Yüzüklerin Efendisi - J.R.R. Tolkien

Okuduğum ilk fantastik romandı Yüzüklerin Efendisi. Sene 1998. O güne dek okuduğum hiçbir şeye benzemiyordu. O günden sonra da hayatım değişti zaten. Kitabın ön sözünde de dediği gibi, bu öyle bir üçlemedir ki karakterlerin hiçbirinin yerinde olmak istemezseniz. Ama bitirince de bu olaylar gerçek olmalıydı, bu karakterler gerçekten yaşamış olmalıydı dersiniz. O kadar insancıl ve gerçekçidirler çünkü; çok büyük fedakârlıklarda bulunur, muazzam bir dostluk öyküsü anlatırlar. Kâh kahkaha atarsınız kâh gözünüz dolar (son sahnede mesela).

Lisede okuduğumda doğa betimlemelerinden sıkıldığımı hatırlıyorum. Birkaç sene sonra tekrar okumuş, fark etmediğim ne çok şey olduğunu görmüştüm. Bundan bir-iki yıl önce ilk kitabı yine okudum ve unuttuğum ne çok şey olduğunu görüp acayip bir keyif aldım.

Filmi izledim, okumaya ne gerek var demeyin. Film kitapların sadece aksiyon sahnelerini anlatıyor çünkü. Kitapları okumayan biri Tom Bombadil’i, yaşlı ormanı, höyüklü kişileri, Sting’in nereden geldiğini, Saruman’ın gerçek sonunu, Faramir’in neden bu kadar sevildiğini, Glorfindel’i asla bilemez, tanıyamaz.

20 Beğeni