Yeni Çıkan Kitaplar - En Yeni Kitap Haberleri

Kuğu şarkısı zahmet oldu ya :smiley: Bir an hiç çıkarmayacaklar sandım.

2 Beğeni

Daha zahmet olacak çok kitap var :blush:

3 Beğeni
3 Beğeni
5 Beğeni

Say yeniler.

3 Beğeni
3 Beğeni

YKY yeniler.

2 Beğeni

ana eser şuymuş:

Bu da evvelki baskıları:

https://1000kitap.com/kitap/basyapit--104335/digerBaskilar

4 Beğeni

Cemil Kavukçu’ya çok sevindim :heart_eyes:

2 Beğeni
2 Beğeni

İlgimi çekti.

2 Beğeni

Ben bunu Yordam gibi algılamışım ne hikmetse. Hamdi Varoğlu çevirisi değilmiş haliyle. Onun daha kaç Zola’sı var zulada diye baktım, 3-4 kitap daha var ve biri de bu roman.

https://1000kitap.com/kitap/eser--167400
https://1000kitap.com/kitap/eser--167401

Dolayısıyla, Yordam’ın basacağı metinlerden. Neden mükerrer eser basmak yerine başka yol tercih edilmez, anlamam. Olmayanları basın arkadaş. Ucuz rekabet yapacaksan sen de tüm romanları bas. Meyhane’yi Cemal Süreya var diye aldı Zolacılar, güzelim seriye başka isimleri dahil etseler daha makbule geçer. Bkz: Dilimize Kazandırılmasını (Öylece) Bekledikleriniz…

2 Beğeni

Hepsiburada’ya Kuğu Şarkısı’nın ISBN’sini yazıyorum, karşıma başka kitap çıkıyor:

https://www.hepsiburada.com/ara?q=9786052655061

4-5 gün oldu halen stoğa girmemişler, İş Bankası kitapları da aynı şekilde. Amazon’da satıcılı ürünlerde gözüküyorlar. Hepsiburada’nın olayı zaten harici satıcılar. İlginç, hiçbirinde olmaması.

2 Beğeni

Kitap 16 Ocak 2025’den sonra satışa açılacak,HB geç satışa açtığına göre depo da görmeden satışa açmıyor herhalde. :slight_smile: Kitap muhtemelen henüz baskıdan gelmemiş bile olabilir.

2 Beğeni

Faust, Havana’daki Adamcağızımız ve İletişim’in Yordam görünümlü Zola’sı da yoktu, ben de “acaba” dedim, Evren bir şey mi anlatmaya çalışıyor.

2 Beğeni

Seri dört kitaptan oluşmakta. Son kitap henüz çıkmamış, ilk iki kitap dilimize çevrilmiş.

4 Beğeni

BİR ÇAĞI ŞEKİLLENDİREN LİDER: CHURCHILL

“Roberts, dünyanın en etkin ve en unutulmaz devlet adamlarından birinin özünü tek ciltte anlatabilmeyi başarıyor. Roberts’ın kariyerinin en büyük başarısı olan bu kitap, Churchill’in nihai biyografisi olacak.” – Henry Kissinger
“Tartışmasız Churchill’in en iyi yazılmış tek ciltlik biyografisi. Her zaman Britanya’nın kurtarıcısı olacağına inanmış bir adamı muazzam kapsamda, ancak hassas bir şekilde anlatarak enfes bir hikâye anlatımı başarısı gösteriyor.” – Wall Street Journal
“Muazzam… Churchill’in kusurlarını ve feci hatalarını ortaya koysa da onun büyüklüğünü de gözler önüne seriyor; hatta onu sevilebilir kılmayı başarıyor.” – Economist


Tarihe damga vurmuş ve tarihin akışını değiştirmiş liderleri düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen isimlerden biridir Winston Churchill. Herkesin kendisinden şüphe ettiği zamanlarda dahi inançlarına sıkı sıkıya bağlı, inatçı, zeki, vizyoner ve ikonik bir liderdi. Peki genç Winston nasıl Churchill haline geldi? Siyasete nasıl girdi? Nasıl yükseldi? Gelibolu fiyaskosundan 30 sene sonra İkinci Dünya Savaşı’nı kazanan lider haline nasıl geldi? Usta tarihçi Andrew Roberts, tüm bu sorulara yanıt verirken Churchill’in adil bir portresini çiziyor. Roberts, Savaş Kabinesi toplantılarının deşifreleri, günlükler, mektuplar ve Churchill’le aynı dönem yaşayan önemli isimlerin daha önce yayımlanmamış anıları gibi kapsamlı yeni materyalleri de kullanarak usta işi bir anlatım sunuyor. İngiliz Kraliyet Ailesi’nin Roberts’a, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kral VI. George’un Churchill’le yaptığı haftalık toplantılardan sonra günlüğüne aldığı detaylı notları okumasına izin vermesi sayesinde bu inatçı İngiliz’i çok daha yakından tanımamızın yolu açılıyor.
Churchill’in renkli kişiliği, zekâsı, inatçılığı ve vizyonu, elinizdeki bu destansı biyografide detaylı ve tarafsız bir şekilde işleniyor. Roberts, Churchill’i yalnızca bir kahraman olarak değil aynı zamanda insan olarak da anlamamıza olanak tanıyor. Kararlarının ardındaki motivasyonları, cesaretini ve eleştirilen yönlerini ustalıkla analiz ediyor.
Churchill, yalnızca bir tarih kitabı değil; aynı zamanda liderlik, azim ve insanlık üzerine de düşündüren bir eser. Andrew Roberts’ın titiz araştırması ve sürükleyici anlatımı, okuyucuyu 20. yüzyılın çalkantılı dönemlerinde unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.

31 Mart Vakası: Osmanlı Siyasi Hayatının Kırılma Noktası
Osmanlı tarihinin en karmaşık olaylarından biri olan 31 Mart Vakası’nı tüm yönleriyle okumaya hazır mısınız? Tarihçi Ender Korkmaz; arşivlerin tozlu raflarından çıkan belgeler, dönemin basını ve az bilinen tanıklıklarla bu kritik süreci yeniden ele alıyor.

Enver Bey, Mustafa Kemal Bey, Mahmut Şevket Paşa ve dönemin diğer önemli isimleri, bir imparatorluğun kaderini belirleyen bu olayda nasıl bir rol oynadı? Hareket Ordusu nasıl kuruldu ve vakayı bastırmada hangi stratejiler izlendi? İttihat ve Terakki Cemiyeti, Ahrar Fırkası ve Sultan II. Abdülhamid arasındaki dengeler, bu büyük krizi nasıl şekillendirdi?
31 Mart Vakası bir irtica hareketi miydi, yoksa çok daha karmaşık siyasi ve sosyal dinamiklerin bir sonucu mu? İngilizlerin müdahalesi gerçek miydi, yoksa spekülasyon mu? Derviş Vahdeti ve Prens Sabahaddin gibi isimler bu olayın neresindeydi? Mustafa Kemal’in Hareket Ordusundaki pozisyonu hakkında bildiklerimiz ne kadar doğru?

Ender Korkmaz, ideolojik önyargılardan ve komplo teorilerinden uzak, belgelere dayalı objektif bir yaklaşımla Osmanlı tarihinin bu kritik dönemecini inceliyor. “31 Mart Vakası: Belgeler ve Tanıklıklarla”, yalnızca bir tarih kitabı değil, aynı zamanda II. Meşrutiyet döneminin siyasi çatışmalarını ve toplumsal dinamiklerini anlamak için vazgeçilmez bir rehber.

BİR ANNE OLMAK
GERÇEKTE NE ANLAMA GELİR?

Bebek bekleyen ebeveynler olarak hamilelik boyunca bu sürecin bedenimiz açısından ne anlama geldiğine dair bilgi bombardımanına tutuluruz. Davranışlarımızın çocuklarımız için ne anlama geleceğiyle, yaptığımız seçimlerin çocukların gelişmekte olan bedenlerini ve hayat boyu fiziksel ve ruhsal sağlıklarını nasıl etkileyeceğiyle ilgili bilgilerle şaşkına döneriz. Kendimizle ilgili çok az şey öğreniriz. Partnerlerimizle ilgili daha da az şey öğreniriz.
Peki, anneliğe giden yolda edindiğimiz tüm bilgiler arasında ebeveynliğin bizi, iç dünyamızı nasıl değiştireceğiyle ilgili neler öğreniriz?
Ya çocuk sahibi olduktan sonra bir kişinin bilişsel işlevine neler olduğuyla?
Ya yaratıcılıklarına ve duygusal durumlarına?
Ebeveyn beyni bir bebeğin çoğu zaman daha önceden keşfedilmemiş bir dile benzer yollarla iletilen ihtiyaçlarını nasıl anlar?
Annelik tamamen içgüdüsel olarak içimizde bir yerlerde var olan ve bebeğimizi kucağımıza alınca aktif hâle gelecek bilgiler bütünü müdür?
Bu, kadınlarda doğuştan var olan bir içgüdü değilse başka ne olabilir?
Peki, babalar ve diğer bakımverenlerin beyinleri, duyguları ve bedenleri ebeveynlik süreciyle nasıl dönüşür?
Ebeveynlik konusunda nörolojik, bilişsel ve psikolojik araştırmaları bir araya getiren Chelsea Conaboy, çığır açan Anne Beyni isimli eseriyle bakım vermenin sıklıkla varsayıldığı kadar içgüdüsel olmadığını iddia ediyor. Conaboy, çocuğunun doğumuyla her şeyin değişeceğini bekliyordu. Beklemediği şey, ne kadar farklı hissedeceğiydi. Ancak bunun ardında ne olduğunu kısa sürede keşfedecekti: değişen beyni.
Anne Beyni; büyükanneler, büyükbabalar, politika yapıcılar, çalışan her ebeveyn ve onların müdürlerinin yanı sıra, bir ebeveyn olup olmamayı düşünen ve karar vermesine yardımcı olacak kulaktan dolma bilgiler dışında bilgi arayışında olan herkesin okuması gereken bir eser…

9 Beğeni

Onu da fiyasko olarak görmüyorlar yalnız. İş Bankası’nın bastığı WW1 kitabından bölümleri burada da paylaşmıştım.

1 Beğeni
6 Beğeni

Ketebe Nihal Yalaza Taluy çevirileri basmaya başlamış. Tam bakmadım ama Varlık’da olan çevirileri bunlar galiba.


10 Beğeni