Gelecek Bakanlığı’nı Bilimkurgu Klasiklerine ekleyip satış garantisi almak varken neden ayrı bir kitap olarak basmışlar ki. İthaki bazen doğru hamleler yaparak şaşırtıyor
Seriye 2000 öncesi çıkan kitapları dahil ediyorlar.
Biliyorum o kuralı fakat klasik kelimesinin sınırlarının belli kurallarla çizilmesini doğru bulmuyorum ben, pekala 2020 yılında çıkmış bir kitap da yeterince devrimciyse klasik olarak adlandırılabilir. Bu tartışma zamanında Forumda yoğun olarak yapılmıştı o yüzden tekrar alevlendirmeye gerek yok bence :)) Hem 2015 yılında başlayan seri için çizilen 2000 çizgisi 2025 itibariyle 2010a çekilse daha çeşitli kitaplar görebiliriz seride
Bilimkurgu Klasikleri serisine gelen kitaplar 30 yaşını doldurmuş eserlerdir. İnsanlığın Çocukları kitabının ilk baskısı 1 Ocak 1992 30 yaşını doldurmuş olduğu için bilimkurgu klasiklerinden çıktı.
Gelecek Bakanlığı ise 2020 de çıkmış.
Bu mantığa göre 1996’da çıkmış bir bilimkurguya bugün bakıp “Biz bunu bir-iki sene sonra bkk’dan yayınlarız bekleyelim şimdi,” düşünüyorlar mıdır acaba.
Fiyatı görene kadar "Genji’nin Hikayesi"nin çevrilmiş olmasına çok sevinmiştim. Ben hala bir kitaba bu parayı verecek zihin gücüne sahip değilim ve aklım da alamıyor.
Vay be. Sonunda biri bastı demek Genji’nin Hikâyesi’ni. Şimdi sırada kredi çekmek var.
Asyalı (özellikle Koreli ve Japon) yazarlardan çıkan dükkan/mekan temalı kitaplar ilgimi çekti. Bu uzak doğuda bir trend mi acaba bilen var mı? Trendse nerden nasıl çıkmış?
Bu soruyu yapay zekaya sordum ve şöyle dedi .
Evet, son yıllarda özellikle Asya (özellikle Kore ve Japon) edebiyatında dükkan, kafe, kitapçı, kütüphane gibi mekan temalı kitapların popüler hale geldiği gözlemleniyor. Bu trendin çıkış noktası, Asya edebiyatındaki minimalizm, nostalji ve huzur arayışıyla bağlantılı. Japon edebiyatında “iyileştirici edebiyat” (healing literature) olarak adlandırılan bu tür, okuyuculara rahatlatıcı ve sıcak hikayeler sunuyor.
Bu trendin kaynağı, Haruki Murakami gibi yazarların kafe ve kitapçı atmosferlerine yer vermesiyle başladı. Ardından Kore ve Japonya’da bu tarz “huzur veren mekan hikayeleri” popülerleşti. Özellikle Kore’de “iyileştirici roman” olarak adlandırılan türde, şehir hayatının karmaşasına karşı küçük dükkanlarda yaşanan sakin ve anlamlı insan ilişkileri işleniyor.
Bu tür kitaplar genellikle şu temalara odaklanıyor:
• Kendi yolunu bulma: Karakterlerin geçmiş travmalarını geride bırakıp yeni başlangıçlar yapması.
• Samimi topluluklar: Küçük mekanların insanları bir araya getirmesi.
• Doğa ve geleneksel motifler: Kitapçılar, kafeler ve dükkanlarda doğanın ve eski geleneklerin huzur veren unsurlar olarak sunulması.
Senin ilgin çektiğin kitaplar arasında da bu türü temsil eden önemli eserler bulunuyor. Örneğin, “Nakano Eskici Dükkanı” (Hiromi Kawakami) ve “Aradığın Şey Kütüphanede Saklı” (Michiko Aoyama) bu temaları işleyen popüler eserlerden.
Bu tür, Batı’da da popülerlik kazandı ve kitaplar birçok dile çevrildi. Özellikle sosyal medya platformlarında (Instagram, TikTok) “cozy reading” trendiyle birleşerek daha geniş bir kitleye ulaştı.
Yapay zekaya ne sorulmuyor, ne yapılmıyor ki ? Arkadaşlar siz de benimle aynı fikirde misiniz bilmiyorum ama kitapyurdu sitesine girip her yeni çıkan kitaplar listesine baktığımda, gün geçmiyor ki yapay zeka çizimli kitap kapaklarına rastlamayayım. Hakikaten gına geldi bu çizimlerden. Şunun gibi :
Merhaba arkadaşlar. 2024 yılının Aralık ayında çıkan 2. öykü kitabımı sizlere tanıtmak istiyorum. Kitabın tanıtım yazısını ve satın alma bağlantısını da aşağıya ekliyorum.
Efsaneler, masallar ve mitler… Hepsi uzaklarda, Kafdağı’nın ardında bir yerlerde var olduğunu düşündüğümüz bir hakikatin peşinden koşmamıza sebep olur. Peki ya o dağın ardına varabilseydiniz, gerçekte neyle karşılaşırdınız? “Kafdağı’nın Ardı” sadece bir dağa ya da nehri takip eden bir yolculuk değil, aynı zamanda insanın kendi içine doğru yaptığı derin bir keşif. Havva’nın Kızılırmak’ın kaynağını arayışı, Bulut Fotoğrafçısı Hasan’ın gökyüzüne uzanan bakışları, Manzara Hırsızı Mehmet’in çaldığı güzelliklerin izinde sürüklenişi… Her biri; yitirilmiş bir hakikatin, kaybedilmiş bir umudun peşinden koşarken aslında başka şeyleri arıyorlar.
R. Tugay Özdemir, Kafdağı’nın ardında ne olduğunu bilmeden yola çıkanların, bilinmezin peşinde sürüklendiği bir masalı anlatıyor. Yolda karşılaştıkları sırlar, belki de aradıklarının çok ötesinde. Çünkü o dağa yapılan yolculuk, sadece masalların değil, hakikatin de örtüsünü kaldırıyor…
Devam kitabı mı bu? Yoksa bağımsız kitap mı?
Bağımsız. Zaman’ın Çocuklarının son kitabını yayınlamadan başka eserlerini getirip duruyorlar 
İki saat önce, geçen senelerin goodreads bilimkurgu ödüllerine bakıp bu kitabı görüp “Birinci olmuş kitabı nasıl çevirmediler hala,” diye düşünüyordum, güzel tesadüf.
İkinci İthaki hayırlı olsun. Children of Memory’yi basıp seriyi tamamlayacaklarına yayımladıkları kitaba bak. Eksikparça bakalım daha ne kadar bekletecek bizi.