Yazarın Şahsî Fikirleri, Özel Hayatı, Seçimleri ve Sanatı

Kitaplar yayınlandığı andan itibaren evrenseldir, çünkü herkese ulaşabilme ihtimali vardır. Dolayısıyla kitabın iyiliğini, kötülüğünü, geçerliliğini okuyucu belirler. Bir yazar kötü bir insansa ve bu görece kötü düşüncelerini kitaplarında belirtiyorsa bu okuyucunun takdirine kalmıştır; okuyucu kitapları ve düşünceleri severse yazar ve kitap ünlü olur sevmezse zaten unutulur.
Yani insanları kendi ahlak kurallarınıza göre yargılayarak bir düşüncenin veya kitabın değerini belirleyemezsiniz, genel okuyucu kitlesi belirler.

Burada kistasimiz ölü veya diri oluyor anladığım kadarıyla. Ölülere karşı pek bir sorumluluk hissetmiyoruz çünkü onlar artık bu dünyadan maddi olarak alacaklarını almış olarak göçüp gitmiş oluyorlar. Ama yasayan yazarların hala bir şekilde para kazanması ağırımıza gidiyor. Boykot kararını yerinde bulanlardanim ama cidden vereceğimiz ceza maddi krize sokmak mı olmali yoksa utanç suçu işlemiş birinin gerçekten bundan sorumluluk duymasını sağlayacak eylemler mi olmalı? Bu konuda eminim herkesin çeşit çeşit fikri vardır. Neyse bence herkes az ya da çok yazdıklarına kişiliklerini katar. Bazen çoğu şeyi bilmemek ve okuduklarimizdan keyif almamız daha iyidir ama öğrendiysek de asla aynı bakamıyoruz. Lewis Carrol da ben öyle olmuştum ama bu benim kitabı yeğenlerime okumama pek engel olmadı. Yetişkin olduklarında öğrenecekleri beni pek ilgilendirmez o zaman da yazarı sevme ya da nefret etme hakları hep var.

1 Beğeni

Tacizci bir adama öfke duymamız çok normal, onu cezalandırmak, eserlerinden yüz çevirip bu cezalandırma sürecinin bir parçası olmak istiyoruz, eyvallah. Ama şahsen bu bana pek gerçekçi görünmüyor. Bir eseri okumadan, izlemeden önce yazarın ahlaki durumunu tetkik edip ona göre mi devam edeceğiz? Gündeme gelen isimleri boykot ederken kimliği gizli olan bir başkasını okuyup desteklemediğimizi nereden bileceğiz?
Ayrıyeten olaya biraz da başka bir yerden bakalım. Düşünüyorum da beni en çok etkileyen kitaplar insanın en kötücül halini gösterenlerdir. Dünyanın bütün çirkinliğini görür, insanın ne kadar alçalabileceğinden dehşete düşersin. Biz bu kitapları okurken yazarın o katille, tacizciyle empati kurup onu resmettiğini ama kendisinin yarattığı karakterden farklı düşünüp farklı davrandığını varsayıyoruz. Peki ya yarattığı karakterle paralelik taşıyanlar yok mu? Ya da kendi kirli güdülerini eserlerinde gizleyip yarattığı temiz dünyalarla kendini aklayanlar yok mu? Kütüphanenize bir bakın, her birini tek tek düşünün, o kitabı yazan zihinden ne kadar emin olabilirsiniz? Evet, böyle çirkin bir davranışı ifşa olan insandan ben de soğurum. Ona para kazandıracağım düşüncesi rahatsız eder. Ama gidip ikinci elini okumaktan da kendimi men etmem. Hatta özellikle meraktan bile okuyabilirim çünkü o alçak davranışın sahibinin kendini gizleyip gizlemediğini, kafasının içinde neler döndüğünü bilmek isterim. İnsanı bu davranışa iten yolu görmeye çalışırım. Çünkü ahlaksızlığı tanımadan ahlaklı olunamayacağını düşünenlerdenim.

Estağfurullah, bu nereden çıktı? Ben tacizciye ticari olarak kazandırmak istemediğimi söyledim, bunun buna yol açtığını söyledim. Yoksa onun düşüncelerini benimsediğinizi ya da destek verdiğiniz ne ima ederim ne de böyle bir suçlama da bulunurum. Yanlış anlaşılmak istemem. Aslında gördüğüm kadarıyla konu yanlış yerlere gidiyor ve yanlış anlaşılıyorum. Bu yüzden çekilsem daha iyi olacak gibi. :slight_smile:

1 Beğeni

O kısım, işaretleyip, alıntıladığın sana değil. Böyle hissetmedimde. Sana veya Mevlevi Sultan boyle dedi diye yazmadim konu başlığı dışında buna gidiyor gibiydi. Ayri olarak son kısma bu şekilde yazdım. Sakın ikinizden öyle algıladım düşünmeyin.

1 Beğeni