Yusuf'un Horozu

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/yusufun-horuzu/

Henüz yaratılmış tüm bebekler, kayan yıldızları yakalamak için gökyüzünde koşuşturuyorlardı. Yusuf hariç tüm bebekler… Yusuf‘ kayan yıldızların bir anlamı olmalı,’ diye oturduğu yerde, kara kara düşünüyordu. Kendi kendine “Vardır elbet bir sebebi,” diye söylendi. Gökyüzüne yayılan bebek kahkahalarını “Haydi toparlanın! Şimdi hepiniz hayatınızdan bir günü izleyeceksiniz,” diyen, yaratılanlardan sorumlu meleğin sesi böldü. Sanki bebekler bu…

Farklı bir deneme. Bana düşündürdüklerini izninizle yazayım.

İnsan zihni, soyutu somut hale çevirme konusunda aceleci ve işgüzardır. Bulutların üzerinde koşuşturan bebeklere oturacakları bir yer işaret edildiğine göre, akışkan bir mekandan ziyade sınırları bir miktar da olsa belli olan düşsel bir zemine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ne bileyim, buluttan pofuduk çıkıntılara oturabilirler. Ne idiği belirsiz kelebekler kuşlar süzülebilir. Bazı motiflerle bezeli duvarlar olabilir vs vs. Bunu şunun için söylüyorum: Bebeklere bir kök inşa edebilirsek, sahneyi izlerken verdikleri tepkileri daha gerçekçi bulabiliriz.

Kök inşa etmek fikrine şuradan kapıldım. Bebekler henüz yaratılmış bir canlıya göre hafıza fazlalığı yaşıyor gibiler. Başlarına gelecekleri yorumluyorlar, üzülüyor ve seviniyorlar. Bu gibi duygular için biraz katmerli bir geçmiş gerekir diye düşünüyorum. Ya da bir çeşit fabrika ayarıdır bilemiyorum. Bana göre biraz daha itaatkar veyahut ifadesiz olabilirlerdi. Meleğin cesaretlendirici veya şefkatli sözleri onlarda duygu değişimlerini tetikleyebilirdi. Aynı annenin bebeğe yaptığı gibi.

Yapısal düzlemde baktığımda ise açıkçası ben öyküde bir ara parça ve bir devam parçası şeklinde birbiriyle tam olarak bağdaşmamış iki parça olduğunu düşünüyorum. Sanki bu ikisi farklı iki puzzleın birbiriyle uyuyormuş gibi görünen ama görüntü olarak uyuşmayan parçaları gibiydi. İyi ve cesur bir deneme. Elinize sağlık.