Bu sene okuduklarım arasından en fazla zevk aldığım kitap - seri Sissoylu Serisi olmuştur sanırım. Forumda ki birçok arkadaşın okuduğu bir seri, şöyleydi böyleydi diye uzun uzun anlatmayayım.
Bu sene en büyük hayal kırıklığım ise Ann Leckie’nin imperial Radch üçlemesi (adalet - kudret - merhamet) oldu.
Bu seriyi okurken gerçekten ite kaka bitirebildim ve bittikten sonra bir süre kitaplardan uzak durmaya karar verdim bir kaç ay okuma hevesim kaçtı.
En beğendiğim üçlü ;
Daniel Keyes - Algernon’a Çiçekler
Arthur C. Clarke - Çocukluğun Sonu
H. G. Wells - Dr. Moreau’nun Adası Bonus : Blake Crouch - Karanlık Madde
Hayal kırıklığı olan üçlü ;
Dan Brown - Başlangıç
Dmitry Glukhovsky - Metro 2034
Amie Kaufman & Jay Kristoff - Gemina Bonus : James Gleick - Zaman Yolculuğu
Formatınız güzelmiş, ben de bu formattan gideyim o zaman.
En Beğendiğim Üçlü;
Alexandre Dumas - Monte Cristo Kontu
Charles Dickens - İki Şehrin Hikayesi
Isaac Asimov - Vakıf Bonus : Alfred Bester - Kaplan! Kaplan!
Hayal Kırıklığı Yaratan Üçlü;
Stephen King - Hayvan Mezarlığı
Stanislav Lem - Gelecekbilim Kongresi
Jack London - Demir Ökçe Bonus : Yevgeni Zamyatin - Biz (6:45 çevirisiyle okuduğum ilk kitap. Dilerim son olur.)
Biz Hep Şatoda Yaşadık - Shirley Jackson
Godot’yu Beklerken - Samuel Beckett
Yerdeniz - Ursula K. Le Guin
Belgariad - David Eddings
Bir Atın Hikayesi - Mark Twain
Kralların Yolu - Brandon Sanderson
Otranto Şatosu - Horace Walpole
Hayal kırıklığı yaratanlar:
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler - Scott Lynch
Beyaz Kum - Brandon Sanderson
Eksik Parça - Christian Bobin
Mavi Tarlalardan Yürü - Claire Keegan
Tek olarak seçim yapamadım. Baktım arkadaşlar üçlü yapmışlar. Onu da başaramayınca kendimi sınırlamadım.
EN BEĞENDİĞİM Savaşkıran - Brandon Sanderson
Özellikle çevirisi diğer tüm Sanderson kitaplarından bariz bir şekilde daha iyiydi.
HAYAL KIRIKLIĞI YARATAN Tanrı Olmak Zor İş - Arkadi ve Boris Strugatski kitabın dili bana çok ağır geldi ve kitabı tamamlayamadım. Aslında hayal kırıklığı yaratanlar desem daha iyi olur zira birkaç Zweig kitabı da okudum ve hiçbirini beğenmedim. Acaba ben mi alışık değilim, yoksa yazar mı abartılıyor bilemedim.
Sefiller romanı. Yıllar önce okumuştum ancak 300 sayfalık kötü bir baskıydı. Bu sene İş Bankası HAY klasikleri baskısından okudum. Sefilleri sadece bir roman olarak değerlendirmek doğru değil. Yaşamdaki bir çok olayı çok farklı yönleriyle sorguluyor sorgulatıyor. Victor Hugo çok detaycı örneğin iki karakterin kesişen yollarını anlatmak için sayfalarca Waterloo muharebesinin ( bozgunundan) gelişimi, sonuçlarını anlatıyor. Kanalizasyonlarda geçen bir kaçışı anlatma öncesinde sayfalarca Paris kanalizasyonlarının tarihini anlatıyor… Tam metin okumadıysanız ilk fırsatta okumanızı öneririm.
Cengiz Aymatov kitapları
Hayal kırıklığı
Amatka
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini
Neuromancer serisi ( iki defa başlayıp, her ikisinde de muhtemelen çeviri nedeniyle yarım bıraktım)
Belirtme ihtiyacı hissettim, mesajınıza olan beğenim, " En Beğendiğim Üçlü" için… “Hayal Kırıklığı” olan kitaplar benim sevdiğim kitaplar arasında
Özellikle Demir Ökçe için özellikle yazma ihtiyacı hissettim. Oligarşi, Tekeller, Tröstleri henüz Kapitalizm’in klasik sömürgecilik ve Pre Emperyalizm’'den Emperyalizme evrildikleri dönemde yazılmış olması kitaba ve yazara benim nazarımda ayrı bir değer katmakta.
Bu sene Terry Pratchett’e giriş yaptım. Diskdünya’nın ilk üç kitabını okudum ve okurken inanılmaz keyif aldım. En beğendiğim:
–Eşit Haklar - Terry Pratchett
–Kaos Yürüyüşü Serisi’nin (Patrick Ness) tamamı harikaydı.
–İnce Memed 1 - Yaşar Kemal (Bu kitabın yarısına geldiğimde serinin bir sonraki kitabını indirim gözetmeden alıverdim ki hiç huyum değildir.)
Hayal Kırıklığı:
–Cadıbulan: İblisseli’nin Şafağı - William Hussey
–Kaiken - J. C. Grange (Bu yazarın okuduğum en kötü kitabı Koloni idi ve ben kendisini gerçekten severim ama Kaiken, Koloni’yi mumla aratan cinsten bir kitaptı. Uzun uzun yazıp yeni yıla bunu hatırlayarak girmeyeceğim.)
Demir Ökçe için konuşmam gerekirse, ilkbahar zamanı okuduğum için net bir yorum yapamam ama okurken çok sıkıldığımı hatırlıyorum. Belki de kitaptan beklentim farklıydı, onu bulamadığım için sevemedim.
Listedeki Demir Ökçe dışındaki kitapların ortak özelliği, bu sene bitiremediğim sadece 3 kitap vardı ve bu kitaplar onlardı. Birinin çevirisi berbattı, birinin dili veya anlatım tarzı bana hiç hitap etmedi, birini de okurken ister istemez Poe ve Lovecraft’la kıyasladım ve olayın hiç içine giremedim. (Ki içine girebilmek için, gecenin bir yarısı arka planda korku filmi müziği açarak okumaya çalıştım, ama yine olmadı.)
En beğendiklerim Akhilleus’un Şarkısı: Helen/Paris ilişkisinden çok Akhilleus üzerine kurulu tarihi bir romandı. Gerçekten çok güzeldi belki de Akhilleus’u sevdiğimden bu kadar beğendim ama duyguları iyi verebilen bir romandı. Anladığım kadarıyla bazı karakterler İlyada ile zıt özellikler gösteriyormuş yine de konuyla ilgili hafif bir roman arayanlara öneririm. Dune: İlk iki kitaptan sonra malum kişinin yokluğu seriden biraz soğutsa da okuduğum en iyi bilimkurgu romanlarındandı. Star Wars’ın pek çok konuda Dune’dan ilham aldığını fark ettim, her şeyiyle çok güzeldi.
Hayal kırıklığı yaratan
Dikenler ve Güller Sarayı: Kapağın arkasında Taht Oyunları okurları bu seriye bayılacak şeklinde bir şey okuduğumdan almıştım ama berbat bir seriydi. Yazar potansiyeli olan bir kurguyu berbat etmiş ne karakter gelişimi vardı ne de tutarlı bir olay örgüsü. Evren yaratımında pek çok açık vardı karakterlerle bağ kurmak imkansızdı.