Kim bu gözlerimden bakan?
Kim bu dinleyen neon bir çiçek kadar yapay sohbetleri?
Neden burdayım şimdi?
Güneşin doğuşunu izleyene kadar sevişecekken
Şarabı dudaklarımda dans ettirecekken
Neden titriyor ellerim?
Her aynaya bakış bir sorgulama
Ve susmak daha kolay artık, bir zamanlar hiç susmazken…
Var mı bu yola girip de dönebilen?
Güzel. Tarzı tam da benim gibi neşeli karamsarlara göre.
Evet, benim de kullanıcı adınızı kıskandığım doğrudur…
Şu aralar da rumuzuma dikkat çeken çekene Karamsarlığın neresi kıskanılacak şey, efendim
Hali hazırda yıllardır sahip olduğum için herhalde
Yoksa bu hayatta en kıskandığım şey ponçiklikler ve cahil mutluluğu
Karamsarlık hepimizde az çok var. Kendinizi o konuda hiç mi hiç yalnız hissetmeyin
Ponçiklikler neyse de, cahil mutluluğunu kıskanmanızı onaylamıyorum. Kanmayın, cahilin mutluyum numarasına. Her yeni bilgiyle mutsuzluğuna mutsuzluk katan kendisidir o. Sadece kendini kandırma konusunda iyidir. Ondan mutlu gözükür.
Ben böyle düşünmüyorum, her yeni bilgiyle mutsuzluğumuza mutsuzluk ekleyen bizleriz. Çünkü ne kadar çok bilmeye devam edersek, o kadar az bildiğimizi hissederiz. Cahil insansa, zaten her şeyi bildiğine inanandır. Bu yüzden önüne hazır gelen bir bilgiye bile kapalıdır. Bu sebeple elinde olanlarla, ya da ufak şeylerle mutlu olabilir. Oysa ki ufacık bir sorgulamayla, gördükçe, bildikçe, öğrendikçe mutsuzlaşır insan.
Bu sözlerim sanki bir kesime cahil diyormuşum ya da başkalarını cahil görürken kendimi dünyanın en bilge insanı zannediyorum gibi anlaşılmasın. Bana göre herkes aynı toz zerresi ve hepsi aynı şekilde atomlarına parçalanacak eninde sonunda.
Aslında yazdıklarım tek bir noktaya işaret ediyordu zihnimde. Ama buraya yazamadım en açık haliyle. Çünkü dini bir tartışma yaratmak istemedim çünkü; bence bu insanın en mahremi olan şeydir. Belki bu yüzden saçma görünebilir yazdıklarım.
Cık cık cık
Fiziksel veya zihinsel olsun, en kötü ve umutsuz durumda bile iyimserlik ve umut aşılayan bilinci savunma mekanizmamızla tanışmadınız mı hiç? Bence farkında olmadan pek çok kez karşılaştınız da fark etmediniz
Biraz İyimser-Karamsar olun yahu
Daha izole bir ortamda tartışmak üzere o zaman bu konuyu
O zaman şiire dönelim… Yaşlılık, gençken uzak bir hayal, zaman ilerledikçeyse küçülen gölgesiyle yaklaştığı anlaşılan biri gibi.
Güzel bir tanım oldu
Gençken gerçekliğine inanmadığımız bir kavram… Benim problemim; gerçekliğine çok daha sonraları inanacağımı düşünmüş olmam hep. Belki de bu kadar erken fark etmeyi beklememiştim. Ama fark etmek için de erken olduğunu düşünüyorsam, belki de çok da fark etmiş sayılmam…
Bütün düşüncelerim ve inanışlarımda olduğu gibi, bu da çelişkilerle doldu yine
Düşünce dediğiniz çelişkiler yumağı zaten Geçmişe dönüp, o zaman niye böyle düşündüm, diye kendime kızdığım olmuştur.
Ya da niye düşünmedim diye
Tabii o da var
Yaşlanmak değil de yabancılaşmak sanki…
Şarap kokan dudaklar ayrılmamışken gün doğar ve Zaman’ın birbirine bağladığı iki kişinin arasına yalnızca ışık girebilir.
Yine çok güzel bir şiir Müberra, yüreğine sağlık. Başkaları için 9 mısradan oluşuyor belki ama benim için daha fazla.
Bunda da yabancılaşma buldun demek her şeydeki gibi:) Teşekkür ederim