YAZDIĞINI OKUMAYAN YAZAR
Uzun zamandır böyle bir başlık açmak istiyordum. Güzel bir tartışma konusu olur, diye de düşünüyordum.
Öncelikle bu nasıl başlık, “İnsan yazdığını bir yandan da okur aslında,” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, insanın yazdığına şöyle bir göz atmadan geçmesi olmaz değil mi? Olmaz. Size tüm kalbimle katılıyorum.
Lakin doğru yazmak gibi doğru okumak da önemli olduğunu düşünüyorum. Kelime hatası değil; yanlış telaffuz da değil bahsettiğim. Okuduğunu anlamak ve yazdığını anlamaktan bahsediyorum.
Sosyal medyada çok okuyorum/okuyoruz, “Yeni br kitab üstnde bendede yazdım…” diye garip cümleleri… Yahut yeni tanıştığımız biri bize şunu diyebiliyor: “Ben kitap okumam ve sevmem ama bir kitabım çıktı!”
Bunları okuyup duyduğumda derin bir sessizlik çöküyor üzerime ve düşüncelere dalıyorum. Mesela toplumsal olarak yeni bir aşamada olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle kitap yazma açısından çok tuhaf bir aşamadayız. Şunu net söyleyebilirim: TOPLUMUMUZ SON YILLARDA KİTAP OKUYANDAN ÇOK KİTAP YAZANA SAHİP!
Peki hepimiz yazıyorsak yazdıklarımızı kim okuyacak? Sanki salonu doldurmuş ortaçağdan çıkma bir kalabalıkta herkes konuşuyor, konuşuyor ve konuşuyor. Kimse dinlemiyor. Kimse okumuyor. Herkes konuşuyor. Herkes yazıyor.
Hiç kitap okumadan, hiç fantastik eser yahut bilimkurgu okumadan yazdıklarının türünü nasıl anlayabiliyorlar. Filmlerle ve dizilerle! Evet, bir de oyunları ekleyebiliriz. O yüzden senaryo yazan bile gördüm.
Ne yazık ki bu kişiler bir milyon kilometre uzaklıktan seçilebiliyorlar. Düştükleri acınası duruma baktıkça üzülüyorum. Neden seçilebiliyorlar? Çünkü;
-
Yazım hataları o kadar çok ki bir cümleyle kitap yazdığını ya da yayınlandığını ifade edemiyorlar.
-
Müthiş bir özgüvenleri var ki sanırsın Tolkien ayaklanacak onlardan imza isteyecektir.
-
Üşenme konusunda uzmanlık yapmış yetmemiş profesyonelleşmişler ki değil başka kitapları okumak kendi kitabının ne olduğundan bir haberler.
-
Sinirliler, özellikle okura sinirliler… Değil beğenmek okumadıkları için özellikle okura sinirliler. Okusalar anlayacaklar ve onu “efsanevi” bir konuma çıkaracaklar ama okur işte bir okumuyor!
TOPLUMDA HER ŞEYDEN ÖNCE BÜYÜMENİN VEYA ÇÖKÜŞÜN EDEBİYATTA BAŞLADIĞINA İNANIYORUM.
NOT: Yazdığı eserinin benzerlerini okuyarak özellikle yerli edebiyattaki konumunu bilen yazar dostları bu konu dışında tutuyorum.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Edebiyatta gözlenilen bu durumun günümüzde ve gelecekte topluma yansıması nasıl olur?