğim şekil.

İyi olan kazansın diyeceğim ama her yayın evinin bin bir emeği var, karar vermek benim için biraz zor olacak sanırım :grimacing:

Fiyat açısından bakıldığında İş Bankası ile kimse yarışamaz sanırım. Her kitaplarında bariz bir fark var.

Yetkin olmayan çevirmen ve editörlerin bir eseri katletmesi elbette hem yazara hem okura saygısızlık. Mesajınızdan alıntıladığım kısımda sanki çeviri okunmamalı gibi bir anlam vardı. Neyse, konuyu amacı dışında mesajla doldurmayalım. Sevgiler.

Vakit bulabilirsem incelemeye tabi ki paylaşırım. Bu kitapları hep erteliyorum ve araya sürekli başka şeyler sokuyorum ama bir kitapçının yanından geçtiğimde zaman ayıracağım bu duruma çünkü güvenilir kaynak yok ortada.

çok güzel bir yazı yazmışsınız. Osmanlıca harfleri bilmediğim için latin harflerine muhtacım bu durumda ama en azından metnin değiştirilmemiş olmasını istemeye hakkımın olduğunu düşünüyorum. Sonuçta arada eskimiş ve yabancı kelimeler olsa da dil bizim dilimiz. Bu düşüncem vardı önceden ama İhsan Oktay Anar okumaya başladım yakın zamanda ve alevlendirdi kendisi bu isteğimi. Kendisi 18.yy deymiş gibi muzip ve güzel bir dille yazıyor. gerçi daha 2 kitabını okudum.

İş bankasında ben bir ümit bekledim ama çıkmadı bir şey. kitapları aynı kapak ve biraz daha farklı bir sırt rengiyle basıp. bir de günümüz türkçesi yerine açıklamalı özgün metin yazsalardı keşke.

Ayrıntı çok iyi görünüyor ama o parantezler yok mu o parantezler.

1 Beğeni

Can Yayınları Halid Ziya’dan sonra diğer klasikleri hem orjinal metin hem günümüz türkçesiyle basıyor. Seri olarak yayınlamasa da bu kadar belirgin çalışan bir onlar var.

1 Beğeni

Türk klasiklerini nasıl çevirdiklerini bilemem ancak yakın zamanda bordo siyah yayınevinden iki farklı Charles Dickens hikayesi okudum ve ikisinin de çevirisini oldukça beğendim. Orayı önerebilirim o yüzden.

Birkaç dk sonra gelen edit: ekşi sözlükten şimdi baktım da Türk klasikleri pek beğenilmiyormuş maalesef.

Aslında İş Bankası Türk Edebiyatı Klasikleri’ni yayınlamaya başlamadan önce sormuştum. Şansıma bir süre sonra bu seri geldi. Şimdi oradan biriktiriyorum. Tavsiye ederim güzel iş yapıyorlar. :innocent: