Yalnızlarla Kötülerin

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Yalnızlarla Kötülerin – Aylık Öykü Seçkisi

image

Florida Bataklıkları’nda sabahın erken saatleri. Göğsünün üzerindeki dövmenin bir kısmı bıçakla kazınmıştı. Hola, mi nombre es DIOS GOD JEHOVAH ALLAH Birbirinin üstüne çizilmiş kızıl-kara birkaç çizgi. Yaradanların üstünü karalamış. Karın boşluğunda düz bir çizgi halinde üç kurşun izi. Az üstünde iman tahtasına çizilmiş ters bir haç, güllerin ve dikenli tellerin içinde yanan bir kalp. Sırtına… (DEVAMI…)

3 Beğeni

Merhabalar @ulu.kasvet
Öykülerin bittiğinde, okuduğum kelimelerin sarhoşluğundan kendimi bütünden tamamen koparıyorum.
Sanki hiç tereddüt etmiyor, peşpeşe sıralanan cümleleri yazarken hiç sıkıntı yaşamıyorsun. Güzel, lezzetli ve okuyucuyu ağına sertçe düşüren bir tarzın var.
Birkaç öykünü okumuş biri olarak, senin kalemini, adını görmeden bile ayırt edebileceğime eminim artık.
Rıhtım’a güzel bir ruh kattın, teşekkürler✌️

1 Beğeni

Çok teşekkür ederim; bu uzuuuun ve sindirmesi güç öykümü okuyup yorumladığınız için.

Kendime has bir kalemimin olduğunu duymak güzel, bunu sizin gibi deneyimli ve kalemi olağanüstü bir yazardan duymak ayrıca güzel. Tekrar teşekkür ederim, buraya bir şeyler katabildiysem ne mutlu bana. :+1:

1 Beğeni

Soluksuz okuyor ve sürükleniyorum :slight_smile: Övgü içeren sözlerine ayrıca teşekkürler.
Görüşürüz sonraki seçkilerde, kaleminin ucu hep keskin kalsın umarım…

1 Beğeni

Doktor maskesini görür görmez cyberpunk atmosferi sezmiştim hemen. Tahminlerim doğru çıktı, bu türde roman bile yazmışsınız.

Akıp giden bir üslubunuz var. Uzun olmasına rağmen yavaş yavaş okumak için elimden geleni yaptım.

2070’ in Detroit’i ile sizin çizdiğiniz AnkaraPunk portresi hiç sırıtmıyor. Cyberpunk 2077’ den sonra bir de onu görmek istememe yol açtı.

İnsanlar ne kadar da yetenekli, dedirtmeyi başaranlardan birisiniz. Yazmayı sakın bırakmayın efendim.

1 Beğeni

Öncelikle çok teşekkür ederim. Çok güzel bir yorum olmuş bu. Buraya günümüzde geçen öyküler yazıyorum ama cyberpunk detayları eklemeden geçemiyorum. Seviyorum açıkçası.

Sanırım bloguma da baktınız. Sizden başka kimse okumuyor zaten. :sweat_smile: Teşekkür ederim. Nedense Rıhtım’da uzun öykülere şans verilmiyor. Üzerinde çok emek olsa bile. İnsanların gözü korkuyor. Tam da insanımızın kitap okuma kültürünün bir özeti bu durum.

Yazmayı bırakmayı kesinlikle düşünmüyorum. Yazmak büyülü bir şey. Benim için kendimi en iyi ifade ettiğim alan. Eminim sizin için de öyledir. Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Görüşmek üzere diyelim. Sizi de Seçki’de görmek dileğiyle…

2 Beğeni

Bu durum edebiyat dergileri için de geçerli. Nedenini bilmiyorum, elin adamının yazdığı “uzun öyküsü” 20 bin kelimeyi bulabiliyor.( Martı kitabı buna örnek) Rıhtım’ın kendine ait gerekçleri vardır elbette. Bu durum hakkında yorum yapacak son kişiyim, olaya ancak dışarıdan bakabiliyorum.

Blogunuzun görüntülenmesi 800 küsür. Açalı henuz bir ay olmuş, keşfedildikçe sayısı artacaktır, buna eminim.

Seçkilerde yer alabilir miyim, şahsen bilmiyorum. Yazmak istesem yazacak konu var da o konuyu anlatabilmek asıl mesele. Bu bağlamda bebek adımları atıyorum. Rıhtım beğenirse sizin gibi kalemi kuvvetli kişilerin yorumlarını almak beni geliştirecektir.

Muhtemelen bu son söyleyeceğimi beğenmeyeceksiniz ama umarım bir gün sadece “Kasvet Ulu” olarak kalmazsınız. Adınızı raflarda görmek isterim. Kasvet’in kulağa hoş gelmemesinden dolayı söylemiyorum bunu :smiley:

1 Beğeni