Dediğim gibi çok fazla hata var. Pirinç ruhu nedir arkadaş, hiç mi içkiye spirit dendiğini duymadın. Cup da kaşık olmuş.
“Kimi çeviriler zamanla eskiyor. Pek çok çeviri zamana dayanamıyor, geçerliliğini yitiriyor. Sözünü ettiğim eskime, ille de çeviride kullanılan dilin eskimiş olmasından kaynaklanmıyor.
Bu da kötü çeviriye bahane uydurma. Eskiden cup kaşık mı demekmiş? Zaten kitabın içine çeviriyi savunan bir yazı koymaları direk uyarı levhası.
Katılıyorum, her ne kadar başta ÇÜ çevirisi daha doğru gelmiş olsa da sonradan BK çevirisine yöneldim. Ama her ikisi de hala ok ve zaten belli olup olmaması da hikayeye de hiçbir şey katmıyor.
En başta dediğim gibi bazen birini bazen de diğerini beğendim.
Her ne kadar hala akıcı ve anlaşılır olduğunu düşünsem de yıllardır okuduğumuz Celal Üster çevirisinden bu kadar hata çıkması üzdü açıkçası… En çok ‘sexless’ çevirisi şaşırttı beni. Cümlede cinsiyet belirten zamir varken cinsiyetsiz diye çevirmek büyük dikkatsizlik olmuş.
Bu karşılaştırma bayağı aydınlatıcı olmuş bu arada, başka çevirilerle devam edilir umarım Özellikle Sevin Okyay’ın çevirisiyle karşılaştırma şahane olurdu.
Karşılaştırma için elinize sağlık. Telifin düşmesi beni ilgilendirmez yine Can’ dan okurdum diye düşünüyordum. İngilizce bilmeyince ve şimdiye kadar başka çeviri görmeyince her halükarda Celal Üster çevirisi ile okur geçerdim diyordum. Buradaki yorumları okuyunca bu konuyu tekrar düşünmem gerektiğini anladım.
Umarım Alfa ve Kırmızı Kedi’ den çıkacak 1984 çeviri karşılaştırmasını da yakın zamanda görürüz. Onları da dört gözle bekliyorum.
Merely olayı yabancı platformlarda da kafa karışıklığı yaratmış ve konuşulmuş sanırım. Ancak Celal Üster çevirisindeki anlam çıkmıyormuş.
Hello everyone!
Could you please tell me the meaning of ‘‘merely’’ in this context:
‘‘He moved over to the window: a smallish, frail figure, the meagreness of his body merely emphasized by the blue overalls which were the uniform of the party.’’
(1984 - George Orwell).
I didn’t understand if it meant that the overalls emphasized his meagreness or hided it.
Thank you…
Orwell is piling up adjectives and adverbs of smallness in order to emphasize the insignificance of the person in comparison with the might of the party. “Merely” echoes the sound of ‘meagreness’, increasing the effect. So emphasize is correct, and hid is wrong.
(You might expect the overalls to hide his skinniness.) But in fact they merely / only made it more obvious. “Merely” suggests the contrast that I’ve put in parenthesis.
The overalls may well hide his actual figure, but they can nevertheless emphasize his meagreness when they are obviously too loose and baggy.
@KubilayK karşılaştırma için teşekkürler. Diğer önemli çeviriler de çıktıkça karşılaştırma cümlelerine eklenir umarım. Ben yakında almayacağım ancak aldığımda paylaşılmamış olursa incelemedeki cümlelerin başka yayınevi çevirilerini eklerim.
Benim sorduğum grup tamamı native English (ben hariç) olan, benden 10 kat fazla kitap okumuş ve 4-5 tanesi de kendisi yazar olan kişilerden oluşuyor. Dediğim gibi, onlar bile “net şudur” demediler ama sizin verdiğiniz linkteki gibi akıl yürüttüler. Yani eğer bir seçme şansları varsa, “kendisine büyük gelen kıyafetleri olmasına rağmen sıskalığını belli ettiğini” düşündüklerini yazdılar.
Açıkcası yıllardır aktif kullanmadığım paslı İngilizcemle bende “çok az” belli ediyordu hissiyatı oluşturmuştu cümle. Ancak iki çeviri arasındaki akla kara seviyesindeki farkı görünce merak edip baktım bende.
Bir de konu özeli dışında şöyle düşündüm. Yeni çevirilerde, ikilemlik hissedilen cümlelerde araştırıp doğruyu bulmak eski çevirilere göre daha kolay. Elbette burada o araştırma hissiyatıyla hareket eden çevirmen de takdiri hak eder. Araştırma yapabilmenin daha kolay olması doğruyu bulan kişinin emeğini hafife aldıramaz.
Eski çevirilerin de gerektiğinde elden geçirilip doğruyu buldurulması gerekliliği de ortaya çıkıyor. Arada bir durup dönüp geriye bakmak gerekiyor sanırım.
Kitabı Can yayınlarından Celal Üster çevirisiyle geçen sene okuyup çok beğenmiştim.
Karşılaştırmalara bakınca Begüm Kovulmaz çevirisi genelde daha doğru geldi bana.
Ama bazı kelimelerin çeviri tercihlerinde Celal Üster’den yanayım, o şekilde okuyup kanıksadığım için belki. Gerçek Bakanlığı - Hakikat Bakanlığı Havaşeridi Bir - Birinci Hava Sahası Yenisöylem - Günceldil Barış Bakanlığı - Sulh Bakanlığı Varlık Bakanlığı - Refah Bakanlığı çiftdüşün - eşdüşün
bunların hepsinde ilk çeviridekileri tercih ediyorum.
"Ondan nefret ediyordu, çünkü genç ve güzel olmasına karşın cinsiyetsiz di. "
Bunu okuduğumda ise garipsemiştim, ikinci çevirideki hali ile daha doğru kullanılmış bence de.
BKK içinde kitapları alır koleksiyona katarım, ama yakın zamanda tekrar okuyacağımı zannetmiyorum.
Varicose Ulser için bu çeviri doğru. Ancak Celal Üster’in seçimini de anlayabiliyorum çünkü iki şekildede yarayı hayal etmek kolay. Ama yazarın bahsettiği şey varis ülseri/yarasıysa buna çıban diyemeyiz.
Yazarın dilinde ya da öykünün gidişatında neden bu kelimeleri kullandığını anlamadım çevirmenin. Barış ve Varlık daha mantıklı geldi bana. Hoş ben olsam Plenty’i farklı çevirirdim muhtemelen.
Üster’in çevirisi biraz daha değerli bana kalırsa. Özellikle bilgisayar çağından önce bile bu denli iyi çeviriler zormuş.
Şimdi çevirmen sıkılırsa translate’e yazabilir, google’da qrayabilir, yazar yaşıyorsa onunla konuşabilir, hatta arkadaşlarına bile danışabilir. Ama eskiden sözlükler ve ansiklopedilerle yapılmış çeviriler bir miktar daha emek gerektirdiği için bir miktar daha hatayı görmezden geliyorum.
Genel olarak iki çeviriden de tatmin olmadım. Ama çeviri tartışmalarından bıktığım için başlığa yazmayı bile düşünmüyordum. Ama Hasan Fehmi çevirisi gelince onun da eklenmesini isterim bu başlığa.
1984’ü ilk olarak üniversitede pdflerin çıktısını alıp ingilizcemi geliştirmek için okuduğum kitaplardan biri olarak okumuştum. O zamanlar açlığını çektiğim distopyaya doymuştum sayesinde. Nedendir bilmiyorum Dark City ile çok benzetiyorum.
Tekrar okumak için yeniden almayı bekliyorum. Hayatımın 3 farklı döneminde 3 farklı baskısını okumuş olacağım. Bakalım
Yanılmıyorsam Celal Üster bu çeviriyi iki defa yaptı, Can Yayınları kitaplarında tekrar baskıya gittiği zaman. Açıkçası Celal Üster’in çevirisi bana daha çok hitap etti, bence bir dile çeviride kelimelerin net doğruluğundan çok o dil için cümleye, kültüre ve hatta günlük konuşma diline uygunluğu daha değerli.
1984 kitabının Can yayınları normal baskısı ile özel tasarım baskısı ve de yabancı dil baskısı elimde mevcut.İthaki bilimkurgu serisini takip ettiğim için bu baskısını da alacağım.4.-5. okumam olur.
Ayrıca Orwell’in Can yayınları dışında çıkan, Sel yayınları kurgu dışı yapıtlarını da sahibim.
Peki peki anladık en güzel çeviriyi sen yaptın.
En güzel bilimkurguyu sen çıkardın,
en güzel gotik edebiyatı sen dizgiledin
ve en güzel 1984’i sen yayımladın.