Yazım Hataları

Bu konu başlığı altında, karşılaştığım yazım hatalarını değerlendireceğim. Hayır imla hatalarını değil, bir roman veya öykü yazarken yazarların belki de farkında olmadan yaptığı basit her türlü yazımsal hata. Hata olarak değerlendirdiğim noktalarda bana katılmayabilirsiniz. Kendi bildiğinizi okumak isteyebilirsiniz. Siz bilirsiniz.

Başlayalım:

  • Kullandığınız kelimenin anlamını bilin ve nerelerde kullanılabileceğinden emin olun:
    Örnek,
    Kıraç sakallarını kaşıdı. :-1:
    Kırçıl sakallarını kaşıdı. :+1:
    Kıraç, verimsiz susuz toprak anlamına gelir. Kırçıl, hafif beyazlamış, kırlaşmaya başlamış anlamına gelir.
    Bir diğer örnek,
    Yüzünde mayhoş bir gülümseme vardı. :-1:
    Yüzünde buruk bir gülümseme vardı. :+1:
    Mayhoş bir tattır. Buruk bir ifadedir.

Bu hatanın en büyük sebebi az veya yarım yamalak kitap okumaktır. Telafisi ise daha çok kitap okumak ve sözlük kullanmaktır.

  • Noktalama işaretlerini, bilhassa “!” ve “…” işaretlerini gereksiz yere ve gelişigüzel kullanmayın.
    Örnek,
    Adam seslendi! “Nereye böyle…” :-1:
    Adam şaşırdı: “Nereye böyle?” :+1:
    Adam tereddüt etti: “Nereye böyle…” :+1:
    Adam haykırdı: “Nereye böyle!” :+1:
    Adam gülümsedi: “Nereye böyle?” :+1:

Ünlem ve üç nokta işaretlerini gelişigüzel kullanmanın en büyük sebebi aktarılmak istenen duyguyu kelimelerle ifade etmekte güçlük çekilmesidir. Bir duygu yoğunluğu olduğu belirtilmek istenirken kullanılan kelimelerin sıradan kaldığı düşünüldüğü için noktalama işaretleriyle desteklemeye ve zenginleştirmeye çalışır yazar. Oysa daha çeşitli bir kelime dağarcığının kullanımı hem ifadeyi güzelleştirecek hem de doğru yerde doğru duygunun hissedilmesine sebep olacaktır. Bu hatanın telafisi de daha çeşitli ve fazla kitap okumaktır.

  • Metin, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, çıkaracak bir şey kalmadığında mükemmel olur.
    Örnek,
    Uzaklara dalıp gitti. Gözü boşlukta bir yere takıldı. Dalgınlaştı. :-1:
    Uzaklara dalıp gitti. :+1:

Aynı duyguyu/düşünceyi farklı cümlelerle art arda anlatmak anlamı kuvvetlendirmez. Gereksiz yere uzamış olur. Lüzumsuz kelimelerin ve cümlelerin yükünü okura yüklersiniz. Sıkıcı olur. Uzat uzat nereye kadar? Hem ne faydası var? Ne geçecek elinize? İlk cümlede olmadı da beşincide mi anlaşılacak? Telafi etmek için yazdıklarınıza eleştirel bir gözle bakmaya çalışın. Lüzumsuz gördüğünüz her şeyi çıkarın.

26 Beğeni

KARAKTER

  • İnandırıcı karakterler kurgulayın.
    Kurguladığınız karakter kusursuz iyi veya kusursuz kötü olmamalı. Okulda en iyi notları alan, süper kaslı, süper yakışıklı, süper zengin, süper erdemli, hayatında hiçbir hata yapmamış ve yapmayacak bir karakterden daha saçma ve sıkıcı bir karakter düşünemiyorum.
    İnsanlar çelişkiler, eksiklikler, kompleksler, sorunlarla dolu karmaşık varlıklardır. Onları ilginç ve anlamaya değer yapan budur. Mutlak iyi, mutlak kötü veya stereotipik bir karakter kurguladığınız zaman robotumsu veya iki boyutlu duracaktır. Karakterin kusurları ve farklılıkları ise onu ete kemiğe büründürecektir. Ancak bu kusurların ve farklılıkların da bir sebebi olması gerektiğini unutmayın. Kurgunun, yani gerçek dışının, içinde gerçeği ararız.

  • Karakterlerin davranışları için bir sebep olmalı.
    Örnek,
    Günlük hayatında fevri davranmasıyla tanınan Leeroy Jenkins, o sabah uyandığında nedendir bilinmez, bölüm sonu canavarını geçebilmek için bir plan yapmaya başladı. :-1:
    Günlük hayatında fevri davranmasıyla tanınan Leeroy Jenkins, oyunda defalarca yenilip bir türlü bölüm sonu canavarını geçemedi. Bunu hiç istemediği ve çok sıkıldığı halde oturup bir plan yapmaya başladı. :+1:

Kurguladığınız karakter, özellikle kendi davranış kalıpları dışına çıkacaksa bunun bir sebebi olmalı. Aksi halde bu çok sırıtır. Deus ex machina olduğu belli olur. Duyarsız bir karakter ürettiniz ve hikâyenin devam edebilmesi için bir konuda duyarlı mı olması gerekiyor? Öncesinde duyarsızlığının bedelini ödeyebilir. Bundan ders çıkarıp hikâyenin gidişatını etkileyecek noktada duyarlı davranması sırıtmaz. Yoksa insanlar davranış kalıplarını veya karakter özelliklerini rastgele bir anda değiştirmezler.

Bu hatanın sebebi genellikle plansız kurgudur. Hikâyeyi ilerletecek noktalara bilhassa dikkat etmelisiniz. Yazmaya başlamadan önce yapacağınız kabataslak bir plan size bu noktaları göstereceği için daha hazırlıklı olursunuz.

  • Keskin dönüşümler gülünçtür.
    Örnek,
    Kahpe Bizans filminde imparatorun yeğeni olan Simitis homoseksüel, lakayıt ve hoppa bir karakter olarak tasvir edilir. Gerçek babasının bir Türk olduğunu öğrenince saniyeler içinde sakalı çıkar, sesi gürleşir, ciddileşir ve bir cengaver olur.

Bir komedi filmi olduğu için gülmemiz amaçlanır ve böylesi bir dönüşüme güleriz. Ancak kurgunuzda “antagonist” taraftan “protagonist” tarafa geçtiğinde çok keskin bir karakter dönüşümü yaşanıyorsa bunun yine gülünç olacağını aklınızdan çıkarmayın. Bizans’ın güzel ama zalim prensesi, Malkoçoğlu’nun tarafına geçtiğinde bir anda şefkat ve iyilik timsali kesilirse gülünç olur. Mafya babasının kızı takır takır adam vururken kahramanımıza âşık olunca Florence Nightingale’e bağlarsa veya petrol baronu zengin adam hanım kızımızın gözüne girmek için Greenpeace’e kaydını yaparsa, karikatür olur.
Daha yavaş ve kademeli değişimler daha inandırıcıdır. Yine bu değişimler için bir sebep gerekir ve “takım değiştirmek” yeterli değildir.

Acemice ama sıklıkla yapılan bir hata. Nasıl yapılabildiğini anlamak zor. Bir sebebi, yazarın bir tarafın mutlak iyi, diğer tarafın da mutlak kötü olduğuna inanması olabilir. Dünyayı siyah-beyaz olarak görmeyin.

13 Beğeni

Gıptayla izliyorum bu konuyu. Şimdiye kadar yaptığınız tavsiyelere uygun ve hatalarından arındılmış romanımızı hangi yayınevine gönderebiliriz? :slight_smile:

Bu bir soru değil aslında ama bazı şeyler tek taraflı olmuyor…

PLAN

  • Özellikle bir roman yazarken yapabileceğiniz en kötü hataların başında plansızlık gelir. Plansız ilerlediğiniz için kurgunuz tutarsız olur. Plansız ilerlediğiniz için foreshadowing yapamazsınız. Plansız ilerlerken hangi duraklarda mola verip en sonunda nereye varacağınızı bilemezsiniz. Karakterleri nasıl ve ne kadar kullanacağınızı bilemezsiniz.
  • Asimov’un deyişiyle: “Hikâyenizin sonunu bilin. Yoksa kurgunuzun nehri hiçbir zaman denize ulaşamadan çöl kumlarında kaybolabilir.”
  • Plan yapmak kendinize bir rota çizip zevksiz ve sıkıcı bir şekilde bu yolu bir robot gibi izlemek demek değildir. Nerelerde ne kadar zaman geçireceğinize yine siz karar vereceksiniz. Duraklarınızı değiştirebilirsiniz. Ancak başlangıçta bir hedefiniz olmazsa kaybolmaya mahkûm olursunuz. Kupkuru bir çölün ortasında hayal kırıklığı yaratan bir sonla karşılaştığınız zaman da, “Hedefim zaten buydu,” diyemezsiniz.
  • Plan yapmak, yazarak düşünmektir. Kafanızda tasarlamak ise uydurmak bile değil sadece hayal etmektir.
  • Plan yapmadınız ve bir noktada sıkıştınız, çıkmaza girdiniz. Kurtulmak için günlerce çabalayabilirsiniz. Ancak bir planınız olsaydı size kolayca yol gösterebilirdi.

Plansızlığın sebepleri, aşırı özgüven, sistemsizlik, disiplinsizlik, (düşünme eyleminin disiplinini bilmemek) ve yazmaktan uzak durmak olabilir. Plan yapmanın yaratıcılığı kısıtladığı ön yargısına kapılmış olabilirsiniz. Planı yapan sizsiniz, değiştirebilirsiniz, geliştirebilirsiniz.

Kimse sizden bir makine gibi direktifleri izlemenizi beklemiyor. Ancak yazdığınız kurgunun bir amacı, hedefi, belirli bir düşüncesi olmak zorunda. Aksi halde üzgünüm ama boşa zaman harcamış olursunuz.

Kafanızda tasarladıklarınızı kâğıda dökün. Kâğıt üzerinde düşünmeye alıştırın kendinizi. Orta Çağ’a karanlık çağlar denmesinin sebebi gün ışığının değil, yazılı kayıtların azlığıdır. Yazılı olmayan düşüncenin, bilginin bir kıymeti yoktur. Gündüz düşleri görüp hayaller kurmanın bir kıymeti yoktur. Bunları kâğıda döküp disipline edebilirseniz bir anlam ifade etmeye başlarlar.

8 Beğeni
  • Hobbit’i yazmadan Yüzüklerin Efendisi’ni yazamazsınız.
1 Beğeni