Ülkemizin Eğitimi Hakkında (Sohbet/Tartışma)

Sizce eğitim nasıl olmalıdır? Bir toplumun kalkınabilmesi için neler yapılmadır? Küçük bir çocuğu eğitirken nelere dikkat edilmelidir? Eğitim alırken ne gibi avantajlardan yararlanıyorsunuz? Ülkemizde aldığınız eğitim yeterli mi? vb. soruları tartışma amaçlı yazmak istedim.

2 Beğeni

İlkokul ve lisede 2 kere sınıf tekrarına kaldım, hiç bir zaman ders çalışmadım. Okulda öğretmenlerin neler anlatamadığını çoğumuz biliyordur herhalde (istisnalar hariç). Sonra 3 üniversite bitirdim, KPSS’ye 2-3 ay temelsiz ve sıfır bilgiyle çalıştım ve iyi bir puan alarak atandım, şu an çalışıyorum.
Ya okuldaki temel eğitim bir halta yaramıyor ya da girdiğimiz sınavlar öğrencileri ayırt etmek için hiç yeterli değil ki bence ikisi de.
En erken ne zaman düzeltilir diye düşününce en az 50 yıl derim belki de daha fazla.
Nasıl düzelir dersek, çözümü bulup uygulayabilecek biri varsa gelsin ellerinden öpeyim.

4 Beğeni

Bence ucuz olmalı ki herkes erişebilsin.

3 Beğeni

Eğitim toplum için çok önemlidir. Bir toplumun gelişimi eğitime bağlıdır. Cahil ve bilinçsiz insanlar eğitimsizlikten kaynaklanmaktadır. Bazı kişiler eğitime erişemez ve bu onların suçu değildir.

Eğitim erişilebilir olmalıdır. Gereksiz bilgiler değil gerekli bilgiler aktarılmalıdır.

Eğitim tüm duyulara hitap etmeli ve motivasyon vermelidir. Öğrenciler sınav stresine girmemeli ama kaygısız da olmamalıdır.

Öğretmenler geleceği şekillendirir. Öğretmenler çok iyi eğitilmelidir.

Ceza değil motivasyon önemlidir. Öğrenci öğrenmeyi istemelidir ve içinde heves olmalıdır. Bu zorla olmaz, motivasyon gereklidir.

Kimse cahil doğmaz. Eğitimden kaynaklanır cahillik.

Öğrenciler hem disiplin ve sevgi bir arada öğrenim görmelidir. Sadece disiplin isteksizliğe sadece sevgi ise şımarıklıklığa yol açar.

İnanç işleri eğitim ile birleşmemeli kesinlikle. Eğer birleşirse toplum geriler. (Bence)

Medeniyet dersi kesinlikle gerekli. En basit görgü kurallarını bile bilmeyenler var maalesef…

Bunlara merak duyuyor ve topluma katkı sağlamak istiyorum.

9 Beğeni

Temel eğitimde “Medeniyet 101” dersi olmalı. En basitinden insanlara toplu taşıma araçlarına veya asansörlere nasıl binmesi gerektiği gibi görgü, saygı ve empati öğretilmeli. Öğretmenler sınavdan aldığı puana göre değil öğretebilme yeteneklerine göre seçilmeli. Din eğitimi zorunlu olmamalı. Özellikle ortaokuldan başlayarak ekonomi ve politika dersleri okutulmalı ki içine düştüğümüz bataklığa gelecek nesiller düşmesin.

11 Beğeni

Bunlar da doğru. :slightly_smiling_face: 20 karakter

1 Beğeni

İnsanlara öğrenmeyi öğretmeleri gerekir. Çoğu zaman eğitim boş bir sürahiyi su ile doldurmaktan öteye gitmiyor. Kendi başına kalınca bu sürahi ne su doldurabilir başka yeni bir sürahiye ne de kendi kendini doldurabilir, bir el onu çeşmenin önüne tutmadıkça.

Bu yüzden hep bir rehber, yol gösteren ihtiyacı doğuyor. Sonra da rehberin vicdanına kalmış arkasındaki kitleyi nereye sürükleyeceği.

Bundan daha önemlisi de eğitim verilen kişinin ahlâklı olması gerekliliği. Şimdi evrensel bir ahlâk anlayışı var mıdır, iyi nedir veya kötü nedir diye muğlak tartışmalara girmek istemiyorum. Kendi ellerimizle yeni Darth Vaderlar yaratmayalım işte demek istediğim.

4 Beğeni

Bana kalırsa önce öğretenden başlamalıdır. Öğreten ahlaklı, aydın ve öğretmeyi seven biri olmalı ki gelecek nesiller ahlakı ve sevgiyi kendilerine rehber edinebilsin. Sadece dersi vereyim çıkayım mantığıyla değil gerçekten de öğrenciye bir şeyler kazandırabilecek bireyler öğretmen olmalıdır. Yukarıdaki arkadaşlarımızın birkaçının da dediği üzere din dersleri zorunlu olmamalı. Din kişinin kendisine özeldir. Kimse bir başkasının inandığına inanmak durumunda değildir bu yüzden de okul tarafından değil aileler tarafından din çocuklara anlatılmalıdır. Yani en azından benim görüşüm bu yönde.
Öğrenciye hayat sadece dersten ibaretmiş gibi gösterilmemelidir. İlkokuldan başlamak üzere ahlak, düzen, saygı ve sevgi aşılanmalıdır ki gelecek nesiller saygısız ve kendilerine dahi yararsız bireyler haline gelmesinler. Meslek imkanları genişletilmelidir. “Bu mesleği yaparsan yürüyemezsin, para kazanamazsın, geçinemezsin.” gibi sözleri ortadan kaldırmak için meslek alanları genişletilmeli, insanların sevdiği mesleğe yöneltilmesi sağlanmalı, meslekler ayrıntılı bir şekilde öğrencilere tanıtılmalıdır. Öğrenci doğru bir tutum sergilediğinde taktir edilmeli, yanlış bir tutum sergilediğinde gereken yaptırım yapılmalıdır. Öğrenci olumsuz bir davranış sergilediğinde bu durumu düzeltmek için aile de öğretmenler de ellerinden geleni yapmalıdır. Küçüklükten itibaren bu ve benzeri şeyler öğretilerek topluma ve kendisine yararlı bireyler yetiştirilebilir. Üniversite eğitimi zorunlu olmalıdır. İmkanı olmayan ailelere yardım edilmelidir. Herkes meslek sahibi olmalıdır ki refah seviyesi yükselsin. Benim düşüncelerim bunlar.

5 Beğeni

Eğitim denince akla ilk olarak okullar geliyor ama önce çocuk yetiştirme konusunda aileyi bilinçlendirmek gerekiyor. Bazı şeylerin bebeklikten itibaren aşılanması önemli yoksa doktor olmuş mühendis olmuş boş.

3 Beğeni

Bir de şu anda uygulanan online eğitim konusu var. Ben şahsen bu eğitimden pek bir şey anlamadım. Örgün eğitime kıyasla daha çok gevşedim. Derslerde daha rahat davranışlarda bulundum. Örgünde hiç böyle değildim. Sıkı çalışıp dersleri geçerdim. Sizde de böyle oldu mu?

3 Beğeni

Benim anlamadığım şu : madem kendi eğitim sistemimiz kötü. Eğitim sisteminin iyi olduğu kanıtlanmış Japonya gibi ülkeler neden örnek alınmıyor? Sürekli eğitim sistemi değişiyor. Bir sınav sistemi 5 sene dayansa rekor kıracak neredeyse. Diğer ülkeler nasıl yapıyor bu işi? Almanya, Japonya, İsveç, İsviçre, Güney Kore, Kanada eğitim sistemi iyi olan ülkeler. Bu ülkeleri rastgele yazdım ama şurada detaylı açıklama yapılmış mesela.

Japonya’da okullarda şöyle bir sistem var. Söylediğim şey temizlik ile ilgili. Okullarda temizlik görevlisi yok. Sınıf, koridor, tuvalet dahil her yeri öğrenciler temizliyor. Böyle yetişen bir öğrenci çevresine de saygılı oluyor tabii. Bizim ülkemizi düşününce ise gülüyorum. Yere çöp atan, tüküren, çekirdek çitleyip bırakan… Bu sadece küçük bir örnekti.

4 Beğeni

Japonya’da eğitim için scrum denen bir yöntem uygulanıyor. Öğrencilerin takım olarak çalışmayı öğrenmesi hedefleniyor. Her iş belli bir görev çizelgesi eşliğinde yapıldığı için hem daha çok verim alınıyor hem de çocukların gelişimi sağlanıyor. Bu yöntem bizde uygulanması kim bilir neler olurdu? Disiplin denen şeyde bundan geliyor.

1 Beğeni

Bir de yerde çöp görüldü mü alınmıyor. “Onu ben atmadım ki.” diyorlar. Evet kimse bir başkasının attığı çöpü almak istemez ne de olsa herkesin eli ayağı var herkes kendi çöpünü kendi toplayabilir. Ama görmezden gelmek bana kalırsa çok daha kötü. Bunu sadece öğrenciler de değil, yetişkinler de yapıyor. Geçenlerde marketten dönerken gördüğüm bir adam önünden geçtiği teneke kutuyu arabanın altına doğru tekmeledi. Kötü olansa tam da yanında çöp kutusu olmasıydı. İnsanları anlamıyorum. Ve bu gidişle de anlayabileceğimi düşünmüyorum.

2 Beğeni

Konuyla ilgili binlerce cümle yazabileceğim kadar eksik ve hatalı bir eğitim sistemimiz var. Ki ben sade bir vatandaş olarak bunca eksiği bulabiliyorsam durum gerçekten vahim demektir.

Ciddi ciddi eğitimde ne eksik diye konuşabilecek kıvama gelebilmemiz için önce öğretmenlerin kendi eğitim verdiği alanında, kişisel gelişimi konusunda, psikolojik ve sosyal ilişkiler bakımından yeterliliği konusunda kati şekilde düzenli aralıklarla kontrol edilmeyi kendileri istiyor olmaları gerekiyor. Bunu bir hakaret olarak görmek kendine güvenmemek manası taşıyor ve maalesef gözlemlerim böyle düşünen öğretmen sayısının hiç de az olmadığını söylüyor. Bir öğretmenin sadece kendi alanında bilgi sahibi olması gibi bir yaklaşım kabul edilir değil ki yine maalesef muhatap olduğum bazı öğretmenler cümle kurmaktan aciz. 30 yaşını aşmış biri olarak benimle dahi sağlıklı iletişim kuramıyor ki bir çocukla sağlıklı iletişim kurması beklenemez. Sözün özü belli şartlardan geçen öğretmenler görevine devam eder, eksiği olanın eksiği kapanır gibiyse ara verir eksiğini kapatır geri döner. Sorun aşılması zor yahut aşılamayacak bir hal deyse mesleğine veda eder.

İkinci önemli husus ise sınıf mevcutları. Köydür, kasabadır, küçük illlerdir bilemiyorum fakat İstanbul’da sınıf mevcutları çok fazla. Okul mevcutları da aybu şekilde. Bir sınıfta 50-60 öğrenciye karşı hiçbir öğretmen verimli olamaz. Ki öğretmenlik mesleğini seçenlerin büyük bir çoğunluğunun maalesef gerçekten bu mesleği severek yaptığını düşünmüyorum. Yani maalesef o okulu olmayan köye öğretmenlik yapmaya giden idealist tiplerin sadece küçük bir azınlığı oluşturduklarını düşünüyorum (köy elbette bir örnek, kendini adamaktan bahsediyorum).

Bu iki sorun bana göre ivedikle çözülmesi gereken en önemli meseleler. Diğer konular hakkında konuşmak için bunların başta çözülmesi gerekiyor. Yürümeyi öğrenmeden koşamazsınız.

1 Beğeni

Keşke bizde de öyle olsa.

Eğitim sistemindeki eksikleri bilen uzman insanlar var elbette. Ama neden bu eksiklikler giderilmiyor ancak tahminde bulunabilirim ben.

Bence şu 3 durum düzelse büyük ölçüde eğitim sistemi düzelir.

  1. Eğitimde ahlak ve etik eğitimi, sınavlardan daha önemli olmalı. Yoksa eğitimli canavarlar yetişmiş olur. Ahlak konusuna gelirsek, meslek ve düz liselerin halini herkes bilir. İçler acısı…
  2. Öğretmene verilen değer artırılmalı. Öğretmenlik hâlâ küçük görülen bir meslek. Babam, hiçbir şey olamazsan öğretmen olursun derdi. Bu bakış açısı gerçekten yazık. Öğretmenlik bölümlerinin puanı artırılmalı. Öğretmen maaşları da artırılmalı bence. Ayrıca günümüzde kötü öğretmenler de çok fazla. Forumda konu açsak, kötü öğretmenlerle ilgili anılar diye, herkesin birçok anısı vardır eminim. İşini çok güzel yapan öğretmenler var ama kötü öğretmenler de çok malesef.
  3. Eğitimde eşitlik. En zoru da bu sanırım. İyi okula giden öğrencilerin şöyle iyi böyle iyi avantajları var diyoruz. O avantajlar her okulda olsa keşke. Onu geçtim, şu anda pandemi sürecinde herkes online eğitim alıyor. Peki online eğitime geçmeden önce herkesin evinde bilgisayar ve internet var mıydı? Herkes eşit şartlar altında eğitim alsa toplumsal olarak büyük bir ilerlememiz olurdu.

Nitelikli Öğretmen yok. Ben her okula gidişimde, derste bir şey anlamıyordum. Eve gelip YouTube’dan çalışıyordum. Okuldaki öğretmenlerin bana kattığı hiçbir şey yok. Mesela şu an ben 11’inci sınıfım ve online derste İngilizce hocası kitabı bitirmek için ders işliyor. O kişinin anlattıklarından hiç bir şey öğrenemedim yine gittim YouTube’dan açıp öğrendim. Yanlış anlaşılmasın gittiğim Lisede öyle kötü bir lise değil, 1900’lü yılların başında kurulmuş köklü bir lise. Yaşadığım ilçenin ilk lisesi. Yani diyeceğim o ki eğitim sistemi kötü olunca Öğretmenler de kötü oluyor. Anladıkları tek şey yazı yazdırmak başka bir şey yok. Bu yazı yazma olayı eskidenmiş çünkü çoğu kişinin elinde ders kitabı olmuyormuş bizim eğitim sistemi de bunu gelenek olarak görüp devam ettiriyor herhalde.

Her neyse başka söyleceğim şu: Anadolu liselerinde veyahut fen liselerinde günlük hayatta işimizi yarayacak bir şey öğretmiyorlar yks sınavında işimizi yarayacak şeyleri öğretiyorlar yani tüm geleceğimiz Üniversite’ye dayanıyor. Üniversite’den mezun olunca da,
( lisede öğretmedikleri mesleki eğitim yüzünden) gençler, işsiz kalınca vasıfsız oluyor, en kötü sanayiye bile gidemiyorlar çünkü bilgileri yok. Diyeceklerim bunlar. Berbat bir eğitim sistemi var bu yüzden bu sistemden donanımlı Öğretmenler çıkmıyor ve böylece eğitim sistemi daha da kötüleşiyor.

Okulunuz proje okulu mu?

Eğitim; hayal gücünü ve yetenekleri baltalamamalı. Onca yıllık eğitim hayatımdan ve çocuğumun eğitiminden çıkardığım sonuç bu. Çocuğum çok güzel resim yapıyordu, yeteneği ķöreldi ders çalışmaktan. Satranç çalışmasını istiyoruz her gün düzenli olarak, ödev yapmaktan fırsat bulamıyor. Kesinlikle ev ödevlerine bir sınır konmalı. Hobilerine de bol zaman ayırabilmeli tüm öğrenciler.

Ayrıca herkesin yetenekleri küçükken saptanmalı ve ona uygun eğitimler verilmeli. Çok mu şey istiyorum ki? :face_with_raised_eyebrow:

6 Beğeni

Hayır, proje okulu değil.

Temeli sağlam olmayan, yıkılmaya mecburdur.

Başlı başına sorunlu zaten eğitim sistemi. Örnek vermek gerekirse, daha ilkokul da başlıyor sorunlar. En az yirmi kişilik bir sınıfta, bütün öğrencilerin aynı seviyede, aynı başarıda, en kötüsü aynı karakterde olması bekleniyor. Eğitim sistemi bir kenara, eğitimcinin de sorunlu olduğunu düşünürsek, ileriki eğitim sürecini siz düşünün. Her seferinde değişen, doğru dürüst oturtturulmamış sisteme değinmek istemiyorum. Sadece bozuk sistemi değil, sistemden daha kötü olan şeyleri de konuşmak isterim.

Şahsen, okul hayatında hiç travma yaşamamış bir öğrencinin var olduğunu düşünmüyorum. Eğitim hayatı boyunca en basiti; dersi dinleyememiş bir öğrencinin “anlamadım öğretmenim” sözlerine karşılık,
“dinleseydin!” diye karşılık veren bir eğitimci görmüştür diye düşünüyorum herkesin.
(Bütün eğitimciler aynıdır demiyorum. Sadece iyi olana denk gelmek şans işidir diyorum. :slightly_smiling_face:)

4 Beğeni