Daha önce bir yazımda aynen şunları yazmıştım.
“Taht Oyunları, bir medeniyetin zihninin temelleri. Buna mim koyun.”
Yazının tamamını okumak isteyenler için:
Kaç kitabın var? Hepsini okudun mu? Günde kaç sayfa okuyorsun? vs vs… İnternet ekipler amiri Serdar Kuzuloğlu’nun cevapları.
Bu soruların cevapları nedeniyle videoyu 19.50’den sonrası olacak şekilde paylaştım.
Sonradan Ekleme: Youtube dışında oynatma kapalıymış, izlemek isteyen arkadaş olursa paylaşım üzerinden izlenmiyor youtube’dan izlemeniz gerekiyor.
2 Beğeni
Ancak yazacak fırsatım oldu. Hatta yoğunluktan görseli tam izleyemedim de. Lakin bu değinilen konu ile ilgili bir iki görüş belirteceğim.
1- Türk kökenlerde var mı bu durum emin olamamakla birlikte, ortadoğu toplumlarımda bu sayısalcılığın (ne kadar, kaç tane) çok uç düzeyde olduğunu görüyorum. Özellikle kutsal kitapları okurken bunu çok net anladım. Sanıyorum bu kültür bize de bulaşmış halde. Bu toplumlarda görsele ve niceliğe dayanmayan şeyler nedense anlaşılamaz gibi görünüyor. Mesela 1 Melek bile başlı başına güçlüyken gökten 3000 melek iniyor. Suçun cezası dayak değil atıyorum 567 adet sopa. Bu rakamlar hiç bir anlam taşımıyor sadece bir büyüklük algısı oluşturmak için kullanılıyor. Hatta ve hatta teknolojileri ne kadar yeterli ise onun katları ile ifade etmeler var. Hiç bir metinde 1 Milyon, Yüz Bin gibi rakamlar yok. Bir sürü en fazla 500 hayvan , bir ordu en fazla 1000 kişi… Haliyle bir şey çok çok büyük tasvir edilecek ise 3000 oluyor 4000 oluyor.
Zengin kavramının zihinsel bir karşılığı yok. 4 Köy, 120 Cami, 600 Büyükbaş sahibi Abdo Ağa’nın oğlu Bilo ağa gibi… 40 fincan, 40 katır gibi. Haliyle sorular da kültür de buna yönelik. Kaç evi var, kaç arabası var gibi…
2- 1. Madde de yer alan özellik kapitalizim ile birleşince hepten tadından yenmez bir hal alıyor. Çünkü bu sistemde her şey sayısal, her şey ölçülebilir olmalı. Bir baz belirleyeceksin ve herşey ona göre ölçülecek. Atıyorum Alper ayda 45 kitap okuyorsa, okuma hızımın bazı bu. Buradan referansla ayda 20 kitap okuyan birinin çok kitap okuyup okuyamadığını algılayabiliyorum. Hep bir hedef- baz alınan ve gerçekleşen rakam olmak zorunda. Kaç kitap, Ne kadar maaş, kaçıncı evlilik? (Mesela evliliğin kaçı olur mu 
)
Haliyle bu sorular sana referans noktası oluşturmak için soruluyor ve bence asla bitmez. Bitmesi için kültürel bir değişim lazım.
4 Beğeni
1 Beğeni
SIRF KALİTE…
2 Beğeni
Bu videonun altında neden sadece türklerin yorumu var ve neden herkes kitap alıntıları paylaşıyor? 
1 Beğeni
Acayip, muhteşem bir yayın. Ernest Renan 'ın 1883 yılında Sorbonne Üniversitesinde yaptığı İslâmlık ve Bilim başlıklı konuşmadan yola çıkararak harika bir yayın yapmış hoca. Türkiye’de birisinin bu kadar üst seviyede metodoloji kullanarak güzel bir şekilde inançlarla dalga geçmeden, kutsal kitaplarda yazılanların yanlış olduğunu falan kanıtlamaya çalışmadan yani dinin “inanç” olan kısmına hiç değinmeden kültürel, toplumsal, kamusal düzen ve zihin üzerindeki etkisini anlatabileceğini hiç düşünmezdim.
Émile Durkheim ayarında analizler yapmış Dücane Hoca. “Ortadoğu zihniyeti” denilen şeyin kökeninin İslam’ın inanç esasları değil onların yorumlanma şeklini belirleyen kültürel, politik yapı olduğunu ve çok daha fazla şeyi son derece kolay anlaşılır bir şekilde anlatıyor, harika açıklıyor. Eğer inanç, düşünce gibi konularla ilgileniyorsanız ve bizim ülkemiz, bu coğrafya neden bu halde diye düşünüyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.
Yayının sonunda söylediği şu cümle ise çok çarpıcı; "Benim duyduğum nârayı siz de duyuyor musunuz: ‘Hakikatin canı cehenneme’, Türkiye bunu söylüyor.‘’
-Dücâne Cündioğlu
5 Beğeni
5 Beğeni
5 Beğeni
Enteresan hikaye.
2 Beğeni
Bizim üniversitedeymiş 
3 Beğeni
Bu kanalı 2 hafta önce keşfeden Türkler varmış. Onlar arasında olmasam da çok iyi bir kanal bulduk. Teşekkürler. 
2 Beğeni
2 Beğeni
4 Beğeni
5 Beğeni
Some days
3 Beğeni
3 Beğeni
CELAL ŞENGÖR ANLATIYOR: Bilimde Felsefe Neden Önemlidir?
Clickbait video kapağına aldanmayın Celal Hoca’nın Felsefe anlattığı bir video. 
1 Beğeni