Yalnız dosyayı saklama konusunda dikkat etmek gerekir. Ben de ptt ile kendime dosya göndermiştim. Yıllar sonra annem bulmuş, bu ne ki diye açmış bir de. 
1 Beğeni
En az üç yıl yayınevlerine ulaşmaya çalışmış ve sonunda Şubat 2019’da bunu başarıp kitabımı bastırmış biri olarak deneyimlerimi paylaşayım.
Dosya yolladığım ya da en azından mesaj/telefon yoluyla iletişime geçtiğim yayınevi sayısı elliyi geçmiştir. Yolladığım ilk dosya bir öykü kitabı dosyasıydı, reddedildim. Ardından fantastik bir novella yazmıştım. Yayınevlerinden bu kitap için cevap beklerken yazmaya devam ettim. Verebileceğim en net tavsiye, yayınevlerinden cevap beklerken yazmayı bırakmamandır. Ne olursa olsun yollayabileceğin başka dosyalar da olsun elinde. Fantastik novellam da reddedildikten sonra yeni ve romana daha yakın bir kitaba başladım. Bitirmem bir buçuk yılımı aldı. Yayınevlerine ulaştım. Kitap satış sitelerinde gördüğüm yayınevlerine tek tek ulaşmaya çalıştım. İkinci tavsiyem, telefon veya mesaj yoluyla konuşmadığın yayınevine dosyanı yollamamandır. Kendileriyle konuşmamda sorduğum standart sorular vardı: “Dosyalara kaç ay içinde cevap veriyorsunuz?”, “Basım için yazardan ücret alıyor musunuz?” gibi. Bu iki soru çok önemli zira sonradan onlara “Benim dosya ne oldu?” diye sormak için bir koz edinmiş oluyorsun.
Karşılaştığım en büyük sıkıntı yayınevlerinin BÜYÜK bir çoğunluğunun verdikleri süreye uymaması oldu. Bunun “Büyük yayınevleri çok meşgul oluyor.” gibi cümlelerle geçiştirilmesini doğru bulmuyorum çünkü ben özellikle kendilerinden süre alıyorum. Madem meşgulsünüz, bana “üç ay” veya “beş ay” demeyin. Derseniz de o süre içinde cevap verin. Dosyamı yolladığım çok az yayınevi bana verdiği süreye uydu. İlk yolladığım yayınevi “üç ay” demiş, dört buçuk ay sonra ben aradığımda cevap vermişti. Hatta fantastik novellamı yolladığım yayınevi verdiği üç ay süreyi geçirmiş, beş ay sonunda ben e-posta attığımda bana dönmüştü. Verdikleri cevap da şuydu: “Yayın programımız dolu olduğu için dosyanızı basamayacağız.” Bu cümleye alışmanı tavsiye ederim.
Küçük yayınevleri tanıtım açısından dezavantajlı olsa da dosyana verdikleri süre içinde dönme ihtimalleri daha yüksektir. Onlara yollamaktan çekinme, yeni yazarlara daha açık oluyorlar.
Sonuç olarak yayınevlerinden reddedildiğim için durmadım. Öykü yarışmaları kovaladım. Bir oyun şirketinin düzenlediği öykü yarışmasına katıldım, ikinci oldum. Sweek adında bir hikaye paylaşım platformunda iki yarışmaya katıldım. Birini kazandım, diğerinde finale kaldım. Bu süreç boyunca yayınevleri beni reddetmeye devam etti ancak yazma konusunda ne derece elde ettiysem bunu özgeçmişime yazdım. Başta bahsettiğim üzere, Şubat 2019’da bitirdiğim üçüncü kitabım basıldı. Kuşuçurtan adındaki fantastik novellamı Wattpad’e koydum, oradan ulaşabilirsin. Koyduğum için başıma hiç de bir şey gelmedi. Fakat tabii ki “Wattpad yazarı” olarak anılmaya başlarsan bunun hoş bir imaj oluşturmadığını görürsün. Ben başka platformlarda derece edindikten sonra Wattpad’e bazı çalışmalarımı koydum.
Son paragrafta anlattıklarımdan bahsetmemin sebebi, asla durmaman gerektiğini göstermekti. Kitabını bastırma isteğini gerçekten çok çok iyi anlıyorum. Reddedilmen, kitabının kötü olduğu anlamına gelmez. Ama reddedildiğin için yazmayı bırakman pek de azimli olmadığın anlamına gelebilir. Başarılar dilerim.
13 Beğeni
Merhaba, bu platform hala aktif mi? Yazdığınız kadarıyla çok kullanışlı bir platforma benziyor. Şu anda da Türkiye’de aktif kullanılıyorsa, Sweek’ten biraz bahsetmenizi rica edebilir miyim? 
Merhaba. Eskisi kadar aktif değil ne yazık ki. Artık yarışmalar düzenlenmiyor fakat hikaye paylaşmaya devam edenler var tabii ki.
Bu adresten ulaşabilirsiniz.
1 Beğeni
Üzüldüm. Keşke yarışmalar falan düzenlenen bu tarz bir platform olsa. 
Teşekkür ederim.
1 Beğeni
Selam. Yeni katıldım ve benzer başlıklara göz gezdiriyordum. Benim de başımdan şu olay geçti ve farklı bir yola başvurdum. Onun sonuçlanmasını bekliyorum. Bu yüzden benim kriterlerimde olan ve yazıp kitabını bastırmak için şansını biraz da olsa arttırmak isteyen birisi varsa eğer, buraya yöntemini paylaşıyorum. Pandemi döneminde aklıma gelen bir fikrin iyi olduğunu düşünerek üzerinde çalıştığım Post Apokaliptik, hafif bilim kurgu ve yumuşatılmış korku içerikli bir romanı kendi kültürel ve dini mitlerimizle harmanlayarak bitirdim. Sonrasında ben de bir çoğunuz gibi arayışa geçtim. Yaklaşık 9-10 yayınevine gönderdiğim dosyama 4 tanesi ağız birliği yapmış gibi geri dönüş yaparak “Yoğun çalışma programımız dolayısıyla basım sırasına alınamamıştır.” minvalinde bir şeyler söylediler. (En azından edebi eser niteliği yoktur demediler, buna da şükür.) Sonrasında bulunduğum ilde daha yerel bir yayınevi dönüş yaparak meblağ karşılığında basım yapabileceğini söyledi. Genelimiz gibi benim de amacım aslında ilk etapta para karşılığında değil de fikirlerimin ve kurgumun beğenilerek basılması idi. Telif ve kazanç ile ilgili hiç bir beklentim olmadığından dolayı zaten maddiyatla ilgili sıkıntım yoktu. Fakat ücretini karşılamayacağımı daha farklı ne yapabileceğimi sorduğumda o zaman için ilk kez duyduğum bir yöntemden bahsetti kendileri.
Kültür Bakanlığı’nın daha önce hiç kitap bastırmamış yazar adaylarını desteklemek amacıyla yılda 2 kez Şubat ve Ağustos aylarında başvuru yapabileceğiniz “İlk Edebi Eser Desteği” programını söylediler. Eğer daha önce yayımlanmış bir kitabım yok ise ve elimdeki çalışma tam anlamıyla bitmiş ise onu bir editöryel çalışmadan geçirerek başvuru yapabileceğimizden bahsettiler. Benim de aklıma yattı ve bu tam olarak Ağustos 2021’de gerçekleşti. (Hala bekleme aşamasındayız.) Bunun için öncelikli şartlardan birisi her ne kadar daha önce basılmamış kitabınızın olması ise de ayrıca bakanlık, yayınevi ile başvurmanızı şart koşuyor. Yani bireysel olarak Bakanlığa dosya gönderemiyorsunuz. Neyse, yayınevi dosyamı hazırladı ve baskıya hazır hale getirerek Ağustos ayının sonunda Bakanlığa gönderdi. Süreç şu şekilde işliyormuş; bağımsız bir yazarlar kurulu çalışmanızı inceliyor ve bunun neticesinde eğer kurul onay verirse kitabınızın baskısı için yayınevine basım masraflarının tamamını ödüyor. Ve bakanlık ödenen tutarın %35’ini yazara ödenmesini şart koşuyor. Sanıyorum onay alınan kitap ilk 2 ay içerisinde 1000 adet basılmak zorunda ve 150 bandrollü nüsha bakanlığa gönderiliyor. Yayınevi zaten masrafını karşıladığı için de ekstra olarak kar edecek miyim kaygısına düşmüyor. Ondan sonrası ise size kalan reklam uğraşısı. Fakat dikkat etmekte fayda var, bunu sadece bir kereye mahsus yapabiliyorsunuz. Hem düşünsenize, eğer onay alırsanız havanız olması da cabası. "Bakanlık onaylı kitabım var 
" Bakalım, sürecin 5 ayı bulabileceğini daha önce bu kurul tarafından çalışması onaylanan yerel bir yazar arkadaştan öğrendim. Kaldı 2 ayım. Heyecan ile bekliyorum. Mevcut siyasi konjonktürde bunun onaylanmasını pek beklemiyorum aslında ama yine de ufaktan bir umut yok da değil.
Dolayısıyla ilk kitabı için yayınevi arayan arkadaşlara bunu tavsiye ederim. Eğer onay alırsanız, başka çalışmalarınızda referans olarak gösterebileceğiniz bir adet kitap elinizde olmuş olur.
9 Beğeni
Adam sistemin bugını bulmuş beyler ,
Küçük bir güncelleme. Başvurum üzerinden epey zaman geçtiği için durumu yoklamak adına Bakanlığa mail ile ulaştım. Aldığım cevap beni hayal kırıklığına uğrattığı için benzer durumu düşünecek aday arkadaşlara öneri olması açısından bunu güncellemek istedim. Çalışmam değerlendirme kurulundan destek onayı alamamış. Peki dedim, oldukça makul. Demek ki başarısız bir çalışmaydı. Bir kaç tanıdık vasıtasıyla işin üzerine biraz daha gidip sorguladığımda olayın aslında değerlendirme kuruluna gitmeden zaten bittiğini öğrendim. Bunun da sebebi başvuru yapan yayınevinin “Başvuru kriterlerini karşılamayacak şekilde” gönderim yaptığıydı. Nasıl yani diye düşünürken aslında başvuru için “demo kitap basımı ve bazı evrakların hazırlanış şeklinin” uygun olmadığı için çalışmanın destek alamadığını öğrendim. Ve sonuçlar açıklanalı 2 ay olmuş Fakat yayınevi bana geri dönüş yapmadığı gibi ben arayana kadar olaydan haberi bile yoktu (!) Sonrasında “İşte evrak istediler gönderdik ama yetişmedi sanırım” gibi bir cevapla karşılaştım. Daha öncesinde bu programa katılmadığını ve ilk olduğunu söylemişlerdi kendileri için yine de öğrendiklerini ve “tam” olarak evrak gönderdiklerini söylemişlerdi Ağustos ayında. Velhasıl kelam başıma gelen budur. Benzer şekilde yol izleyeceklere aynı golü yememeleri için uyarımdır Ayrıca sonrasında aynı eserle bir daha başvuramıyorsunuz. Ver elini KDY.
5 Beğeni
Beyler bizlik bir şey yok, dağılın
(İyi emek bu yolu da deneyip palaşmış olduğunuz için şahsım adıma teşekkür eder, başarılar dilerim)
2 Beğeni