Yaklaşın yamacıma hocamlar size üniversitedeyken yaptığım 3. stajı nasıl ayarladığımı anlatıcam (bir türlü uyku tutmadı). Konu çok sıkıcı gelebilir böyle özetleyince ama valla çok ilginç olaylar yaşandı. Neyse başlıyorum.
Şimdi genetik öğrencileri genelde hiçbir yazlarını boş geçirmezler, her yılın eylül-ekim-kasım ayları civarında o yaz için stajlarını hazır ederler. 3. sınıfın başlarında ben de etmiştim; Norveç’ten bir hocayla anlaşmış, Erasmus’un staj burs programına başvurmuş, kabul edilmiş, belgelerimi hazır etmiş bekliyordum, 10 haziran gibi gideceğim.
Mayıs’ın ortalarında bir evrak işi için okulun Erasmus ofisine gittim. Ordaki görevli hasbelkader “yolculuk nereye?” dedi. “Norveç” dedim. O da dedi ki “iyi de biz Norveç’e burs vermiyoruz ki”. Uzun lafın kısası, bürokratik saçmalıklar dönmüş ve Norveç’e burs programı o yıl değil gelecek seneden itibaren aktif olacakmış. E dedim ne yapacağız? Reyiz sağolsun dedi ki “senin bursun onaylanmış, istersen başka yerde staj ayarla oraya aktaralım”.
Bunu duyunca ben direkman yurda koştum, hemen açtım google’ı ve arattım: “bionformatics lab in europe”. Gelen sonuçlarda adı geçen hocalara meyil sallamaya başladım “stajyeriniz oluyum mu” diye. Çoğu tabi bastı reddi. Sonuçta 20 gün sonra falan gidilecek, yer bulmak hayal. Bir tane hoca geri döndü sadece, o da şöyle demişti: “Bak senle uğraşamayız kendin bu işi yapabilecek kadar matematik/programlama falan biliyo musun?” Ben de dedim ki “Valla ben de emin değilim hocam, iyisi mi siz bana bi tane ödev verin, yapabilirsem alın yapamazsam almayın”. Hoca da ilginç bir şekilde tamam dedi, bir hafta sonra bir görev dökümanı ve kendi cluster’larına sınırlı erişim verdi, bir hafta süren var dedi. O hafta da final haftası. Ben yusuflaya yusuflaya yaptım görevi, bir yandan da dersleri yakmamaya calışıyorum (ders dinlemezdim hiç).
Neyse en son bitirdim hazırladım raporu, hoca okey verdi, belge işlerini hallettik falan haziran oldu bu arada. Ama tabi bu vize ve kalacak yer konusu var çözülmemiş. Vize için randevu almaya çalışıyorum en erken randevuyu 10 hazirana veriyorlar (D sınıfı vize almak çetrefilliymiş), ama benim o tarihte varmış olmam lazım. 3 haziranda Allah kerim dedim, uçak biletlerini aldım, ücretsiz iptal hakkı veren hostellerden parça parça yer ayırta ayırta 3.5 aylık süreyi kapladım, ve sabah konsolosluğun önüne gittim.
Kapıdaki güvenliğe derdimi anlattım dedim böyle böyle. Adam bana dedi ki sen dışarda bekle bakalım, belki bir şeyler ayarlayabiliriz. 1 saat falan dikildim, sonra kapıya bi tane adam geldi, İranlıymış, asker kaçağıymış. Beni öldürücekler diyor sığınma talep edicekmiş. Türkçe/Almanca bilmiyor, sadece İngilizce. Ben kapıda çevirmenlik yaptım ordaki görevlilerle (ilginç bir şekilde ingilizce bilmiyorlarmış) adam arasında; actually bu işlere bakan bir devlet dairesi varmış anlaşılan, oraya götürsün diye bi taksi ayarladım gönderdik elemanı. Güvenlikçi bana teşekkür etti dedi ki madem sen geç içeri şununla görüş, ben de içeri girdim belgeleri verdim, o gün çıktı vize.
Sonra yine yurda koştum, kalacak yer arıyorum bu sefer. (hostel pahalı ve o kadar uzun süre için tatsız) Oranın sahibinden benzeri sitelerini geziyorum, öğrenci yurtlarını arıyorum falan. En son 6 haziranda bir yurtta bir kişilik yer ayarlayabildim.
Ayın 10’unda da ordaydım. Sonrası işte klasik eylül sonuna kadar eşşek gibi çalışma vs., o kadar ilginç değil.
Bu da böyle bir anımdır hocamlar.